İstanbul’da öğrencilerin barınma sorununa bulunan çözüm yeni sorunları da beraberinde getirdi.
Şehrin en büyük KYK yurtlarından biri olan KYK Cevizlibağ Atatürk Kız Öğrenci Yurdu'nda 4 bin kişilik öğrenci kapasitesi bu yıl 5 bin 500’e çıkarıldı. Her odaya bir kişi eklendi, bir odada dört öğrenci kalmaya başladı.
Yurtta kalan öğrenciler, kapasite artışından kaynaklanan sorunları, yaşadıkları korona korkusunu, online derslere katılamadıklarını, küçülen porsiyonlar ve artan fiyatları, gittikçe uzayan yemekhane ve çamaşır sıralarını, internet kotasından dolayı yaşadıkları mağduriyeti bianet’e anlattı.
“Öğrenciler arasında eşitsizlik var”
Pandemide odadaki kişi sayısının azalmasını beklerken arttığını öğrendiğini ve hayal kırıklığına uğradığını belirten bir öğrenci durumu şöyle aktardı:
“Oda düzeni değişmiş. Yataklar birbirine çok yakın. Tanımadığım kişilerle dip dibe olmak kötü hissettiriyor. Özellikle de korona şartlarında. Yeni gelen kişi için de kötü bir durum çünkü masası ve dolabı bizimkinin yarısı kadar. Bir bavul bile sığmıyor.
“Başka şehirden gelen biri için dolabın büyüklüğü çok yetersiz. Odalar üç kişilik planladığı için yer sıkıntısından dolayı böyle bir çözüm bulmuşlar. Yani bizimle aynı parayı verdiği halde aynı konfora sahip değil. Yine de başını sokacak bir yeri olduğu için şükrediyor.”
“Koronavirüs önlemleri yeterli değil”
Aynı öğrenci alınan koronavirüs önlemlerinin yeterli olmadığını ve denetlemenin zayıf olduğunu da ekliyor:
“Odada kimse maske takmıyor. Genel olarak yurtta yemekhane sırası dışında maske takıldığını pek görmedim. Herkesin yurdun dışında bir özel hayatı var, koronavirüs tehlikesi ise her yerde. Odadaki biri koronavirüs kapsa diğerine bulaştırabilir. Yataklarımız birbiriyle karşılıklı ve yeterli mesafe yok.
“Şu anda grip mevsimindeyiz, birisi öksürdüğü zaman bile tedirgin oluyorum. Herkes kötü hissettiğinde test olmaya gitmiyor, korona şüphesi olup soğuk algınlığıdır geçen diyenler var. Temaslı olup söylemeyen var.”
“Online derslere katılamıyorum”
Başka bir öğrenci ise online derslere katılamamaktan dert yanıyor. Yaşadığı sıkıntıyı şu sözlerle anlatıyor:
“Online derse katılma gibi bir imkânım yok. Dersler 18.00-20.00 arası olduğu için yurtta oluyorum. Mikrofonu açıp merhaba bile diyemiyorum. Hoca bazen soru soruyor, mesajla yanıt vermek zorunda kalıyorum. Oda arkadaşlarım ya arka planda konuşuyorlar ya da rahatsız oluyorlar.
“Çalışma odalarında konuşmak yasak. Başka da gidebileceğim sessiz bir yer yok. Zaten kalabalıktan dolayı çalışma odasını da eskisi kadar kullanamıyoruz. Diğer öğrenciler yasak olmasına rağmen eşyalarını bırakıp gidiyorlar ve saatlerce gelmiyorlar. Hakkımıza giriyorlar.”
