Türkiye'nin başlıca çekincesini, bir ABD müdahalesi sırasında Irak'ın toprak bütünlüğünün dağılması ve Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulması olasılığı oluşturuyor. Ankara bu durumun Türkiye için olumsuz bir model oluşturacağı kanısını daha önce Ecevit'in Washington ziyareti sırasında da duyurmuştu.
ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Başbakan Ecevit ile görüşmesini dün akşam saatlerinde tamamladı. Görüşmenin ardından habercilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Bülent Ecevit, Cheney'in kendisine "yakın bir gelecekte Irak'a karşı askeri bir operasyonun söz konusu olmadığını söyledi"ğini bildirdi.
Ancak Ankara, Cheney'e Afganistan'daki müdahaleye katkısını sürdüreceğini bildirdi. Ecevit'in verdiği bilgiye göre ABD hükümeti bugün Kongre'ye verilecek bir önerge ile Türkiye'nin Afganistan'daki masraflarına katkı sağlamak amacıyla 228 milyon dolarlık bir yardımda bulunmayı vaad ediyor.
Dick Cheney'in gelişi dolayısıyla gerçekleşen protestolar sırasında Ankara'da 87 kişi gözaltına alındı.
"Toplumsal muhalefet" ne diyor?
Dick Cheney'in Türkiye'ye gelişi ve olası Irak Operasyonu'nu Demokratik Uzlaşma ve Kürt Sorununa Çözüm Girişimi (DEMOS), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Emeğin Partisi (EMEP), Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), İnsan Hakları Derneği (İHD) Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Maçka İnisiyatifi (Mİ), Mazlumder, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Sosyalist Demokrasi Hareketi (SDH) ve Türkiye Komünist Partisi'ne (TKP) sorduk.
Parlak: Enerji kaynaklarını denetimde tutmak
Kemal Parlak (DEMOS): Dick Cheney'nin gelişini, Amerika'nın, Avrasya ve Ortadoğu ile ilgili aslında daha önce kararlaştırılmış politikalarının bir ön çalışması olarak değerlendiriyorum.
Bölge devletlerinin birazcık ikna birazcık da öğüte yönelik bir girişim bu. Ama aslında kararlar verilmiştir. "Biz bu işi yapacağız, önümüze çıkmayın" mesajı taşıyor. Kamuoyu oluşturmaya yönelik bir çabadır. Bu anlamda teşvik olarak değerlendirilebilir.
Asıl amacı enerji kaynakları ve yollarını denetim altında tutmaktır. Kendi politikalarına taş koyan yapıların tasfiyesine yönelik bir harekettir. Saddam burada bahane. Ancak Saddam Hüseyin'in diktatör ve despot yapısı bu politikaların hayata geçirilmesini kolaylaştırıyor.
Çelebi: Savaş Kışkırtıcı Cheney'e hayır
Süleyman Çelebi, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı: Dick Cheney'e söylenebilecek tek şey; ülkemizin ne komşularımızla ne de bölgemizde bir savaşın tarafı olmayacağını ve savaşı da istemediğini belirtmek olmalıdır.
Ancak yaşanan gelişmeler herkes gibi biz emekçileri de ciddi bir biçimde endişelendirmektedir. Örneğin, Uluslar arası Para Fonu ( IMF) ve Dünya Bankası'ndan alınan kredilerle ilgili belgelerde kredi artırımına gerekçe olarak Irak'ta yapılacak askeri harekat gösterilmektedir.
ABD'nin egemenlik ve çıkarları için birçok yoksul ülke halkı ağır bedeller ödemektedir. Binlerce sivil insan yaşamını yitirmektedir. On binlerce insan işsiz, yoksul, evsiz ve geleceği olmayan bir sürece itmektedir. Körfez savaşının bölgemiz ve ülkemizde açtığı yaralar henüz kapanmış değildir, yaratılan tahribatın etkileri hala sürmektedir.
