Bizlerden bu şekilde faydalanılmasının büyük bir utanç olduğunu düşünüyorum. Seçip oraya yolladığımız hükümetin bir "kalk çağrısı"na ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Çoğunluğumuz yoksul insanlarız, bunu tüm cezaevi nüfusu için söyleyebilirsiniz. 'Yoksullar gittikçe yoksullaşıyor, zenginler gittikçe zenginleşiyor' sözünün doğru olduğunu biliyorum."
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) New York eyaletinde, oğlu cezaevinde olan bir anne Diane. New york eyaleti ve ülkenin telekom devlerinden Verizon ve MCI'ın yüklü telefon faturası kurbanlarından biri.
"Telefon adaleti için New York kampanyası"
ABD'de cezaevi yasalarına göre tutukluların aileleri ve yakınlarıyla telefon görüşmesi yapma "hakkı" var. Çoğunluğu zaten yoksul olan tutukluların para bulup fahiş fiyatlarla telefon görüşmesi yapamayacağını tahmin eden "kurt iş çevresi" New York'ta ödemeli arama yöntemini devreye sokmuş
Tutukluların ödemeli arayacağı yakınları telekom firmasının şartlarını kabul etmek zorunda. Bu şartların başında da maliyetinin neredeyse 100 katı olan görüşme ücretinin zamanında ödenmesi var. Faturasını ödeyemeyenlerin telefonları hemen bloke ediliyor.
"Telefon Adaleti İçin New York Kampanyası" adıyla bir İnternet sitesi açan tutuklu yakınları ve bazı insan hakları savunucusu dernekler New York eyalet yönetiminin bu telefon görüşmelerinden yüklü para aldığını, telekom firmasının da bunu arkasına alarak görüşme fiyatlarını çok yüksek tuttuğunu belirtiyor.
Kampanya yürütücüleri tutuklu ailelerinin bu yüksek fatura fiyatları nedeniyle çok zor durumlarda kalabildiklerini, eşi cezaevinde olan kampanya yürütücülerinden birinin telefon faturasına hastalık giderlerinin de eklenmesiyle çok zor durumlara düştüğünü, durumu düzeldiğinde kendini binlerce dolarlık doktor ve telefon faturalarının ortasında bulduğunu belirtiyorlar.
"Onların ticareti hücre ticareti"
Kampanya sitesinde yaşadıkları sıkıntıları anlatan yüzlerce tutuklu yakınının mesajları var. İşte bu mesajlardan birkaç tanesi:
"New York eyaleti ve MCI'ın yoksuldan çalarak alıp başını gitmesi rezilce bir şey. Hiç utanmaları yok mu? Hayır, sanırım yok. Böyle bir şeyle nasıl devam ederler? Açıkça yoksul ve savunmasız insanlar üzerinden zengin oluyorlar ve asla sorumlu tutulmayacaklar.
"Kocam neredeyse 8 saat uzakta. En başta ziyaret etmeyi zorlaştırıyorlar. Hafta sonu sadece bir ziyaret alabilir. Hafta içi ziyaret yok. Kim gerçekten sadece 7 saat için 8 saat yolculuğu ister ki?
"Aileyle iletişim olmadan, eğitim olmadan, yardım olmadan, ziyaret olmadan tel örgüler arkasında geçirilen zaman... Ne bekliyorsunuz ki? Alabileceğiniz öfke, yara ve insan olmanın kabul edemeyeceği kötülükler. Bu küçük hücre kasabalarını çalışır tutmak istiyorlar. Onların ticareti hücre ticareti.
"Sadece bir tutukludan ne kadar para elde ettiklerinin farkında mısınız? Telefon komisyonları alıyorlar, tutukluların emeğinden kazanıyorlar, hatta ziyaret odalarındaki satıcı makinelerden, "üç tavuk kanadı için 3 dolar alan" makinelerden kazanıyorlar. Gerçek suçlular kim? Nerede ve ne zaman bitecek bu?"
"MCI cezaevinde bir kocam olduğun için bana 'aptal'dedi"
Jacklyn Dingess da mağdurlardan biri ve şöyle aktarıyor hikayesini:
"26 yaşında, sekiz çocuğu olan bir kadınım. Çalışıyorum ve kocamdan yedi saat uzaktayım. Her zaman faturamı ödeyecek parayı ayırırdım ve telefonumun bloke edilmesini fırsat vermemek için her zaman önceden yatırırdım.
"Fakat bu sefer zamanında yatıramadım. Ertesi gün telefonum bloke edildi ve evimden çıkmam İçin üç günlük süre tanındığını belirten bir uyarı aldım. Ve kocamın bundan haberi yok, çünkü telefonum bloke edildi, bilemeyecek de çünkü bir sığınma evine gidiyorum.
