Çalışma Bakanlığı'nca işçi, işveren ve hükümeti temsilen dokuz öğretim üyesi, İş Güvencesi ve Kıdem Tazminatı Fonu adıyla iki ayrı taslak hazırladı.
İş Güvencesi Yasası Taslağı'nda 158 sayılı ILO sözleşmesi normlarına uygun bir iş güvencesi getirilirken; kıdem tazminatının bundan böyle emeklilik, malullük, toptan ödeme ve ölüm hallerinde ödenmesi öngörülüyor.
Güçleşecek, çünkü...
Çalışanların kıdem tazminatı almasının, şu nedenlerle iyice güçleşeceği belirtiliyor:
* Emeklilik yaşının 58 ya da 60 yaş gibi daha yüksek bir düzeye çıkarılması , * Malüllük, toptan ödeme ve ölüm gibi hallerin de sınırlı bir kapsama sahip olması,
* Kurulacak fondaki birikimin nasıl nemalandırılacağının belirsizliği,
İş Güvencesi Yasası çıktıktan sonra, emekliliğe kadar geçen dönemde, işten çıkarma halinde kıdem tazminatı ödenmeyecek.
Sözün kısası: Tazminatsız işten çıkarma dönemi başlayacak.
İmzası olanlar
Her iki taslağı hazırlayan öğretim üyelerinin isimleri ve temsil ettikleri kesimler şöyle:
Çalışma Bakanlığı : Prof.Dr. Metin Kutal, Prof.Dr. Toker Dereli, Prof.Dr. Savaş Taşkent.
İşveren kesimi (TİSK): Prof.Dr. Münir Ekonomi, Prof.Dr. Nuri Çelik, Prof. Dr. Algun Çifter.
İşçi kesimi: Prof.Dr. Sarper Süzek (Türk - İş), Prof.Dr. Devrim Ulucan (DİSK), Prof.Dr. Öner Eyrenci (Hak - İş).
Taslağa göre...
İş Güvencesi Taslağı'na göre, ancak 10 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi bulunan işçiler için iş güvencesi getiriliyor. Bu işçilerin hizmet aktinin feshinde, sendika üyeliği, sendikal faaliyette bulunma, işveren aleyhine dava açma, ırk, cinsiyet, din, siyasi görüş, hamilelik gibi nedenler geçerli bir sebeb oluşturmayacak.
Başka bir anlatımla, işçiler, yukarıda sayılan nedenlerle işten çıkarılırlarsa , haksız yere işten çıkarıldıkları gerekçesiyle dava açabilirler.
Mahkeme, işten çıkarmayı haksız bulursa işe iade kararı verebilir. İşveren işe iade kararını uygulamazsa , işçiye en az altı aylık en fazla bir yıllık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olacak.
Tazminat miktarını , mahkeme belirleyecek.
İşveren, işçinin davranışları, yeterliliği ya da işletmenin gerekleri nedeniyle, yani ekonomik zorluk yüzünden işçiyi işten çıkaracak olursa, bu, haksız fesih olmayacak . Bir iş güvencesi tazminatı ödenmeyecek, sadece ihbar tazminatı verilecek.
İş Güvencesi Yasası'nın çıktığı tarihe kadar olan dönemin kıdem tazminatı; işveren tarafından ödenecek, daha sonraki döneme ilişkin tazminatı ise Kıdem Tazminatı Fonu üstlenecek.
Bir hesap
Örneğin, İş Güvencesi Yasası, 1 Haziran 2001'de çıkmış olsun. İşçi bir işyerinde, bu tarihe kadar üç yıl çalışmış olsun. Yasa çıktıktan dört yıl sonra işten çıkarılsın. Bu takdirde işçiye üç yıllık kıdem tazminatını işveren ödeyecek, daha sonraki dört yılllık kıdem tazminatı ise emekliliğinde fon tarafından verilecek.
Emekli ikramiyesine dönüşüyor
Burada, işçinin kıdem tazminatı bir anlamda memurun emekli ikramiyesine dönüştürülüyor. Memur , ancak emekli olduğunda toplu bir ikramiye alıyor. Fakat memurun tam bir iş güvencesi var, memuriyetten çıkarılması çok zor koşullara bağlanmış durumda. Oysa, işçiye böyle bir iş güvencesi getirilmiyor. İşten çıkarma her zaman mümkün.
İş güvencesi, 10 ve daha fazla işçi çalıştıran işçileri kapsayacağına göre; küçük işyerlerinde çalışanların iş güvencesi olmayacak .
Çalışma Bakanlığı kayıtları, 1 ile 9 işçi çalıştıran işyerlerindeki işçi sayısının, 2 milyon 250 bin olduğunu gösteriyor. Bu kadar kişi, peşinen iş güvencesi kapsamı dışında olacak.
10 ile 99 işçi çalıştıran işyerlerindeki işçi sayısı ise, 1.5 milyon kişi. İşverenler, zorunlu tasarruf uygulamasında olduğu gibi yasa uygulamasından kaçmak için işyerlerini böldüler , çok sayıda 10'dan az işçi çalıştıran işyeri ortaya çıktı.
İş güvencesinde de böyle bir bölünme söz konusu olabilir.
2.5 milyon işçi güvence dışı kalacak
İş güvencesi kapsamı dışındaki 1 milyon 250 bin kişiye, 1.5 milyon işçiyi kattığınız zaman; 2.8 milyon işçinin iş güvencesi kapsamı dışında kalabileceği ortaya çıkıyor. Bu demektir ki: 5 milyon işçinin yarısından fazlası , iş güvencesi kapsamı dışına çıkmış olacak.
İş Güvencesi Yasası çıktıktan sonra, işçinin işsiz kalması halinde işsizlik sigortası uyarınca işsizlik ödeneği devreye girecek. Ancak işsizlik ödeneği, net asgari ücreti geçemiyor . Bu durumda işten çıkarılan bir işçi en fazla 10 ay boyunca mevcut duruma göre ayda net 102 milyon liralık bir işsizlik ödeneği alabilecek.
En iyisi şimdi işsiz kalmak
Oysa , şu sırada kıdem tazminatının tavanı 663 milyon lira . Şimdi işsiz kalan bir işçi, her yıl için bu miktar üzerinden kıdem tazminatı alacağından kendisini işsizliğe karşı, (bir ileriki aşamaya göre) bir ölçüde daha iyi korumuş olacak.
Kıdem Tazminatı Fonu uygulamasında ise, böyle koruyucu bir durum söz konusu değil.
İşverenler, Kıdem Tazminatı Fonu'na işçi ücretinin yüzde 4'ünü geçmeyecek oranda ve Bakanlar Kurulu tarafından saptanan miktarda her ay prim yatıracaklar.
Fon'un yönetiminde bir hükümet , iki işveren bir de işçi temsilcisi bulunacak. Oyların eşitliği halinde başkan olan hükümet temsilcisinin iki oyu var sayılacak.
Fon'daki birikim nasıl kullanılacak?
Taslakta, fonda biriken paranın nasıl nemalandırılacağı da belli değil. Fondaki paranın, Zorunlu Tasarruf Fonu'nda olduğu gibi hükümetin finansman ihtiyacını karşılamak için kullanılacağı öne sürülüyor.
Öte yandan emekli olup çalışan işçiler de kıdem tazminatı alamayacaklar . Mevcut uygulamada, emekli işçi işten çıkarılması halinde kıdem tazminatı alabiliyor.
Kıdem Tazminatı Fonu yasası çıkarsa, emekli işçiler ancak malüllük ve ölüm halinde fondan kıdem tazminatı alabilecekler.