Yayınlanan bildiriler özetle şöyle:
ÖDP Genel Başkanı Uras: "Bu savaşın kazananı olmaz"
Afganistan'a düşen bombalar dünyanın bir çok yerinde yeni çaresizliklere ve öfke patlamalara yol açacaktır. Türkiye'yi yönetenleri uyarıyoruz:
* Kriz bölgesine NATO anlaşması çerçevesinde asker göndermeyin.
* Ülkeyi Ortadoğu'da maceraya sürükleyecek davetlere kapı açmayın.
* Türkiye'nin Kuzey Irak'ta bir Kürt devletini engellemek bahanesiyle Musul-Kerkük bölgesine girmesi, ülkeyi Ortadoğu batağına sürükler. Türkiye'deki üsler savaş harekat merkezi haline getirmekten vazgeçin.
* Bu savaşın kazananı olmayacaktır. Kaybedenler ise Batı başta olmak üzere çok inançlı, çok kimlikli ve çok kültürlü toplumlarda bir arada yaşayanlar ile dünyanın ezilen, yoksullaşan ve dışlanan toplumları olacaktır.
SİP: Yeni saldırı zinciri
Sosyalist İşçi Partisi (SİP) yayınladığı bildiride şu görüşlere yer verdi:
* ABD'nin Afganistan'a yönelik başlattığı ağır bombardıman, yeni bir emperyalist saldırı zincirinin ilk halkasıdır.
* Emperyalistlerin amacı barışın sağlanması değil, yeni bir savaş dalgası yaratmaktır.
* Türkiye bu halkanın hiçbir yerinde yer almamalıdır.
* SİP olarak halkımızı 14 Ekim günü İstanbul, İzmir ve Adana'da yapacağımız emperyalizm karşıtı mitinglere katılmaya çağırıyoruz.
DİSK Genel Sekreteri Tokmak: "Savaş insanlık ayıbıdır"
* Dün gece dünya tarihinin yeni bir kara sayfa açıldı. Savaş bir kez daha yaşamımıza girdi. Bombalanan kentlerde, köylerde yıkılan yalnızca taş, beton duvar değil; yuvalar, hastaneler, okullar kısaca bir yaşam için gerekli olan her şeydir.
* Savaşlar insanlık değerlerini yok eder. Kalplerde, zihinlerde silinemez izler bırakır, geriye yaralanmış, yıkılmış insanlar kalır. Savaş en büyük insanlık ayıbıdır!
* Emekçiler olarak görevimiz insanların katledilmesini önlemek ve barışın korunmasını sağlamaktır.
İHD: "Savaşa hayır, inadına barış"
* Savaşa hayır diyenlerin sayısı arttıkça yönetenlerin barış taleplerine olan tahammülsüzlüğü de artmaktadır. Bu tahammülsüzlüğün en son örneklerinden biri de savaş hayır diyen, savaşın acılarını yaşamak istemeyen kadınların dün yaptığı basın açıklamasına polisin müdahalesi oldu.
* Polis, basın açıklaması yapmak için bir araya gelen ve aralarında insan hakları savunucularım da bulunduğu 37 kadını gôzaltına almış daha sonra da serbest bırakmıştır. Vatandaşların anayasal haklarını kullanmalarına engel olan polisler hakkında soruşturma açılmalıdır.
* Bizler insan hakları savunucuları, dünyanın her yerindeki barışseverler gibi "Savaşa hayır, inadına barış" taleplerimizi tüm baskılara rağmen dile getirmeye devam edeceğiz.
Savaşa Karşı kadın Platformu: "biz kadınlar savaş istemiyoruz"
* Hükümete sesleniyoruz, doğrudan savaşın bir tarafı olmak anlamına gelen, Türkiye'nin hava sahası ve ABD üslerini savaşacak güçlere açması aynı zamanda komşu ülkelere ve bölge halklarına yönelik bir tehdittir.
* Bu yeni Halepçe katliamları, yeni göçler, Ortadoğu'da daha fazla kan, şiddet ve çözümsüzlük demektir. Yaşamlarımıza ambargo koymak isteyenlere sesleniyoruz: Tüm dünya kadınlarıyla birlikte örgütlenmeyi, savaşa karşı adil ve barışçıl bir dünyada yaşamak istediğimizi belirtiyor ve bugüne kadar olduğu gibi, bundan böyle de barış için mücadele edeceğimizi bildiriyoruz. (YÖ/NA)