Hapishanelerde 12 Eylül 2012 günü başlayan süresiz, dönüşümsüz açlık grevlerinin 50. gününde Ankara Cezaevleri İzleme Heyeti bir basın açıklaması yaptı.
Ankara Tabip Odası Çağdaş Hukukçular Şubesi, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) ve Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu'nun (TUHAD-FED) oluşturduğu İzleme Heyeti bugün Ankara Tabip Orası'nda düzenlediği ortak basın açıklamasında "Kritik günlerin yaşandığı" uyarısı yinelendi ve hükümetin tutuklu ve hükümlülerin taleplerini değerlendirip diyalog ve müzakere yoluyla sorunu çözmek yerine tehlikeli yaklaşımlar sergilediği söylendi.
Hükümet Sözcüsü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "müdahale ederiz" tehditlerinin hatırlatıldığı açıklamada "Zorla müdahalenin ne anlama geldiğini 96 ölüm oruçları sürecinden ve özellikle de adına utanmazca "hayata dönüş operasyonu" denilen "19 Aralık 2000 Büyük Cezaevleri Operasyonu"ndan hepimiz yakından biliyoruz" denildi.
Heyet Dünya Tabipleri Birliği'nin 1991 tarihli Malta Bildirgesi'nde yapılan açlık grevcisi tanımını tekrarladı: "Zihinsel olarak ehliyetli, açlık grevine kendi iradesiyle karar vermiş, bu nedenle belirli bir zaman için yiyecek ve/veya sıvı almayı reddeden kişi".
Bu tanımın ardından açlık grevinin bir intihar biçimi olmadığı aksine bir protesto biçimi olduğu söylendi.
Açıklamada imzası bulunan örgütler Ankara yerelinde açlık grevlerini avukatlar aracılığıyla yakından izlediklerini ancak cezaevlerindeki süreci daha doğrudan izlemek, haftalık periyodik olarak cezaevlerinde gerekli incelemelerde bulunmak, sonuçları kamuoyuyla paylaşmak ve sorunun diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesine katkıda bulunmak amacıyla bir izleme heyeti oluşturduklarını ve gerekli iznin verilmesi için Adalet Bakanlığı'na yazılı talepte bulunduklarını açıkladı. (HK)