Bunun için Türkiye´nin
* Kıbrıs sorununda işbirliği yapması,
* Gelecekte AB ordusunun NATO´nun askeri yapılarından faydalanması nı kabul etmesi,
* Ayrıca Türk ordusunun politik nüfuzunun da yok edilmesi için daha çok reform gerektiği kaydedildi.
Kapalı Kapılar Ardındaki İlkesel Çekinceler
3 Kasımda genel seçime gidileceği düşünüldüğünde Türkiye´nin bu yıl yerinden daha kıpırdaması mümkün gözükmüyor. Ama bunu yapsa dahi AB Türkiye´ye ümit ettiği gibi bu yıl görüşmelere başlanması için bir tarih vermeye niyetli değil.
Bunun nedeni, AB devletlerinin Türkiye´nin üyeliğine karşı ilkesel çekinceleri. Alman Bavyera Başbakanı ve Şansölye adayı Edmund Stoiber daha Mayıs'ta Türkiye´nin AB´ye kabul edilmemesi gerektiğini söylemişti. Bu görüş AB´de kapalı kapılar ardında birçok politikacı tarafından paylaşılıyor. Ülkenin artan nüfusuna ve coğrafi konumuna dikkat çekiyorlar.
Çoğu Müslüman olan 65 milyon nüfuslu Türkiye´nin komşuları, Yakındoğu devletlerinden Irak, Iran ve Suriye. Türkiye´nin Avrupa´ya mı Asya´ya mı ait sayılması gerektiği her zaman tartışmalı oldu.
Gerçekçi olmayan umutlar
Türkiye, AB´nin Aralık ayında Kopenhag´daki zirvesinde görüşmelere başlamak için bir tarih alacağını umuyor. Yüksek seviyeli bir AB diplomatı, Türkiye´nin bununla kendi halkında hiç gerçekçi olmayan umutlar uyandırdığını belirtti. Aynı kaynağa göre bir tarih verilmesi söz konusu bile olmadı ve olmayacak da. Diplomata göre tam tersine, yıl sonunda AB ve Türkiye arasında yeni bir gerginlik bekleniyor.
Kıbrıs
Bu gerginliğin nedeni, adada Türklerle anlaşma olmadan AB´nin Kıbrıs´la tam üyelik müzakerelerini sonuçlandırması olacak.
Kıbrıs, Türk ordusunun 1974´te adaya girmesinden bu yana bölünmüş bulunuyor. Yunan (Rum) ve uluslararası planda tanınmayan Türk tarafı arasındaki görüşmelerde hemen hiçbir ilerleme sağlanamadı.
AB, adanın kuzeyi ve güneyi arasında gevsek bir federasyondan yana, ancak Türkiye´deki ve Kuzey Kıbrıs´taki milliyetçiler bunu reddediyor. AB diplomatlarının görüşüne göre Kıbrıs sorununun çözümü gerçi üyelik müzakerelerine başlayabilmek için önemli bir adim olacak ama tek başına o da yeterli değil. AB´ye göre Türkiye´de sürekli eleştirilen insan hakları koşulları da bir engel. Bir AB temsilcisinin görüsüne göre, Türkiye hala "yarı-askeri bir diktatörlük". Bu görüş AB içinde çok yaygın.
Türkiye´de AB´nin prestiji bu reformların ne kadar değerini bileceğine ve ülkeye bir perspektif sunup sunmayacağına bağlı. Türk gazetesi Sabah reform paketi meclisten geçtikten sonra birçok Türkün görüsünü pazar günkü nüshasında özetledi. AB´ye hitaben yazılı manşette "Biz basardık, sıra şimdi sizde" diyordu.