Bizler ülkemizin bir savaşa sürüklenmesini istemiyoruz. Emekçiler olarak, emperyalizmin bu kirli hesaplarına, savaşa ölüm ve kıyımlara karşı mücadeleyi bir insanlık görevi olarak görüyoruz ve hükümetten savaş kışkırtıcı Cheney'e açık ve net bir şekilde hayır demesini istiyoruz.
Sürek: İkna ya da zor
Kamil Tekin Sürek, Emeğin Partisi (EMEP) Genel Yönetim Kurulu Üyesi: Dick Cheney, savaş koalisyonunun sözcüsü ve kurmaylarından biri olarak Türkiye'yi savaşa ikna ya da zorlamak için geliyor.
Irak ya da Ortadoğu'da savaşa dahil olmanın Türkiye halklarına bir yararı yok. İşçiler, emekçiler, ilericiler ve devrimciler Cheney ve onun savaş yanlısı politikalarını protesto ediyor, ben de protesto ediyorum. Irak'ta ya da başka bir yerde savaşa karşıyım.
Özçelik: Irak'a müdahale ihtiyacı yok
Osman Özçelik, Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Genel Başkan yardımcısı: Dick Cheney'in gelişinin ağırlıklı olarak Irak'a yönelik olduğu biliniyor. HADEP olarak biz müdahaleden yana değiliz. Bu Saddam Hüseyin iktidarının devamından yana olduğumuz anlamına gelmez. Şiddet, ancak geçici çözümler sağlar.
Aslında güç ABD'nin elinde, karar verdiğinde onu engellemek pek mümkün değil.
Şu anda, Kuzey Irak'ta fiili bir yönetim var. Irak'taki Kürt gruplarının bağımsız devlet talepleri olmadığı da biliniyor. Irak'ta Kürt devleti meselesi Türkiye'nin kaygılarından kaynaklanıyor. Yoksa, ABD'nin de böyle bir projesi yok.
Ayrıca, böyle bir yolla ABD'nin bölgede hakimiyet kurmasını gerektiren bir durum da yok. Türkiye ve İsrail gibi devletlerin varlığı da göz önüne alındığında ABD'nin buna ihtiyacı da yok.
Irak'a fiili bir müdahale olabileceğini sanmıyorum. Böyle bir ihtiyaç da yok. Cheney gezisi de gösterdi ne Avrupa Birliği ülkeleri, ne Arap ülkeleri müdahaleden yana değil. ABD tek başına gibi.
Öndül: ABD Irak ve Ortadoğu'dan elini çek
Hüsnü Öndül, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı: Amerikanın stratejik politikası açıkça enerji kaynaklarını ele geçirme, nüfuz alanlarını pekiştirme ve yeni nüfuz alanları yaratma politikasıdır. Bu politika kendisini savaş araç ve gereçleriyle gösteriyor şimdilerde.. Öyleyse, Amerika'nın savaşı, nasıl oluyor da "bizim savaşımız" oluyor? Ya da olacak?
Irak'ta binlerce çocuğun ilaç ve gıda ambargosu nedeniyle hastalıktan öldüğünü biliyoruz. Bunda, Birleşmiş Milletler ve ABD kadar, kendi ülkelerinin yöneticilerinin de sorumluluklarının bulunduğunun farkındayız.
Biz Irak halkının tekrar ve daha büyük ölçekte savaş acılarını yaşamasını istemiyoruz! ABD'nin Irak ve Ortadoğu'dan elini çekmesini istiyoruz! Bir kez daha ve daima savaşa hayır! diyoruz. Türkiye'yi yönetenler, ülkemizin askerlerini kardeş Irak halkıyla karşı karşıya getirmemelidir.
Evren: Kamu emekçileri savaş politikalarına karşı
Sami Evren, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)Genel Başkanı: 11 Eylül'ün ardından tüm dünyada emperyalist güç dengelerinin ve nüfuz alanlarının yeniden paylaşılması için dünyada savaş rüzgarları estiren ve Afganistan'a tonlarca bomba yağdıran ABD, Filistin'de katliama dönüşen bir işgali sürdüren İsrail'i desteklemekle kalmıyor Ortadoğu'yu daha fazla kana ve gözyaşına bulayacak yeni planlar peşinde koşuyor.
