"Tencerelerin sesi"
Rosario´da boş tencereleriyle yürüyen insanlardan gelen örgütlenme önerisinin hayata geçmesi bir hafta bile sürmedi. "Halk Meclisi" adı altında iki toplantı yapıldı bile.
Yılın son günlerinden birinde, saat 19.00'a doğru insanlar Rosario´nun amfi tiyatrosunda toplanmaya başladılar. Parktaki amfide yarım saat içinde en az 600 kişi bir araya gelmişti. Çoğu çevrede oturanların katıldığı toplantıda neredeyse ilk toplantının üç katı kadar insan vardı. Kadınlar, çocuklar, erkekler hepsi toplantıdaydı.
Üç saatlik toplantıda, çok insan konuştu. İlk önce bu toplantıları sürdürmenin önemi vurgulandı. "Bu foruma bütün mahalleli katılmalı" dendi. Politik militanlar ve sendikacıların ise yalnız yurttaş olarak katılımı istendi.
Forumda, herkes eşitti. Ayrıca, halk kendi medyasını kurmalı, en azından bir İnternet sayfası açılmalıydı.
Vergi ödemeyin
Yüksek Mahkeme üyelerinin görevden alınması istendi. Derhal, şeffaf genel seçimler yapılması talep edildi. Bir kadın, özelleştirilen şirket ve bankaların önünde ses getiren gösteriler önerdi.
Başka bir kadın, vergi ödemeyi hemen durdurmayı önerdi, özelleştirilen ve işçi çıkaran şirketleri eleştirdi.
Üçüncü bir kadın, halkın artık gözlerini gerçeklere kapatmadığını, ülkede olup bitene etkin olarak katıldığını vurguladı.
Devlet hastanesinde çalışan bir doktor ülke ekonomisinden haksız kazanç sağlayan ilaç şirketlerini eleştirdi, bunların halkın sargı bezi gibi en önemli ihtiyaçlarını bile engellediğini anlattı.
Arroyo Seco´dan bir çiftçi, çok alkışlanan bir konuşma yaptı. Ülkedeki bütün tahıl üretimini kişi başına böldüğünde, her Arjantinlinin yılda 2 ton tahıl alabildiğini, kimsenin aç kalmasına neden olmadığını hesaplamıştı.
Dış ticaret devletleşsin
Oysa mesela, Güneydeki ürünün yüzde 70´i işlenmeden doğrudan yurtdışına ihraç ediliyordu. Çiftçi dış ticaretin devletleştirilmesini istedi ve insanların "bu politikacılardan bir şey beklememelerini, ülkeyi bu duruma getirenin onlar olduğunu" söyledi.
O anda herkes bir ağızdan bağırmaya başladı: "Gitsinler."
Siyasi militanlar ve sendikacılar halkı dinlemekle yetindi. Halkın çoğunluğu ilk kez böyle bir toplantıda söz alıyordu.
Süpermarket zincirinden kooperatife
Konuşan sendikacılardan biri, Tigre süpermarket zincirinin kovulmuş bir işçiydi.
Kovulan işçiler 8 aydır süpermarket zincirinin şehir içindeki merkez binasını işgal etmiş bulunuyor. Burada bir proje hazırlamışlar. Yeni kuracakları bir süpermarket kooperatifinde hem kaybettikleri işyerlerini kurtaracak, hem de kooperatifi kendileri yöneteceklermiş.
En önemlisi, süpermarketlerde yörede üretilen mallar satılacak. Böylece küçük üreticilerin ve çiftçilerin ürünlerini şehir için de pazarlama olanağı doğuyor.
Bir de işin maliyet yönü var. Kovulan 700 işçi devlete işsizlik parası olarak yılda 300 bin dolara mal oluyor. Oysa kooperatifin yani işyerlerinin korunmasının maliyeti 120 bin dolar. Son hükümet aylar süren pazarlıklardan sonra projeye onay vermişti.
Şimdi bir mahkeme bunu durdurdu. Mahkeme kararı da protesto edilecek.
Herkes medyayı eleştiriyor
Halk, Rosario´daki gösterilere yer vermeyen medyayı da eleştirdi. Gelecek toplantılardan birinin bir televizyon binası önünde yapılması önerildi.
Son Meclis oturumunda bütün milletvekillerinin dillerinden düşürmediği "ulusal dayanışma" sloganı da eleştiriye uğradı.
Bir konuşmacı şöyle dedi:
"Meclisin tüm oturumunu televizyondan izledim. Yalnızca karşılıklı küfürleşmeler ve övgüler vardı. Bu arada iktidarı yine aralarında bölüştüler. Tek bir iyi fikir duymadım. Nasıl oluyor da buradaki bizler, bir doktor, bir çiftçi, bir işçi siyasilerden daha iyi fikirler üretebiliyoruz? Onlar hep karşılıklı al takke ver külah ederken geleceğin politikasını halk yapıyor."
Boş tencereciler duyunca
Saat 22´ye doğru eve dönüş yolumdaydım ki, parktan geçerken Bandera Anıtı'nın orada şaşkınlıkla başka insanların toplaşmış olduğunu gördüm. Tencerelerine vuruyorlardı. Onlara ötekilerin hala amfide tartıştığını anlatınca yola koyuldular.
Anlattıklarına göre sabah toplanıp TV ve radyolara gidenler, seçim isteyen halkın sesini duyurmaya çalışmış medyada. Ben ordayken arabalarla ve yaya gelen aileler, çoluk çocuk, ellerinde bos tencerelerle toplanıyorlardı.
Genç bir çocuğun getirdiği megafon slogan için değil, konuşmalara kullanıldı. İnsanlar ayağa kalkıp önerilerini anlatıyordu. Değişmesini istedikleri şeyleri söylüyordu.
Artık sadece gürültü çıkarmak yeterli değil. Bir çok fikrimiz, yığınla
önerimiz var. (NM)
* http://argentina.indymedia.org sitesinde yayımlanan bu yazının Türkçe'si Özgürlükçü sol sitesinden alınmıştır.