BÖLÜNMÜŞ DEĞİL BÜTÜN BİR ADA İSTİYORUZ.
Dünyanın ve ilgili tarafların izlediği yanlış politikalar sonucunda adamızda bölünmüşlüğü yaşamakla karşıkarşıya kalan Kıbrıslılar de-facto durumdan zarar görmüşlerdir. Uzun yıllardır hüküm süren ateşkesin sonlandırılıp kalıcı bir anlaşma ile kangrenleştirilen Kıbrıs Sorununun çözüme götürülmesi için başlatılan çalışmalar; barışı, huzuru, insanca yaşamı özleyen ada halkının umutlarını yeşertmiştir.
16 Ocak 2002'de iki toplumun temsilcilerinin yüzyüze görüşme süreci başlayacaktır. Bu sürece girilirken milliyetçi, fanatik politikaları ile uzlaşmazlıkları körükleyerek kendi yaşamlarını saltanat içerisinde sürdüren Denktaş-Klerides ikilisinden ve onları destekleyen çevrelerden Kıbrıslıların özlem duyduğu onurlu yaşayabilir bir anlaşmaya varmalarını beklemek bunca yıldır yaşadığımız gerçeklerle bağdaşmamaktadır.
Kıbrıslı Türklerin içerisinde bulunduğu siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel sorunlar Türkiye Hükümetlerinin Kıbrıs'ın Kuzeyinde Denktaş aracılığı ile sivil sıkıyönetimlerin dayattığı asimilasyon politikaları ile birebir ilişkilidir. Denktaş'ın dünya kamuoyuna verdiği mesajlar da "Yüzyüze görüşmeler sürecinde" masada Türkiye'nin kendisinin koruyamadığı çıkarlarını korumayı hedeflediğini göstermektedir. Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşamak zorunda bırakılan ve her geçen gün dünya ile bağı MGK eylem planları çerçevesinde daha da kısıtlanan, ilerici ve yurtseverleri vatan haini ilan ederek hedef gösteren, devletin ve militarizmin gücünü arkasına alarak toplumsal terör estiren TMT modeli terör örgütlerine alabildiğine destek veren Denktaş, Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunluğunun özlem duyduğu insanca, hakça, onurlu bir anlaşmaya imza koyacak bir kimlik taşımamaktadır. Her fırsatta Türkiye'nin çıkarlarını ön koşul olarak ortaya koyan, halkını bölerek gerçek yurtseverleri vatan haini ilan eden bir zihniyet, yıllardır onuruyla yurdunu korumak için kavga veren halkımızı temsil etmemektedir.
Sendikamız ÇAĞ-SEN; adamızda yaşayabilir, onurlu, kalıcı barış sürecini başlatabilecek bir anlaşmanın imzalanabilmesi için demokratikleşmeden, sivilleşmeden yana olan ilerici yurtsever demokratik kitle örgütlerinin anlaşma sürecine fiilen katkı koyması gerektiği inancındadır. Bu süreç fanatizmin temsilcisi olan Denktaş-Klerides ikilisi ve onların destekçisi olan çevrelerin insiyatifine bırakılmamalıdır. Bizler bu adanın gerçek sahipleri olarak yurdumuzda özgür, bağımsız, kendi irademizle kararlarımızı alarak huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bu bağlamda;
Sınırların olmadığı bütün bir adada üslerden, silahlardan, askerlerden arınmış,
Çağdaş, demokratik, hukukun üstünlüğü ve insan hakları bağlamında uluslararası toplum tarafından kabul gören, diskriminasyondan (ayrımcılıktan) uzak, iki toplumun kültürel farklılıklarının yarattığı zenginlikleri ile uyum içerisinde dünya kültürüne katkı koyan, Kıbrıslıları acı, kan, gözyaşından uzak tutacak olan bir anlaşmadan yanayız.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
YÖNETİM KURULU