Büyükşehir Belediyesi Genel Sekter Yardımcısı Fuat Kumruaslan, düzenlediği basın açıklamasında restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi:
Restorasyon için ihale açıldı
* Binaların yıkılmasıyla birlikte 5 bin 500 metre uzunluğunda olan ve kalkan balığı görünümündeki tarihi surların çevresinde işyeri kalmayacak.
* Surların yüksekliğinin 12 metre olduğu halde, bazı işyerlerinin dolgu yapmasından dolayı yer surların belirli bölümleri 4-5 metre uzunlukta görünüyor.
* Restorasyon çalışmasında surların görünümünü bozmayacak şekilde yeşillendirme yapılacak. Ayrıca, park ve yürüyüş alanları yer alacak.
* Tarihi surların çevresinin yeniden düzenlenmesi için ihale yapıldı.
* Düzenleme çalışmaları hava şartları elverdiği takdirde bu yılın sonuna kadar bitirilecek.(NK)
Diyarbakır Surları
Diyarbakır surları, dünyanın en eski ve en sağlam şehir surları arasındadır. Uzunluk bakımından dünyada Çin Seddi ve İstanbul Surları'ndan sonra gelir. Ancak sağlamlığı, sur ve burçlarındaki görkemli kabartma, kitabe ve kapıları ile eşsiz bir yere sahiptir.
Bu nedenle Diyarbakır Surları, şehri saran basit bir duvar olmanın ötesinde, kuruluşundan bu yana bu topraklarda yaşayan birçok medeniyetin en güzel izlerini taşıyan bir kültür mirası, bir açık hava müzesidir.
Diyarbakır Surları, 5 kilometre uzunluğunda, 10-12 metre yüksekliğinde ve 3-5 metre genişliğindedir. Sur içindeki alanın boyutları 1700-1300 metredir. Surlar, şehrin batısında bulunan eski yanardağ Karacadağ'dan akan kalın bazalt tabakaya uygun olarak kalkan balığı şeklindedir. Balığın baş kısmı İç Kale'ye, kuyruk kısmı ise güneybatı kesimindeki Yedi Kardeş ve Evli Beden burçlarının olduğu yere uyar.
Diyarbakır Surlarının yapımında yörenin temel yapı malzemesi olan gri-siyah bazalt taşı kullanılmıştır. Sur ve burçların üzerinde, güneş ve yıldız sembolleri, kaplan, boğa, çift başlı kartal, akrep ve at kabartmaları, silah, meyve ve tahıl şekilleri bazalt taşlar üzerine işlenmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Ayrıca birçok yerde, özellikle Urfa Kapı ve Dağ Kapı çevresinde eşsiz kitabe ve motifler bulunmaktadır.
Diyarbakır Surları'nın bir kısmı, şimdiki İç Kale'ye uyan yerde Hurriler tarafından yapılmıştır (M.Ö.3000). Bu bölge, muhtemelen gerek Dicle vadisine gerek Diyarbakır düzlüğüne hakim en stratejik yer olarak seçilmiştir.
Diyarbakır Surları, günümüzdeki şekli ile 346 yılında Bizans İmparatoru II. Constantinus döneminde yapılmıştır. Ancak o zamanki surların şimdiki Gazi Caddesi'nden geçen batı kesimi 367-375 yılları arasında, şehre gelenlerin artmasının üzerine yıktırılmış ve surlar şimdiki şekliyle genişletilmiştir.
O günden günümüze kadar surlar zaman zaman onarılmış ve yenilenmiştir. Birçok uygarlık kendi döneminde yeni burçlar, kitabeler ve süslemeler, motiflerle surlara kendi imzalarını atmışlardır.
Özellikle Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları, Eyyubiler, Akkoyunlular ve Osmanlılar'dan günümüze kadar gelen birçok kiymetli burç, kitabe ve kabartmalar bulunmaktadır. Bu eserler, o dönemlerin canlı birer şahidi olarak hala yaşamaktadır.
Diyarbakır Surları, esas olarak iç ve dış kaleden oluşur. İç Kale, surların Fis Kayası denilen kuzeydoğu ucundadır. İç Kale'de Bizanslılar'dan kalan Nestorian Kilisesi vardır. Bu kilise VI. yüzyılda yapılmıştır. Halen, yarı harap vaziyettedir. İç Kale'deki en önemli yapı Virantepe denen yerdeki Artuklu Sarayı'dır.1210-1220 yılları arasında yapılan sarayla ilgili kazılar 1956'da Prof.Dr. Oktay Aslanapa ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiş, saray kalıntıları, altın yaldızlı ve Türkr motifli mozaikler ve çok gösterişli sekiz köşeli havuz ortaya çıkarılmıştır. Bu sarayda devrin önemli
bilim adamları ve özellikle Cizreli Eb'ül İzz'in yaşadığı bilinmektedir.
Günümüzde Artuklu Sarayı halen harap haldedir. İç Kale içerisinde ayrıca I. Dünya Savaşı sırasında Atatürk'ün kaldığı bina ve bazı adlî (Adliye günümüzde buradan surların dışına, yeni Belediye binasının bitişiğindeki binaya taşındı) binalar bulunmaktadır.
