BM ilkeleri gözetilmediği takdirde...
İHD'nin yaptığı yazılı açıklamada kayıplar konusunda öne çıkardığı noktalar şöyle:
* Birleşmiş Milletler (BM) zorla kayıp edilmeye karşı herkesin korunmasına dair bildirinin birinci maddesine göre, zorlanmış ortadan kaybolma, insanlığa karşı bir suçtur. BM şartı amaçlarının inkarıdır ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nde yer alan insan hakları ve temel özgürlüklerin ağır ve açık ihlali olarak kınanmalıdır.
* Bildirinin ikinci maddesine göre her devlet kendi egemenliği altında bulunan topraklarda zorla kayıp edilmeleri önleyecek ve ortadan kaldıracak etkin, yasal, idari, adli ve diğer tedbirleri alacaktır.
* Bildirinin 17. maddesine göre zorla kayıp etme işlemi gerçek açıklığa kavuşmadıkça devam eden bir suç olarak kabul edilecektir.
"Savcılar kendiliğinden soruşturma açmalı"
İHD dikkat çektikleri BM ilkeleri doğrultusunda "kayıplar" konusunda idari ve adli soruşturma başlatmaya ve gerekirse bu konuda özel yasal düzenlemeler yapmaya hazır olduklarını söyleyerek Cumhuriyet savcılarını, uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda kendiliğinden soruşturma açmaya ve Anayasa'nın 90. maddesi göz önünde tutularak, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyor.
"Gerçekleri araştırma komisyonları kurulsun"
İHD ayrıca BM Genel Kurulu'nun 1989 yılında kabul ettiği "Yasadışı, Keyfi ve Toplu İnfazların Önlenmesi İçin İlkeler" uyarınca bağımsız "gerçekleri araştırma komisyonları" kurulmasını bir kez daha öneriyor. İHD önerisi doğrultusunda bu komisyonlarda bağımsız sivil toplum örgütleri temsilcileri, hekimler, hukukçular, insan hakları savunucuları ve aydınlar etkili bir şekilde yer almalı görüşünde.
Neden kayıplar haftası?
İHD 1995'ten itibaren her yıl 17-31 Mayıs tarihleri arasındaki dönemi "Kayıplar Haftası" olarak anmaktaki amaçlarını şöyle açıklıyor:
"İHD'nin temel kuruluş nedenlerinden birini oluşturan 'Kayıplar' sorununu her yıl gündeme getirmek, kayıpların soruşturulmasını ve sorumluların bulunarak yargı önüne çıkarılmasını sağlamak."
"11 yıldır gelişmelere rağmen kayıplar konusunda ilerleme yok"
"11 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki 'Kayıplar' konusunda en küçük bir ilerleme sağlanamadı" diyen İHD, bu süre içerisinde, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) adaylığının kabul edildiğini; AB ilişkileri çerçevesinde demokrasi ve insan hakları konusunda önemli sayılabilecek adımlar atıldığını; insan hakları ve özgürlükler daha fazla konuşuldu; Kopenhag Siyasi Kriterlerinin tümüyle yerine getirildiğinin söylenildiğini aktarıyor.
"Türkiye AB ile müzakerelere başladı ve uluslararası hukukun iç hukukun bir parçası olduğuna ilişkin düzenlemeler yapıldı. Fakat, yine aynı süre içerisinde, ne kaybedilenlerden herhangi birisi bulunabildi, ne kayıp olaylarının etkili bir şekilde soruşturulması sağlanabildi ve ne de kayıplardan sorumlu olanlar bulunup, yargı önüne çıkarılabildi."
İHD özünde Türkiye'nin temel yönetim tarzında ve düzeninde gerçek bir değişiklik olmadığını, adaletin sağlanmadığı bir yerde, ne demokrasiden, ne insan haklarından ve ne de özgürlüklerden söz edilebileceğini ve adaletin işlemediği, insanlık suçu işleyenlerin adaletin önüne çıkarılamadığı bir ülkede insanların kendilerini özgür ve güvenlik içerisinde hissetmesinin mümkün olmadığı görüşünde. (EZÖ)