“Doymuyoruz”
Yemek fiyatlarının öğrenci bütçesine göre çok yüksek ve eskiye göre çok daha pahalı olduğunu söyleyen bir öğrenci ise doymadıklarını söylüyor:
“Ülke genelinde bir artış olduğunu biliyoruz ama biz öğrenciyiz ve eğitim almak için buradayız. Yurtlarda sabah 6 liralık, akşam ise 13 liralık yemek yeme hakkımız var. Aldıklarımız belli bir fiyatın üzerinde olursa para ödüyoruz. Hepimiz aynı koşullara sahip değiliz, sadece devletin verdiği 13 TL’lik yemek kuponu ile karnını doyurmaya çalışan arkadaşlarımız var ve bir çeşit zor alıyorlar.
"Ayrıca ne zaman gidersek gidelim yemekler hep soğuk. Yemeği sıcak alsak bile kasaya gidene kadar soğuyor. Eskiden on dakikada beklediğimiz sırada şu anda yarım saatten fazla bekliyoruz. Akşam 20’den sonra ise yemek çeşidi çok azalıyor.”
Uzayan çamaşır sıraları ve kavgalar…
Bir öğrenci de bu sene yurttaki düzenin de bozulduğunu ve kavgalar yaşandığını anlatıyor:
“Eskiden çamaşırhanede çamaşır yıkamak için randevu alırdık. Herkes kendi zamanını bilir, ona göre gelirdi. Şimdi bu sistemi kaldırdıkları için uzayan çamaşır sıraları ve kavgalar var. Boş yer bulmak için yarışıyoruz. Çamaşırları yıkadıktan sonra da kurutma makinesi sırası var ve daha uzun sürüyor.
“Eğer bekleyemeyecek gibiysek çamaşırlarımızı yatağımızın, sandalyemizin üzerine seriyoruz. Ben bugün bu konuda olumsuz bir deneyim yaşadım. Çamaşırlarımı makineye atıp odama çıktım. Geldiğimde bir baktım ki yıkanan başkasının çamaşırları ve benimkiler yerde bir torbanın içinde. Bu gibi sorunlarla daha önce hiç karşılaşmadım.”
Yurtta internet meselesi
Yurtta tek sorun tesis koşulları değil. Öğrenciler yurdun interneti yüzünden mağdur olduklarını söylüyorlar. Bir öğrenci yaşadıkları sorunu şu sözlerle ifade ediyor:
“Yurdun interneti hem sosyal aktivitelerde hem de okul alanında bizi yapacağımız işlerden geri koyuyor. İnternet için aylık olarak toplam 16 GB’lık bir kota sınırlaması var. Bu da her güne 533 mb’lık internet hakkı demek. Daha önce böyle bir şey yoktu. Gerekçe olarak ‘Öğrenciler bedava buldukları için sürekli film indiriyorlar. Başkalarının hakkına giren öğrenciler var bu nedenle böyle bir sınırlama getirdik’ diyorlar.
“16 GB her ayın birinde yenileniyor, benim kotam dört gün içinde doldu. Kota dolunca da internete girebiliyoruz ama o kadar yavaş ki Zoom üzerinden eğitime katıldığımda yarım saat içinde internet beş kez koptu. Yani hiç bağlantı yok da denebilir. Mobil veri paylaşarak derslerime girmeye çalıştım ama paketim bitti. Telefon faturam gittikçe kabarıyor ve ödeyecek gücüm yok.
“Pandemi öncesinde okulda çok vakit geçiriyorduk bu yüzden yurtta internete daha az ihtiyacımız oluyordu. Şimdi online dersler de olduğu için çoğu vaktimiz yurtta geçiyor. Bu sene yurt nüfusu arttı ve hepimiz yurdun internetine bağlanıyoruz. Bu nedenle internet yavaşlıyor. Yurdun bazı bölgelerinde internet çekmiyor, kendi internetimi dahi kullanamıyorum. Ayrıca aynı anda iki cihaza bağlanamıyoruz, ikiye bölünmek zor oluyor.”
