Zozan Özgökçe, Türkiye kadın hareketinin yakından tanıdığı bir isim. Feminist aktivist Zozan, 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Van Kadın Derneği’nin (VAKAD) kurucusuydu. Sosyal medyada “örgüt propagandası yaptığı”, “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” ve “devlet kurumlarını aşağıladığı” iddiasıyla 27 Ocak’ta gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hakkında dava açıldığını geçen hafta öğrendik. İlk duruşma, 4 Ekim 2017’de Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
VAKAD kapatıldıktan sonra derneğin faaliyetleri hakkında kısa bir yazı yazmıştım. Yaptıkları elbette o yazıda yer alanlardan fazlası… Yakın tarihe bakacak olursak, Van depremi ve sonrası bir kesit sunabilir.
Dernek, depremden kısa bir süre sonra en az 700 kadından şiddet, barınma ve maddi zorluklarla ile ilgili olarak başvuru aldı. Depremin açtığı yara, kadınları iki kere mağdur etmişti. VAKAD tam da bu noktada elinden geldiğince kadınların imdadına koşmaya çalışıyordu. Zozan’la yaptığımız bir söyleşiden alıntılayalım:
“Deprem sonrası ev kiraları yükseldi. Kadınlar hastaneye giderken bile çok zorlanıyor. Şiddet yaşıyor ama en yakıcı olarak ekonomik durumu görüyor çünkü çocuğu aç. ‘Minibüs parası vereceğime 10 ekmek alırım’ diyor. Kadın istihdam oranı çok düştü. Türkiye genelinde yüzde 22 olduğu söyleniyor, Van’da yüzde 17’lerde… Kadınlar patır patır işten ayrılıyor. Kız çocukları liseye geçecekleri dönem okula gönderilmiyor.”
Ve fakat o zaman ne olmuştu? Deprem mağdurlarına yaptıkları yardımlar sonrası “terör örgütüne sempati kazandırmak” iddiasıyla dernek hakkında dava açılmıştı!
Van depreminden biraz daha geriye gidelim. Sene 2006… Bu kez Zozan’la geçen sene çocuk istismarına ilişkin yasa tasarısının gündeme oturduğu günlerde yaptığımız bir söyleşiye dönüyorum yüzümü. “Biz o zaman Van’dan otobüse atlayıp saatler süren yolculuğun ardından Ankara’daki eyleme katılmıştık” diyor. O sene, Zozan gibi kadınların inadı ve çabası sonucu yayınlanan “Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler Genelgesi” yürürlüğe girmiş, Hülya Gülbahar’ın deyişiyle kadına yönelik şiddet Türkiye’de ilk kez “devlet politikası” olarak hayata geçmişti.
TIKLAYIN – KADIN DERNEKLERİ KAPATILDI, HANGİ ÇALIŞMALAR YARIDA KALDI?
Zozan ve VAKAD gönüllüleri, derneğin kapatıldığı güne kadar devlet kurumlarının yarı yolda bıraktığı Vanlı kadınların yanındaydı. İntiharın eşiğinden dönen, şiddetten ne yapacağını bilemez hale gelen, aile baskısına dayanamayan, çocuk yaşta evlendirilen kadınlar… Kimi zaman da hayatta kalacak kadar şanslı olmayan, öldürülen kadınların davalarına koştular. Ama hep koştular. Bir kere bile sendeledikleri görülmemiştir.
VAKAD kapatılmasaydı, şu anda 90’dan fazla köyde yaklaşık 8 bin kadına destek çıkıyor olacaktı. Dernek kapatılınca, 30 ay sürmesi planlanan proje de hayata geçemedi.
Gerek Zozan'ın gerekse VAKAD'ın yaptıklarına şöyle üstünkörü bile bakınca geçen hafta açılan davanın bir kişiye yönelik olmadığı çok açık... Zozan'ın kimleri nasıl rahatsız ettiği ortada. Yargılanmak istenen kadın mücadelesidir. Hakim karşısına çıkacak olan sadece Zozan değil, aynı zamanda kadın dayanışmasıdır. Tam da bu yüzden gün, kadınları bir an bile yalnız bırakmayan Zozan'ın yanında olmak günüdür. Zozan yalnız değildir. Omuz omuza veren hiçbir kadının yalnız olmadığı gibi... (BK/AS)