Prof. Günal bianet'e "Toplumsal açıdan çok daha umutluyum. Birkaç basın açıklamasıyla biter sandım. Oysaki kamuoyu ve basın hep destek verdi. Öğretim üyeleri üniversiteden atılıyor. Umarım Günal ismi Yükseköğretim Kurulu (YÖK) disiplin yönetmeliğinin bu anlamda değişmesine sebep olabilir" dedi.
Günal üniversite hastanesinden atılan 213 işçiyi desteklemek için çeşitli yollara başvurmuş ve bu nedenle rektörü küçük düşürmekle suçlanıp "görevden çekilmiş sayma" cezası almıştı.
"70'e yakın kurumun desteğini gördüm"
Günal geçen pazartesi göreve geri döndü. Günal sürecin kendisi için olumlu olduğunu söyledi.
"Çünkü umudum arttı. 70'e yakın kurumun bana destek veren eylemleri ve açıklamaları oldu. Üstelik çoğuyla birebir bağlantım yok" diyen Günal, örnek olarak Belçika Komünist Partisi'nden biri Avrupa Parlamentosu'na kendisi için soru önergesi verdiğini, Sosyal Haklar Derneği'nin toplu faks eylemini, F tipi cezaevlerinden gelen destek mektuplarını, Yunanistan Metal İşçileri Sendikası'nın gösterdiği ilgiyi gösterdi.
Ayrıca Günal görevinden ayrı kaldığı dönemde "özerk üniversite" temalı 40'a yakın panele katıldı.
Günal bu durumu "Bu ülkede bir şeyler değişiyor. Duyarlılık sandığımızdan büyük" diyerek yorumladı.
"Ben göreve döndüm ama atılan işçiler hala dışarıda"
"Tabi ki üniversiteler ben ve benim gibi düşünenlerin. Kimselere bırakmamak gerek" diyen Günal göreve geri dönünce tansiyonun düşmesinden kaygılı.
213 işçinin hâlâ işe dönemediğini söyleyen Günal "İşçi mücadelesine destek verdiğin için ceza aldım. Sonuna kadar da destek olacağım. Onların mücadelesinin odağında akademisyenlerin olması doğru değil ancak sendikalarla gerekli görüşmeleri yapıp desteğimi göstereceğim" dedi.
Genç akademisyenler daha sık ve kolay atılıyor
Günal üniversitelerde profesörlerin görevlerine son vermenin genç doçent ve araştırma görevlilerinin işine son vermekten daha zor olduğunu ifade etti.
"YÖK ve rektörler genç öğretim üyelerinin sözleşmelerini yenilemeyerek işlerine son veriyor. Hiçbir sektörde böyle kuralsızlık olmazken üniversitelerde kıyım yaşanıyor. Eğer İzge Günal'ın üniversiteye dönmesi bu duruma çözüm getirecek yeni düzenlemeye ön ayak olacaksa anlamlı olur."
Artık YÖK yönetmeliğinin değişmesi gerektiğini savunan Günal'a göre değişecek yasalar akademisyeni memur gibi görmemeli. Bilimsel sahtekarlıklar gibi akademiyle ilgili sorunları kapsamalı.
Basının desteğini Günal şöyle değerlendirdi:
"Aslında neredeyse her kesimden destek geldi. Galiba sihirli sözcük 'işçi'. İşçi sınıfının çıkarlarını savunduğum için ceza aldım. Bence en büyük neden bu. Kimse işine hukuksuz son verilenlere karşı çıkmaz."
Kendisini sevindiren bir diğer gelişmenin Bursa Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden (ÇGD) yılın emek ödülünü alması olduğunu söyleyen Günal "Sosyalist biri olarak tıp alanının dışında emek ödülü almak çok gurur verici ama ben zaten ne gerekiyorsa onu yaptım. Yani işten atılanları desteklemek ödül almayı gerektirmeyecek kadar doğal bir sorumluluk. İnsan öldürmeme, yalan söylememe gibi alanlarda ödül verilebilir mi?" dedi.
Topladığı imzaları rektöre hasta randevusu alarak verdi
Prof. Dr. Günal'a DEÜ rektörlüğünce "amirini küçük düşürme" gerekçesinin gösterilerek "görevden çekilmiş sayma cezası" verilmişti.
Günal DEÜ rektörlüğünün işlerine son verdiği "Güzel İzmir" isimli şirket çalışanı işçilerinin haklarını savunuyordu. 213 işçinin işten atılmasına karşı toplanan dört bin imzayı rektöre ulaştırmak isteyen Günal'ın randevu talebini Rektör Emin Alıcı kabul etmiyordu.
Günal randevu talebine cevap vermeyen Alıcı'nın özel muayenehanesinden 90 YTL ödeyip hasta randevusu alarak görüşmeye çalışmış, Alıcı'nın makamında kendisiyle görüşmeyi kabul etmesi üzerine toplanılan imzaları basın mensuplarının önünde Alıcı'ya vermişti.
Geçen hafta, üniversite yönetiminin verdiği karar YÖK tarafından kınamaya dönüştürülüp 20 Aralık'ta Günal'a tebliğ edilmesinden sonra Günal görevine resmen başladı. (EZÖ/KÖ)