Ki-moon, "Irkçı uygulamalar mağdurları incitmekle kalmıyor, bu uygulamalara müsamaha edilen toplumların önünü kapatıyor" dedi.
"[Irkçı uygulamalar] bireylerin potansiyellerinin farkına varmasını engelliyor, ilerlemeye tam olarak katılmaktan alıkoyuyor. Derindeki toplumsal ve ekonomik eşitsizliklerde sürüyor. Ele alınmadıkça toplumsal huzursuzluğa, uyuşmazlığa neden olarak istikrarı ve ekonomik büyümeyi de baltalıyor."
BM'nin bu yılki gün için belirlediği tema "Irkçılık ve Ayrımcılık - Gelişmeye Engeller".
"Birçok ülke ayrımcılığa karşı politika belirleyip uygulamış değil"
"Daha yapılması gereken çok şey var. Kağıt üzerindeki yasalar yaşama geçirilebilmiş değil" diyen Ki-moon, ırkçılığın ve ayrımcılığın artışına, ayrımcılığı önleyen politikaların eksikliğine de dikkat çekti:
"Birçok ülke hâlâ ayrımcılığa karşı politikalarını tanımlamak ve hayata geçirmek durumunda. Son raporlar, ırkçı, ırk ayrımcı, yabancı düşmanı ve hoşgörüsüzlükle ilgili olaylarda artış olduğunu gösteriyor."
Ki-moon, bu noktada BM'nin yasa yapımında, insan haklarını izlemede ve bilinç artırmada önemli rollere sahip olduğunu da anımsattı.
Arbour: Ayrımcılığa hoşgörü gösteren toplum çatışmanın tohumlarını eker
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Louise Arbour da, mesajında, "insan haklarının reddi, insan onuruna bir aşağılama ve insan hakları yapısının telemli olan eşitlik ilkesine doğrudan bir saldırı" olmasının yanı sıra, ayrımcılık ve önyargıların bir toplumun gelişmesi üzerinde doğrudan etkisi olduğunu belirtti.
"Ayrımcılığa hoşgörü gösteren bir toplum, kendini geride tutar, nüfusunun bütün bölümlerinin katılımını engeller ve şiddet içeren bir çatışmanın tohumlarını eker." (TK)