" Başka Bir Dünya Mümkün " sloganıyla kapitalist küreselleşmenin mağdurlarının eylemini birleştirmeyi amaçlayan ATTAC 1998'de Fransa'da kuruldu. Kuruluşun esin kaynağı Le Monde Diplomatique dersinin başyazarı İgnacio Ramonet'nin 1997'de yayımlanan "Piyasaları Silahsızlandırın" başlıklı makalesi olmuştu. ATTAC'ın bildirisi şöyle:
Benim Adıma Değil !
Terörizme karşı etkin mücadele bombalarla, roketlerle ve başka askeri yollarla kazanılamaz. ATTAC bu nedenle Afganistan´a karşı askeri operasyonu reddediyor.
New York ve Washington´daki saldırıların faillerinin arkasındaki güçler bu yöntemlerle yakalanamaz. Bunu, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) son 20 yılda Libya, Irak, Sudan vb ülkelere yaptığı askeri operasyonlar da kanıtlıyor.
Tırmanma mantığı
Tersine, bu operasyonlar ancak terörizmin yeni zemin kazanmasına ve şiddet kısır döngüsünün ilerlemesine yaramıştır. Tırmanmanın özünde denetimsizlik ve hesaba katılmayan riskler vardır. Bunun için bu tırmanma mantığının mutlaka kırılması gerekir.
Askeri tırmanmanın bir sonucu olarak suçsuz insanlar kurban ediliyor. Saldırılar başlamadan önce de yüz binlerce Afganlı sivil kendi ülkelerinde mülteci konumuna düşmüş, sefalet ve açlıkla karşı karşıya kalmıştı.
Bu savaş, havadan yiyecek ve ilaç atılarak insani kılınamaz. Tıpkı ABD´deki acımasız biçimde sivilleri hedef alan terör saldırıları gibi Afgan sivil halkı arasında "kurunun yanında yaşı da yakan" bu mantık geçerli olamaz.
Hukuka aykırı
Afganistan´a askeri saldırılar uluslararası hukuka aykırıdır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi´nin 12 Eylül tarihli Terörizm Kararı´na göre, şiddet kullanmaya kadar giden kademeli yaptırımlara ancak Birleşmiş Milletler (BM) yetkili kılınmıştır. Bunun için gerekli olan uluslararası hukuk süreci işletilmemiştir.
Afganistan´a karşı askeri saldırılar sonuçta "dişe diş göze göz" kanununa, öç almaya ve karşı saldırı mantığına dayanmaktadır. Güçlü olan haklıdır ilkesine karşı, hukukun üstünlüğünü öne çıkartmak zorundayız. Ancak böyle bir politika uygarlık etiketini hak edebilir.
Terörizme karşı uygar bir yanıt, eylemsizlik anlamına gelmez. New York ve Washington saldırılarının arkasındakiler halen klasik polisiye yöntemlerle aranmaktadır ve bu yöntemlerin başarısız olduğu da söylenemez. Suçlular savaşsız da bulunabilir ve yapılabilecek en iyi şey bunları uluslararası bir ceza mahkemesi önüne çıkartmaktır.
ATTAC, hukuk devletine ve uluslararası hukuka dönüşü talep eder. Terörizme karşı mücadele, demokratik hakların kısıtlanmasına yol açmamalıdır.
Yapısal sorunlar var
Düşünceli, ölçülü ve akılcı davranma özelliklerimizi yitirmeyelim. Savaş zamanlarında hep oluşturulan uyum ve cepheleşme baskısına karşı duruyoruz. Eleştirel bakma yetisi, siyasi alternatiflerin dile getirilebilmesi için verilen çabalar, bir cemaat ideolojisine ve onun içi boş laflarına kurban edilmemelidir.
Bu, yalnızca şiddet, iç savaş, terörizm ve savaş doğuran yapısal sorunların çözümü için çalışmayı gerektirir: Çözülmemiş sorunlar, özellikle de Filistin sorunu, ve neo-liberal küreselleşme, az sayıda galibin yanında çok sayıda mağlup yaratıyor, toplumsal kutuplaşma, sefalet ve yokluk tırmanıyor.
ATTAC, ABD´deki barışçı güçlerle dayanışma içindedir.
" Benim adıma değil!" sloganına katılıyoruz.(NA)