İç Kale'yi saran surlar Kanuni Sultan Süleyman zamanında yeniden gözden geçirilmiş ve genişletilmiştir. Bu surlarda 16 burç vardır. Burçlar, dört, altı ve sekiz köşelidir. Günümüze kadar iyi korunmuş olarak gelmişlerdir. Bu surlar üzerinde "Kanunî Kitabesi" bulunmaktadır.
Dış Kale Surları, İç Kale'yi sararak Dağ Kapı-Urfa Kapı ve Yeni Kapı-Mardin Kapı yoluyla eski şehri sarar7. Dış surlar üzerinde 82 burç bulunur. Burçlar çoğunlukla yuvarlaktır, ancak dört ve altı köşeli olanlar da vardır. Benusen ve Dicle vadisine bakan kesimde daha çok dörtgen burçlar bulunur. Savaşların en çok cereyan ettiği Dağ Kapı ile Urfa Kapı arasındaki düz alana bakan bölümde burçlar genellikle yuvarlak, daha sık, daha sağlam ve daha büyüktür. Bu kesimde burçlar arasındaki mesafe kısadır, aralarda takviye vardır.
Mardin Kapı-Yeni Kapı arasındaki surlar yalçın kayalar üzerine kurulmuştur, daha alçak ve daha seyrektir.Burçların çoğunlukla iki katlı, bazıları 3-4 katlıdır. Alt katlar depo ve ambar, üst katlar ise askeri amaçlar için kullanılmıştır.
Diyarbakır Surları üzerinde çok görkemli ve tanınmış burçlar vardır. Bunlar arasında Yedi Kardeş, Evli Beden (Ulu Beden, Benusen), Nur, Keçi, Kralkızı, Fındık, Mervani, Akrep Burçları en iyi bilinenlerdir. Yedi Kardeş ve Evli Beden Burçları, Artukoğulları zamanında 1208-1209 tarihlerinde yapılmıştır. Yükseklikleri, büyüklükleri ve zengin motif ve kitabeleri ile her iki burç da eşsiz anıtsal görüntüye sahiptir.
Eskiden Dış Kale Surları'nı dışarıdan ikinci bir surun kuşattığı bilinmektedir. Bu ön surun da bazalttan yapıldığı, iki sur arasında geniş ve derin bir hendek bulunduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Günümüzde bu dış surların izleri yer yer görülmektedir.
Diyarbakır Surları üzerinde İç ve Dış Kale'de 4'er kapı bulunur.
İç Kale'nin kapıları, Saray Kapısı, Küpeli Kapısı, Oğrun Kapısı (Gizli Kapı) ve Fetih Kapısı 'dır. Bunlardan Saray ve Küpeli Kapısı şehir içine, diğer ikisi ise şehir dışına açılır.
Dış Kale'nin kapıları ise, kuzeyde Dağ Kapı (Harput Kapısı), güneyde Mardin Kapı (Tell Kapısı), doğuda Yenikapı (Dicle veya Su Kapısı) ve batıda Urfa Kapı (Rum veya Halep Kapısı)'dır. Kapılar demirden yapılmıştır, çok sağlam ve gösterişlidir. Günümüzde Dağ
Kapı ve Urfa Kapı onarılmıştır ve iyi durumdadır. Mardin Kapı (bu kapının çevresi de son iki yıl içinde onarıldı ve kapı açılarak hizmete açıldı, çevresi yeşillendirildi) ve Yeni Kapı ise çok harap durumdadır. Daha sonraki yıllar surlarda bazı kapılar daha açılmış (Çift Kapı, Tek Kapı gibi) veya surlar yer yer yıkılarak geçişler sağlanmıştır.
Diyarbakır Surları, eski geçmişlerine rağmen, uzun yıllar boyunca, sağlamlıkları ve dayanıklıkları ile günümüze kadar büyük oranda korunarak gelmiştir. Surlar zaman zaman büyük onarımlar geçirmişlerdir. Maalesef 1932 yılında surların, şehrin havalanmasını engellediği için yıkılması fikri ortaya atılmışsa da özellikle Fransız araştırmacı Alfred Gabriel'in çabaları sonucu bu hatalı girişim engellenmiştir.
Diyarbakır Surları, özellikle son 20 yılda, köyden kente göç, gecekondulaşma, çarpık kentleşme sonucu büyük oranda harap olmaya başlamıştır. Surların Mardin Kapı, Urfa Kapı arasındaki dış kesimi yoğun gecekondu işgaline uğramış ve surların yanı sıra Yedi Kardeş-Evli Beden burçları çok tahrip olmuştur. Bu kesimde surların ve burçların taşları sökülmekte ve surlarda yeni geçitler
açılmaktadır.Surların Urfa Kapı-Dağ Kapı arası daha iyi durumda olan ve düzenli onarılan kısımlardır.
* Diyarbakır Surlarıyla ilgili bilgi, Prof. Dr. Halil Dağartekin'in www.abone.turknet/diyarbekir sitesinde yayımlanan yazısından derlendi.
** Vurgular Bianet'e aittir.