“Parayla bir cihaz almamızı öneriyorlar”
Öğrenciler şikayetlerini birden fazla yetkiliye iletmişler. Ancak aldıkları yanıt çözümü kendilerinin bulması yönünde olmuş:
“Yetkililere şikayetimizi ilettiğimizde ‘Altyapımızı güçlendirmeye çalışıyoruz. Bu iyi hali, normalde hiç çekmezdi’ deyip ‘İnternet konusunda operatörlerle öğrencilere yönelik tarifeler yapılması için görüşüyoruz’ gibi uzun vadeli söylemlerde bulunuyorlar ama şu andaki problemimizin çözülmesi için bir girişimde bulunulmuyor.
“Hatta yurt yetkilisi bize ‘Oda arkadaşlarınızdan para toplayıp Superbox alın, rahat edersiniz’ bile dedi. Biz problemimizi çözmelerini beklerken onlar bize parayla bir cihaz almamızı öneriyor.”
Öğrencilerin "barınma krizi"Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 15 Ağustos’ta örgün eğitime geçileceğini açıklamasıyla birlikte üniversiteye yeni giren ve halihazırda üniversitede okuyan gençler kiralık evlerin fahiş fiyatta olması, yurt zamları, çoğu yurdun kampüse uzak olması, tüm bunların yanı sıra yurtlarının kapasitesinin yetersiz olması yani talebi karşılayamaması, apartların da aynı şekilde ücretlerini artırması gibi çeşitli sorunlarla karşı karşıya kaldı. Yüz yüze eğitim kararının açıklanmasının ardından kira fiyatları son bir yıla göre İstanbul'da yüzde 80, Ankara'da yüzde 55, Izmir'de yüzde 49, Muğla’da yüzde 51, Aydın'da yüzde 54, Antalya'da yüzde 40 arttarken; Nevşehir, Muş ve Batman'da bu oran yüzde 60'a, Bursa, Konya, Erzurum ve Samsun'da yüzde 50'ye vardı. Hayati bir kriz haline gelen bu sorun, farklı yaşlarda, farklı okullarda, farklı işlerde bulunan "barınamayan" gençleri Barınamayanlar Hareketi adıyla yeni bir kolektif kurmaya itti. Barınma hakkının ciddi bir maddi yük haline gelmesiyle birlikte bu sorun etrafında birleşerek bir araya gelen ve çözüme dair birlikte hareket etmek gerektiğini düşünen gençler İstanbul başta olmak üzere ülkenin birçok yerinde sokakta yatarak eylemler yaptı. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı örgün Eğitim 2020-2021 İstatistikleri'ne göre Türkiye'de örgün aktif öğrenim gören öğrencilerden 969 bin 237'si geri ödemeli devlet kredisi, 447 bin 554'ü burs alıyor. Yurt çıkabilen öğrenciler için KYK yurtlarının ücretleri aylık 230 TL'den 390 TL'ye kadar değişiyor. Bu ücretler, aylık 650 TL olan KYK kredi/burs miktarının yarısına denk gelirken, depozito miktarı ile beraber bu denklik tamamına ulaşıyor. Yurda çıkamayan öğrencilerin ise eve çıkabilme imkanı yok. Aynı istatistiklere göre Türkiye'de örgün aktif öğrenim gören yaklaşık 8 milyon öğrenciden sadece 700 bini KYK yurdunda kalabiliyor. Istanbul'da en kötü koşullara sahip özel yurt ücreti aylık 1250 TL iken bu miktar 8 bin TL'ye kadar ulaşıyor. Aylık 650 TL olan KYK kredi/burs miktarının en az iki katına denk gelen özel yurt ücretleri yurdun tamamında yerel piyasaya göre benzer şekilde fahiş seyrediyor. KYK yurtlarında yer bulamayan yaklaşık 7 milyon 300 bin öğrencinin ise sadece son bir yılda Türkiye ortalamasında yüzde 40, bazı bölgelerde yüzde 3001e varan kira arttışları ile beraber KYK kredi/bursu dışında başka bir maddi destek olmadan eve çıkabilmesinin imkanı yok. |
(MFA/TP)