Kampın alt kesimleri ortalıkta dolaşan birkaç tavuk ve keçi dışında tamamen terk edilmiş durumdaydı. Hemen hemen bütün evler yangın, tank ateşi ya da roketlerden zarar görmüştü. Fakat, çoğu hala ayakta.
Kampın merkezi tamamen yerle bir olmuştu. Kampın en yoksul, en kalabalık ve en yoğun kısmı, en büyük bölgesinde yaşananlar sahiden beterdi. En güçlü direniş de bu bölgede oldu.
Kamp içinden yapılan tahminlere göre, 250 ile 350 arasında ev yıkılmış, harap olmuş, 2000 kadar insan anlamına gelen 450 ile 600 arasında aile de evsiz kalmıştı.
Bir haftadan fazla zamandır, askerler bu bölgede evleri yıkmak molozları doldurmak için büyük bir çukur kazmak için çalışmıştı.
Molozların altındakiler
Bu bölge, insanların anlattıkları dehşetengiz hikayelerin yaşandığı yerdi. Bu hikayeleri saldırıya uğrayan, çocuklarını kaybeden ama kaçmayı başaran insanlardan dinledik.
Bazı insanlar kaçmaları için kendilerine zaman tanındığını anlatırken, kalanlar oturdukları ev çökerken başlarına geleni anladıklarını, evde güvenli olabileceğini düşündükleri yerlerde saklandıklarını anlattılar.
Kimse molozların altına gömülenlerin sayısını bilmiyor. 70 tonluk macerva tankları altında her şeyle birlikte yok olan bütün cesetleri ve ceset parçalarını toplamak için Dünya Ticaret Merkezi'nde yapıldığı şekilde zahmetli bir teknik kullanmak icap edecek.
Düşmanlara mezarlar
Kamp içindeki ölü sayısı tahminleri 200 ile 500 arasında. Kimse gerçekçi bir fikre sahip değil. Kimse İsraillilerin ne kadar kişiyi yok ettiğini kimse bilmiyor ama görgü tanıkları iki büyük soğutucu treyleri gördüklerini anlatıyorlar.
Göreli olarak bilinen sır ise, İsraillilerin "düşmanlar" için bu tür olaylarda kullanmak üzere Ürdün vadisinde bir mezarlıklarının bulunduğu yolunda.
Hala kampın üst kısımlarında yaşayan insanlar var. Muhtemelen evlerin üçte ikisi de halen el değmemiş durumda. Halen kampta 2000 ile 3000 arasında insan yaşadığı tahmin ediliyor.
Biz bir aileyle kampta gece boyu birlikte olduk, böylece pek çok insanla da konuşma şansı yakaladık.
Eşyalar paramparça
Pek çok kadın, askerlerin verdiği zararı göstermek üzere bizi evlerine aldılar. Pek çok kadına en çok dokunana da askerlerin ev ev yaptıkları aramalarda yapılan zararlardı.
Kimi evlerin içindeki televizyon, radyo, tabak gibi kıymetli olan ne varsa paramparça olmuştu. Hatta, eski bezler yırtılmış, parça parça edilmiş ya da tuvalette kullanılmıştı.
Evler aranırken her şeyin param parça edildiğini gösteriyordu. Başka evlerde İsrailli askerler kalmış, paket gıda artık ve çöplerini her yerlere fırlatmışlardı. Evlerdeki yiyecekleri yemişler, tuvaletleri hiç de uygun olmayan tarzda kullanmışlardı.
Altın, para, kamera
Bütün kadınlar, altın, para ya da kamera gibi değerli şeylerin çalındığından şikayet ediyor. Bu aslında Batı Şeria'da çok yaygın ve bilinen bir hikaye. İnsanlar, ev aramalarında çalınan şeyleri tarif ediyorlardı.
İnsanlar, Kızılay, hastaneler ya da yardım kuruluşları ölü ve evsizlerle ilgili sayılar veremiyor. Hiçbirine, resmi olarak, kampta sahici bir yardım çalışması yapmasına izin verilmemiş.
Sadece, dün İsrail askerleri eşliğinde iki ambulansa kalan cesetleri toplama izni verdiler, 10 ceset bulundu.
İsraillilerin kontrollerini biraz gevşettikleri görülüyor. Basın da Cenin'e girebildi. Kampta kalanlar son iki haftalarını çoğunlukla evlerinde saklanarak geçirmişler. Bu yüzden onların verdiği bilgiler de yeterli değil. Onlar da ölümlerle ilgili sahici bir fikre sahip değiller.
Gönüllüler kampta
Son birkaç gündür, bizim gibi izinli olmasa da kampa giren gönüllüler var. Onlar, susuzluktan kurumuş bir kadını elleriyle hastaneye götürdüler. Şimdi, gıda dolu bir kamyonu kampa sokabilmek için bir girişimde bulunulacak.
Muhtemelen, evlerde, hatta caddelerde halen düzinelerce ceset var. Bazı kadın ve çocuklar bu insanların fotoğraflarını çekmemiz için bizi oralara götürdüler. Kimileri iki haftalık ölü.
Bazıları gömülmüş, bazıları yarı gömülü. Uyurken öldürüldükleri çok açık olan kimileri de halen yataklarında battaniyelerin altında... Kampın pek çok bölgesinde ise koku elbette ki çok korkunç. (NM)