Açıklama, bir haftadır kar nedeniyle evlerde mahsur kalmakla F tiplerindeki yaşamı karşılaştırıyor.
Baro başkanlarının "üç kapı üç kilit" önerisinin dikkate alınmasının istendiği açıklama aynen şöyle:
Bugün 11 Ocak 2002. Yoğun bir kar yağışı altında Türkiye. Ve belki de birçoğumuz evde mahsur kaldık; canımız sıkıldı. Bugün çok önemli bir toplantımız vardı ama yoğun yağmur nedeniyle katılamadık o toplantıya; canımız sıkıldı.
Ya da belki yıllarca görmediğiz bir arkadaşımızla buluşacaktık bugün öğle üzeri ama ansızın bastıran tipi buluşmayı önledi; canımız sıkıldı, sinirlendik, üzüldük.
Dışarı atamadık adımımızı
Ya da belki sınavımız vardı kimimizin, hem de çalışmıştık, hem de geçersek sınavı; bitecekti fakülte ama öylesine yağmıştı ki kar; değil okula gitmek, evden bir adım bile dışarı atamadık adımımızı; canımız sıkıldı, sinirlendik, üzüldük.
Evet biz ülke olarak bir haftadır mahsur kaldık, kapalıyız, zorunlu hapisiz evlerimizde. Evet biz ülke olarak bir haftadır randevularımıza gidemiyoruz, arkadaşlarımızı göremiyoruz, akşamları can dostlarımızın evine gidip sıcak bir çay içemiyoruz; kapalıyız, zorunlu hapisiz evlerimizde.
Ya onlar?
Hani ölümleri bile tek satır haber olmayan o insanlar?
Hani adlarını duyunca 'Yine mi?!' diyerek bilincimizden anılarını silmeye çalıştığımız o insanlar?
Hani o konu bir dost ortamında söz konusu edilince kolaylıkla "İyi de onlar da şöyle, böyle" dediğimiz o insanlar?
Onlar tam bir yıldır "Oda" adı verilen hücrelerinde hapisler.
Onlar tam bir yıldır arkadaşları ile konuşamıyorlar, iki kişi dışında üçüncü bir insanın derisi uzak onlara , üçüncü bir ses, üçüncü bir dil, üçüncü bir bakış, üçüncü bir duygu, his yasak onlara.
Ölüm dışı bir seçenek
Ve onlar tam bir yıldır bu tecridi, bu insanlık dışı uygulamayı aşmak için ölüme yatırıyorlar ellerindeki tek silahlarını; bedenlerini.
Evet "açlık grevleri" yanlış bir mücadele,evet "ölüm" dışı bir seçenek mutlak olmalı, evet "aslolan hayattır" diyerek yaşama dört elle sarılmalı.
Eğer tüm bu duygularımızda, düşüncelerimizde samimi isek, eğer bu ülkenin yetkilileri de sıklıkla ifade ettikleri gibi genç ölümlerden üzülüyorlarsa; çözüm bir adım uzağımızda:
Üz kapı, üç kilit
Bir kez ama bir kez olsun yaşama sahip çıkalım;
Mimari değişikliği gerekmez
Dört Baronun (Ankara,Antalya,İstanbul,İzmir) önerdiği "Üç Kapı Üç Kilit" önerisini hayata geçirelim.
Biliyoruz ki; bu uygulama için yasal değişiklik gerekmez, biliyoruz ki; bu uygulama için F tipi cezaevi mimarisinde değişiklik gerekmez.
Biliyoruz ki; bu uygulama tecridi tamamen ortadan kaldırmaz. Sadece, dokuz insan birbirini görecek, duyacak, hissedecek.
İstediğimiz sadece bu kadar.
İzin verin dokuz ten değsin birbirine ve ölüm dursun. Yirmili yaşlarda dağ gibi bedenlerin devrilip gitmesini önleyelim bu yol ile.
Hayatın bu kadar da mı değeri yok bu ülkede?
Bir kez olsun yaşama sahip çıkalım! (NM)