"MCI'a durumumu anlattım, faturamı yatırdığımı söyledim ve bana sadece bir aranma izni vermelerini istedim. Yetkili bana bunun benim problemim olduğunu, cezaevinde bir koca sahibi olacak kadar aptal olmamın onların kabahati olmadığını söyledi.
"Şimdi lütfen söyleyin nasıl bir şeydir bu? Kocam için çok kaygılanıyorum. Çünkü blokaj kalksa bile ben bir sığınma evinde olacağım ve o benimle ya da çocuklarıyla görüşemeyecek. Lütfen söyleyin, kocamın cezaevine kapatılmasından dolayı nasıl bana aptal diyebilirler? Bu beni de çocuklarımı da eşimi de çok kötü yaraladı."
"Faturayı ödeyemeyeceğim. Ne yapabilirim?"
"Verizon/MCI'dan 1750 dolarlık telefon faturası olunca şaşırıp kaldım" diyen Janet Salerno ise şöyle devam ediyor:
"New Jersey Geçici Cezaevi ve Brooklyn Cezaevi'nden ödemeli aramalar. O, üç haftasını "taşıma hücreleri" denilen, etrafta farelerin cirit attığı, dünyadaki cehennem hücrelerinde, yeterli yiyecek alamadan geçiren federal bir tutuklu.
"Federal bir tutuklu olarak durumu netleşinceye kadar eve dönmesine izin verildi fakat mahkeme bunu reddetti. Bundan sonra yüksek telefon faturaları almaya başladım. Çünkü telefon onun işlerini yürütebilmesi için tek yoluydu. 65 yaşındayım ancak geçinebilecek kadar gelir sahibi biriyim ve evsiz kalmakla karşı karşıyayım.
"Neden oğlumun cezaevine kapatılmasının bedelini ben ödemek zorundayım? Anlıyorum, MCI ve diğer kurumlar bu şekilde para kazanıyorlar. Bu faturayı ödeyemeyeceğim ve kredim de bundan etkilenecek? Ne yapabilirim?"
"Mektup yazın"
Konuyla ilgili bir başka mesajsa şöyle:
"Ben çok güçlü ve pratik bir insanım. Peki siz? Bunu soruyorum çünkü kocamla telefon görüşmelerimi (ki onu çok seviyorum) kesmeyi ve sadece mektup yazmayı düşünüyorum. Kocam da buna katılacaktır. O da güçlü biri ve zaten haftada iki kez aradığı için büyük bir suçluluk hissediyor.
"Ben, eğer herkes benim gibi yaparsa bir şeylerin değişebileceğini düşünüyorum. Önerim şu: Mektup yazın. Telefon görüşmelerini tatiller ve acil durumlar İçin saklayın. Ciddiyim. Cezaevinde ya da etrafımızda sıkça konuşulması gereken çok şey oluyor mu?
"Eğer insanlar bir aylık bir zaman dilimi ya da yakın bir şey kullanırlarsa paralarımızı biçenler tahammüllerimiz üzerinden daha fazla para biçemeyecek ve kaygılanmaya başlayacaklar! Telefon konuşmalarını kesmek konusunda çok azimliyim ve fark yaratacağını düşünüyorum. Fakat ben sadece bir insanım ve bir tek insan onların cüzdanlarında delik açamaz"
"Kârlarından zararlarını" tutuklu ailelerinden karşılıyorlar
Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde, onun en basit nimetlerinden olan telefonun bile böylesine büyük bir sömürü aracı haline getirilmesi, hemen hepsi yoksul olan insanların resmen "haraca bağlanması" hiçbir insanın kabul edemeyeceği bir durum değil.
Son alıntıda, alabildiğine çaresizlik İçerisinde "güçlü" bir tutuklu ailesi "teknolojilerini" kullanmayı reddetmeyi, bu "haklarından feragat etmeyi öneriyor. Mektup önerisinde bulunanların sayısı azımsanmayacak kadar fazla.
İnternet, cep telefonu gibi iletişim araçlarının kullanımı her geçen gün daha da artıyor. Artık neredeyse aile başına 2-3 cep telefonu, hatta bazen kişi başına 2-3 cep telefonu kullanılıyor.
Telekom firmaları fiyatları şimdilik düşürüyorlar. Polislere, askerlere, yüksek kademeli devlet memurlarına ücretsiz görüşme imkanları sunuyorlar.
ABD'de telekom firmaları bu duruma isyan etmiş olacaklar ki, "kârlarından zararlarını" cezaevlerindeki tutuklu ailelerinden çıkarıyorlar. (EZÖ)
* Bu yazı on beş günde bir yayınlanan Ufuk Çizgisi dergisinin 1 Temmuz 2006 tarihli sayısından alındı.