Erciyes'te Milliyetçi Haraket Partisi (MHP) geleneksel "Zafer Kurultayı" yapılıyor. Ortada fol yok yumurta yok. Ziraat profesörü Tarım ve Köy İşleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp 'ten kurultayla ve o yöre ile hiçbir şekilde ilgisi olmayan bir açıklama geliyor:
-Bolu ve çevresindeki patates ekili alanların tümünde virüs görülmüştür!
Sayın Bakanımız devam ediyor:
-Bu hastalığın adını şu an söylemek istemiyorum. Ancak şunu söyleyeyim, boyutları maalesef çok fazla. Türkiye geneline yayılmaz inşallah. İmha ile kurtarsak iyi. Toprakları temizlememiz lazım. Verim düşüşü çok fazla, ama şu an miktar ve yüzde veremem.
Sanırsınız ki Bolu, bir tarım felaketi ile karşı karşıyadır. Bolu'nun tarım toprakları hastalıklı ürün vermektedir. Bu ürünler insanlarımızı zehirleyip, öldürecektir. Ulusal basın, beyanata balıklama dalıyor ve ertesi gün yani 06.08.2001'den itibaren de 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde fazla zayiat vermeyen Bolu'nun binlerce köylüsü yeni bir depreme duçar kalıyor.
Sayın Bakan'ın beyanatı nereden bakarsanız bakınız talihsizliklerle dolu. Her şeyden önce bir ziraat profesörü olan Sayın Gökalp, velev ki danışmanları ya da teşkilatı tarafından kendisine iletilen bu konunun boyutlarının ne olduğunu bilmek ve ona göre konuşmak mecburiyetindedir.
15 yıl önce vardı
Oysa öğrendiğimiz kadarı ile "Nematod" denilen bu hastalık 15-16 yıl kadar önce Bolu'muzda sadece Dörtdivan'ın Cemaller Köyü'nde görülen ve o tarihten bu yana da takip edilen, yani Sayın Bakan'a bağlı teşkilatlar tarafından takip edilen ve de çok az bir alanı kapsayan bir nevi toprak hastalığıdır.
Hastalık toprak numunelerinin 1993 yılında İngiltere'ye gönderilmesi ve oradaki laboratuarlarda toprağın incelenmesi sonucu tespit edilmiştir. Bir Sayın Bakan'ın yıllardan beri bilinen ve takip edilen mevzii bir toprak hastalığını yukarıda yazdığımız fevkalade abartılmış cümlelerle tüm kamuoyuna duyurmasında, çok özür dileyerek yazmak mecburiyetindeyim ki, bir kasıt aramak gerekiyor.
Olayda, öyle veya böyle niçin bir kasıt arıyorum.Önce Bakan'ın beyanat verdiği yer bu beyanata hiç müsait değil. Bir ziraat kongresinde değiliz. Herhangi bir şekilde Bolu patatesiyle ilgili bir panel de yapılmıyor. Ve de en önemlisi beyanatın verildiği tarih. Tam Bolu patatesinin sökülmeye başlandığı ve piyasaya verileceği günlerle insanda, "bu kadar da tesadüf olmaz" dedirtecek ölçüde çakışan bir gün... Yani beyanatın verildiği günden sonra Bolu patatesi sökülmeye başlanıyor.
Bundan 5-6 yıl evvel Temmuz ayında küçük bir tatil için gittiğim Tuzla'nın pazarını gezerken bir hayli büyük ve kalabalık olan pazarda dizi dizi Bolu patatesi diye satılan patatesler görmüştüm. Patatesi satan satıcılara daha henüz Bolu'da patatesin sökülmediğini ve piyasaya çıkmadığını söylediğimde aldığım cevap beni bir hayli gururlandırmıştı:
-Abi, fazla karıştırma. Bolu patatesi Türkiye'nin en meşhur patatesi olduğu için biz Bolu patatesi olmayan patatesleri de Bolu patatesi diye satarız .
Bolu'ya savaş mı açıldı?
Bolu patatesinin Türkiye çapında büyük pazar elde etmesi, bilhassa Türkiye'nin tohumluk patates ihtiyacının büyük ölçüde Bolu'dan sağlanır olması ve pazar payının gittikçe yükselmesi karşısında, acaba büyük holdingler ve tohum ithalatçıları Bolu patatesine karşı bir savaş açmış olmasınlar?!.
Sayın Bakan'da bilerek ya da bilmeyerek bu savaşın içinde Bolu karşıtı cephelerde yer alma gafletine düşmüş olmasın. Şimdi üzülerek öğreniyoruz ki, Bakan'ın bu talihsiz açıklamasından sonra Bolu'dan patates bağlantısı yapan tüccarlar, bağlantılarını peş peşe iptal ettiriyorlarmış.
Patates fiyatları süratle düşmeye başlamış. Korkulan o ki, bu beyanatın yaptığı tahribat sonucu Bolu patatesleri elde kalacak ve tıpkı bundan yıllarca önce olduğu gibi depolarda çürüyüp kokuşacak.
Bolu'nun her sorununda aslanlar gibi ortaya çıkıp, bir şeyler yapmak için çırpınan Bolu Kurultayı yürütme kurulu, Cumartesi günü saat 10.00'da Belediye Başkanımız ve Kurultay Başkanımız Yüksel Ceylan kardeşimin makamında, Tarım İl Müdürlüğü yetkililerinin de katılımıyla konuyu masaya yatırdı.
Sayın Bakan'ın MHP'li olması nedeniyle gözler MHP İl Başkanı değerli kardeşim Ruhi Aktaş'a çevrilmişti. Ruhi, depremin(!) Bolu ekonomisine ve Bolu köylüsüne verdiği ve ileri ki günlerde vereceği tahribatı çok iyi bildiğinden üzgün ve tedirgindi.
Bakan patates açıklaması yapsın
6 Ağustos'tan bu yana İl Başkanı olarak yaptığı girişimleri anlattı. Ruhi'nin açıklamalarından edindiğimiz kadarıyla yazalım: Sayın Bakan, o günden bu güne bir düzeltici açıklama yapma ve hatasını itiraf gereğini duyar gözükmüyormuş. Toplantı boyunca Sayın Belediye Başkanımız'ın, Bolu Milletvekili pardon Düzce Milletvekili Ersoy Özcan'la temas kurma gayretleri de, Sayın Özcan'ın cep telefonunun devamlı kapalı durması nedeniyle akim kalıyor.
5 Ağustos depreminin(!), daha fazla tahribat yapmasının en önleyici yönü, Sayın Bakan'ın büyük çapta bir basın toplantısı yaparak, Bolu patatesinde böyle bir tehlikenin mevcut olmadığını bizzat açıklamasıdır.
Yapılan yanlışlıktan dönmek insanı küçültmez, aksine yüceltir. Biz, Sayın Bakan'dan böyle bir olgunluğu bekliyoruz. Yoksa, ülkenin içinde bulunduğu krizden sonra patates krizi Bolu köylüsünün aradan çıkması gibi korkunç bir sosyal olayı da beraberinde getirecektir. (NA)