Irak'a yeni bir operasyon hazırlığında olan ABD'nin Başkan Yardımcısı Dick Cheney Arap ülkelerinde aradığı desteği bulamadı, Türkiye'yi yeni bir savaşa sürüklemek için Hükümet yetkilileri ve Genel Kurmay ile görüşecek.
Türkiye'yi yönetenler ise yaşanan ekonomik krizi atlatabilmek ve iktidarlarını sürdürebilmek, gerekli ekonomik desteği alabilmek için ABD'nin dümen suyunda gitme telaşında görünüyorlar.
Kamu emekçileri Körfez savaşı gibi yakın bir deneyim göz ardı edilerek ülkemizi yeni bir maceraya ve Ortadoğu'da kan akıtılmasına yol açacak her türlü savaş politikalarına karşıdır. Türkiye'yi yönetenler ABD'nin savaş politikalarına bağlanmaktan vazgeçmelidir. Ortadoğu'da sorunlar, Ortadoğu halklarının barış, kardeşlik ve karşılıklı demokratik ilişkileriyle çözülebilir.
Erkoca: Türkiye'nin pazarlık ve direnme kozu sınırlı
Yurdaer Erkoca, Maçka İnisiyatifi: Dick Cheney'in ziyaretinin anlamı açık. Bunu artık sağır sultan biliyor. Irak'a yönelik bir operasyon için uygun zemin arayışı. Arap ülkeleri ziyaretinden beklediğini bulamayan ABD Başkan Yardımcısı şimdi Türkiye zeminini bir yoklayacak.
MGK dahil Hükümetin de Irak'a yönelik bir ABD operasyonuna çeşitli açılardan, en önemlisi Kuzey Irak'ta oluşacak bir Kürt devleti olasılığı ve İslam camiasında biraz daha yalnızlaşması gibi çekincelerle sıcak yaklaşmadığını biliyoruz.
Bu şimdiye kadar çeşitli yetkili ağızlardan ifade edildi. Ama yine de emin olmamak gerekir diye düşünüyorum. Uluslararası Para Fonu (IMF) kıskacındaki Türkiye'nin pazarlık ve direnme kozlarının son derece sınırlı olduğu açık.
Aslında bu ziyaret sonrasında yapılacak açıklamaları dikkatli bir şekilde dinlemek ve satır aralarını iyi okumak gerekiyor.
IMF kredilerinin geri ödeme koşullarından biri de politik ve askeri değil midir? Ayrıca, Afganistan dahil Türkiye'nin ABD öncülüğünde bölgede üstlenmeye çalıştığı rol açısından bakılırsa hepimiz kendimizi büyük bir kanlı maceranın içinde bulabiliriz.
Bu gelişmeler hepimizi sandığımızdan çok daha yakından ilgilendiriyor?
Mercan: Barışı Konuşun
Ahmet Mercan, Mazlumder İstanbul Şube Başkanı: Daha Afganistan saldırısının izleri canlı dururken, yeni bir hedefe yönelme arzusu, varlığını saldırı üzerine kurmuş bir anlayışı ortaya çıkarmaktadır. Kendisine destek veren ülkeler, 'bu kadarı da fazla' anlayışı ile muhtemel Irak saldırısına olumlu bakmamaktadırlar.
Dünü yok sayan, hafıza kaymalarıyla ortaya çıkacak bir yaklaşım, Türkiye ve bölge açısından endişe verici olacaktır.
Gerek Irak halkının, gerekse bölge halklarının / ülkelerinin daha fazla 'savaştan/ savaşı konuşmaya' tahammülü kalmamıştır. Savaşı değil barışı konuşsunlar.
Genç: Cheney Türkiye sınırlarına bile girmemeliydi
Vahit Genç, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)İstanbul İl Başkanı: Savaş planları yapmak üzere gelen ABD Başkan yardımcısı Dick Cheney'in Türkiye sınırlarına girmesi bile doğru değil. Gelişi boşuna değil, dostluk için gelmediği açık.
