Fırata göre, Türkiye, Kuzey Iraktaki bir Kürt oluşumundan duyduğu rahatsızlık, bölgeye asker gönderme konusundaki kararsızlık ve ABD müttefiki olarak varlığını sürdürmek gibi konularda sıkıntı yaşıyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, bu sıkıntılı dönemde ABD ile yapılan görüşmeleri bir iç politika malzemesi olarak değerlendirmek ve iç kamuoyu desteği sağlamak için görüşmeyi basına PKK/KADEK eksenli bir görüşme olarak yansıtıyor.
Türkiye, zaten PKK/KADEK üzerinde denetim sahibi
Fırat, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Nabi Şensoy başkanlığındaki Türk heyeti ile ABD Dışişleri Bakanlığından Lynn Pascoe başkanlığındaki ABD heyetinin görüşmesini bianete değerlendirdi.
* ABDnin PKK/KADEKe karşı Türkiyeye desteğini yinelemesi, beklenen bir açıklamaydı. Uluslar arası politika kurallarına uygun bir biçimde, ABD PKKyi terör örgütü sayıyor ve müttefiklerinin yanında.
* Bu görüşmelerin PKK/KADEK eksenli gittiğini sanmıyorum. Türkiye zaten Kuzey Irakta; Kandil dağında olan biteni en ince ayrıntısına kadar izliyor. PKK/KADEKin çevresindeki gelişmelerden haberdar. ABD de, Türkmenlerle ilişkiye kaçmaması koşuluyla, Türkiyenin bölgedeki varlığına tolerans gösteriyor.
* Türkiye, PKK/KADEKin bölgedeki varlığını ve ABD ile yaptığı görüşmeyi iç politika malzemesi olarak kullanıyor.
Bölgedeki Kürt yapılanması ve Türkiyenin güvenliği
* Aslında, Türkiye, bölgedeki bir Kürt yapılanmasının kendi uluslar arası ilişkileri açısından yaratacağı sıkıntılardan endişeli. Böyle bir yapılanma gerçekleşirse, Türkiye, kendisini güvende hissetmeyecek. Ya Kürtlere müdahale etmesi ya da Kürtleri destekleyip dostluğunu kazanması gerekecek. Oysa Türkiye, Kürtlerden çekiniyor, onları desteklemek istemiyor.
* Türkiye Araplarla barışık değil. Bütün Arap dünyası ABD ve İsraile nefretle bakıyor. Türkiye her ikisinin de müttefiki. Türkiye, kendisini Osmanlının mirası, Arapların eski mülk sahibi olarak görüyor. Devlet, resmi söyleminde bunu bir onur-gurur vesilesi olarak açıklıyor. Bu da, Arapları rahatsız ediyor.
* Türkiye, Şiilerin de dostu değil. Şiiliği, resmi söyleminde yıllarca Müslümanlık olarak kabul etmemiş; kendi Şiileri ve Alevileriyle de barışık olmamış.
* Bölgedeki Kürtlerle, Araplarla, Şiilerle, Alevilerle sorun yaşayan bir Türkiye, bölgede yeni bir Kürt oluşumundan rahatsız oluyor, bu oluşumu, güvenlik sorunu olarak algılıyor.
ABD-Türkiye ilişkileri; AKPye iç kamuoyu desteği
* Bunu önlemek üzere ABDden bazı taleplerden bulunuyor, ABD de bunu kendi iradesine müdahale olarak algılıyor.
* Bu çerçevede, Türkiye askerlerinin Iraka gidişi gündemde. Bu birlikler, ekonomik-sosyal ilişkileri güçlendirmek, seramonik bir olaya katılmak üzere oraya gitmeyecekler. Irak bir işgal bölgesi ve ciddi terör hareketleri var. Türkiye de orada hedef olmak üzere. Peki, bundan çıkarı ne olacak?
* Türkiye bölgeye gidip kalabilmek için hem oradaki güvenliğini hem de iç kamuoyunun desteğini sağlamalı. Oradaki en ufak bir burun kanamasında, iç kamuoyunun güveni sarsılır. Çünkü, genel eğilim bölgeye gidilmemesi tarafında.
* Diğer yandan, Türkiye, ABDnin müttefikliğini kaybetmek istemiyor; bunu çok ciddi bir tehdit olarak görüyor. Sonuçta, NATO ve ABD, Türkiyenin 50 yıldır angaje olduğu bir sistem; bu sistemden dışlanırsa, uluslar arası güç olmaktan çıkar, uluslar arası korumadan ve ekonomik katkıdan mahrum kalır.
* Yani, Türkiye, bölgeye yerleşip kontrolü sağlamak; ABD ile müttefikliğini sürdürmek ve aynı zamanda iç kamuoyunun desteğini sağlamak gibi hesaplar peşinde. İşte Cuma günü, buna dair pazarlıklar yapıldığını düşünüyorum. (BB)