Akyüz, arazi bedellerinin yerine mayından temizlenmekte olan toprakların kendilerine verilmesini istedi.
Türkiye-Suriye sınırının 1921de çizildiğini hatırlatan Akyüz, Şanlıurfada kendileriyle aynı mağduriyeti yaşayan 73 aile bulunduğunu belirtti.
Dönemin hükümetine yaptıkları başvurunun sonuçsuz kaldığını, hukuk mücadelelerinin Türkiye-Suriye Emlak Komisyonu Heyetinin girişimleriyle sürdüğünü vurguladı.
Türkiye mağduriyetimizi gidermeli
Akyüz, arazilerine kavuşmak için sürdürdükleri mücadeleyi ve taleplerini şöyle anlattı:
* Türkiye-Suriye sınırı çizildiğinde, ailemin yaklaşık 40 bin dönüm arazisi Suriyenin Şam, Halep ve Rakka vilayetlerinde kaldı. Dönemin hükümetine yaptığımız başvuruya yanıt alamadık.
* 50 yıl önce Türkiye-Suriye Emlak Komisyonu Heyeti kuruldu ve tapulu arazilerimize kavuşmak için hukuk mücadelesine başladık.
* Türkiye Suriye Emlak Komisyonu Heyetinin yürüttüğü yazışmalar sonucunda Suriyeden, arazilerimizi ya da arazi bedellerimizi alabilmemiz için Suriyede ikamet ediyor olmamız gerektiği yönünde yanıt aldık.
* Bunun üzerine ağabeyim Haydar Akyüz, altı ay Suriyenin Rakka vilayetine bağlı Talabyet ilçesinde ikamet etti.
* Girişimlerimiz sonucunda, Suriyeden tapulu arazilerimizin kamulaştırma bedelinin ödeneceği sözünü aldık. Ancak Suriye, verdiği sözü tutmadı.
* Tapusu halen elimizde olan arazilerimizin büyük bölümünde, sulu tarım yapılıyordu. Şanlıurfada bizimle aynı durumda 73 aile var. Hükümetten mağduriyetimizin giderilmesi için Türkiye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlendikten sonra bizlere dağıtılmasını istiyoruz. (BB)