Barışı örgütlemek, Filistin sorununu çözmek için gelmiyor ki... Cheney'e, "Irak bizim komşumuz, Irak ve Türkiye halkları iki ülke arasında dostça ilişkiler istiyor" denebilmeliydi.
Bizlerin savaş ve silahlanma politikalarını desteklememiz mümkün değil. Bütün bu politikalar kapitalizme, küreselleşmeye ve savaş tacirlerine hizmet ediyor. Halkların özgür dolaşımı değil, sermayenin serbest dolaşımı söz konusu olan.
Cheney derhal geri gönderilmeli ama ABD'ye göbekten bağlı politikalarıyla Türkiye'nin bunu yapması mümkün değil.
Karakuş: Cheney'i evine dönmeye davet ediyorum
Filiz Karakuş, Sosyalist Demokrasi Hareketi:11 Eylül saldırısı sonrası ABD'nin yayılmacı politikalarının devamı Irak'la gündeme geldi. Cheney bir süredir bölge ülkelerini dolaşarak destek arıyor.
ABD, Türkiye'yi yedek güç olarak görüyor. Irak meselesinde Türkiye'nin tutumu önemli. Ecevit, genelde "biz bu işte yokuz" demeye getirse de, Afganistan'da olduğu gibi, Türkiye'nin İncirlik üssünü kullandırması, asker göndermesi durumlarını ortaya çıkarabilir.
Burada iki yüzlü bir tutum var. Irak'ta bir Kürt devletinin oluşumu Türkiye'de Kürt sorunu açısından savaşın yeni bittiği koşullarda bir sorun teşkil edebilir, demokratik ve kültürel taleplerini yükselten Kürtlerin sindirilmesine yol açabilir.
Cheney'in Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkloğlu ile görüşmedeki ısrarı, ABD emperyalizmi, ordu ve devlet ilişkilerini açıkça ortaya koyuyor.
ABD emperyalizminin Filistin'de yaşananlara karşı çıkmaması, Cheney'in bölgeyi gezerken bu çok önemli konu yokmuş gibi davranması, yeni bir savaşın çığırtkanlığını yapması kabul edilemez. Ayrıca, Irak'a saldırıyla başlayacak bir savaşın Türkiye'deki yoksullara, Kürtlere ve kadınlara çok zarar vereceğini düşünenlerdenim.
Bu anlamda, Dick Cheney'i evine geri dönmeye davet ediyorum.
Güler: Ucuz emek gücünden ucuz savaş gücüne :
Aydemir Güler, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Başkanı: Savaşa karşı tavrımızı Pazar Günü Ankara'da yapacağımız eylemle gösterecektik. Ancak eyleme izin verilmedi. Dün Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde TKP'li öğrenciler Cheneey'in gelişine karşı bir gösteri yaptılar.
Parti olarak Türkiye'nin ABD'nin savaş politikaları içine dahil edilmesine şiddetli bir karşı çıkışın olması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye Irak saldırısına karşı gibi bir tavır takınsa da 3-5 dolar almak için ABD ile pazarlık yapacaktır. En azından Irak'a açılacak savaşta üsler kullanılacak. Türkiye'nin Irak savaşına karşıt bir tutumu ancak göstermelik olur.
Hükümetin savaş istemiyoruz açıklaması bir pazarlık lafıdır. Halka, "çocuklarımızı ölüme yollayacağız, karşılığına para alacağız" diyemezler. Ucuz emek gücü olarak görülen Türkiye şimdi de ucuz savaş gücü olarak görülüyor. Türkiye'ni savaşa girme koşulu olarak Kürt devleti paranoyası gösteriliyor. Türkiye zaten Kuzey Irak'tadır. Ordusu, istihbaratı oradadır. Aşiretler Ankaracıdır. Irak'ın bölünme olasılığı Türkiye için yeni bir durum olmayacaktır. (EÖ/ÖG/NM)