Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Gebze Teknik Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Araştırma Odaklı İhtisaslaşma Üniversiteleri Çalıştayı'nın ardından gazetecilerin eğitime ilişkin sorularını yanıtladı.
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre; Saraç, YÖK olarak ilk dönemi biten, ikinci dönemi gelen rektörlerle ilgili bir karne sunduklarını belirtti ve ekledi: "Yabancı uyruklu öğretim üyelerine yönelik yeni kriterler belirleyeceğiz. Araştırma üniversitelerindeki 524 yabancı uyruklu öğretim elemanının sadece 170'i doktoralı.
"Yabancı hocalara kriterler getireceğiz"
“Yeni kriterler getirerek bu sayıyı tersine çevirmek istiyoruz. 'Yabancı dil öğretiyorum.' diye bu milletin çocuklarını kandırmayacağız. Ben Türk dili ve edebiyatı profesörüyüm ama ben bile yabancılar için Türkçe hocalığı yapamam, o ayrı bir yetkinlik. Ana dilleri yabancı dil olan, Türkiye'ye gelince ana dilini öğretir dediğimizde bu yanlış olur. Biz ondan vazgeçilmesini istiyoruz. Bundan sonra yabancı öğretim görevlilerinin yabancı dil öğretimi ile ilgili tecrübesini belgelemesi gerekecek
“Bu kriteri, devlet ve vakıf üniversitelerine de getireceğiz. Getireceğimiz bir diğer yenilik ise eğer belirli sıralamalarda yer alan üniversitelerde doktorasını bitiren bir yabancı öğretim üyesi istihdam edilecekse biz o öğretim üyelerine yüksek ücret vermeyi de kabul edeceğiz. Ciddi sayıda patenti, araştırması ve yayınları atıf alan bir öğretim üyesiyse ona da yüksek ücret vermeyi kabul edeceğiz.
"Vakıf üniversitelerinin yemek ücretleri raporlanacak"
"Üniversitelerdeki yemek ücretlerine bir standart getirilmesi çok gerçekçi olmayacak. Her üniversitenin geliri, harcamaları, döner sermayesi çok farklı. Yemek ücretlerinin makul düzeylerde tutulması için üniversitelerimizin önceliğinin olması lazım ama aynı ücretin olması gerçekleştirilmesi zor bir husus.
"Vakıf üniversitelerinde yemek ücretleri YÖK'ün vakıf üniversitesi raporlarına girecek. Öğrencilerin nerede okuyor ise yemek maliyetinin ne olacağını bilmesi lazım. Sosyal adalet ve fırsat eşitliği gibi ana kavramlardan vazgeçilmemesi gerekir. Devlet üniversitelerinde de yemek ücretlerinin makul düzeyde olması için telkinlerde bulunuyoruz.
"Kontenjanlarda planlama yapacağız"
“Üniversite kontenjanlarına ilişkin planlamada vakıf üniversitelerinin muaf tutulması gibi bir durum söz konusu olamaz. Madem 'üniversiteli işsizler' diye bir sorun var. Bu bütün üniversiteleri ilgilendiren bir konu. 'Sadece devlet üniversitelerini ilgilendirsin, vakıflara bir kısıt gelmesin.' demek 'Bu ülkenin çocuklarını parayla okutun.' demektir. Bu bize uymaz.
"Devlet üniversitelerinin kontenjanlarında çok rasyonel bir planlamaya geçtik. Aynı şekilde vakıf üniversiteleri de bu planlamaya dahildir. Dolayısıyla sınırsız bir büyüme söz konusu olmayacaktır. Vakıf üniversitelerinin ülkenin beklentilerini ve istihdam noktasındaki projeksiyonları dikkate alarak kendilerini konumlandırmaları lazım.
"Özel üniversite kavramı tartışılmalı"
"Şahsi kanaatim, özel üniversite kavramını Türkiye'nin tartışmasıdır. Bu bir anayasa değişikliği gerektirir. Türkiye'nin artık özel üniversiteyi tartışması gerektiğini düşünüyoruz. Özel üniversiteden elde edilecek verginin de yüksek tahsilinde maddi açıdan zor durumda olan çocuklara harcanması gerekir.
“'Yükseköğretim özelleştiriliyor.' söyleminden uzak kalmak için özel üniversiteden elde edilen bu gelirin bu çocuklara harcanması lazım. Biz yükseköğretimin özelleştirilmesinden yana değiliz. Eğitimde esas yolun kamusal eğitim olarak kalması lazım. Bu özel üniversitelerde 70'li yılların tecrübesinden hareket ederek güvence fonlarının oluşturularak mali bakımdan Maliye tarafından, akademik olarak da YÖK tarafından denetlenmesi gerekir." (RT)