Acaba hangi yasalarda değişiklikler yapılıyordu?. 4903 sayılı yasa ile başta Türk Ceza Yasası olmak üzere, Vakıflar ile 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında yasada, Nüfus ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasında, 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasada, 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri ve 3682 sayılı Adlî Sicil Yasasında, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasada, 4771 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasada ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasında olmak üzere on bir yasada değişiklik yapılmasını Meclis kabul etmişti.
Ayrıca 4903 sayılı Yasayla, TCKnun 462. maddesi (Zina halinde yakalanma- Ağır-özel tahrik), 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 8. maddesi ve 3842 sayılı CMUK ile DGM Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 31. maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılıyordu.
Yazının konusu TMKnun 8. maddesinin en son halinin ne olduğunu yeniden anımsatmaktır. 4903 sayılı Yasa ile Terörle Mücadele Kanununun 1. maddesinin kenar başlığı "Terör ve örgüt tanımı" şeklinde değiştirilmiş ve terör yeniden tanımlanmıştır.
Bu tanıma göre; Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.
Eğer iki veya daha fazla kimsenin yukarıda açıklana terör suçunu işlemek amacıyla birleşmesi halinde bu Terörle Mücadele Yasasında yazılı olan terör örgütü meydana gelmiş sayılacaktır. Sayın Cumhurbaşkanının bu madde konusunda itirazı yoktur.
Cumhurbaşkanının kaldırılmasına karşı çıktığı Devletin bölünmezliği aleyhine propaganda suçunu cezalandıran TMKnun 8. maddesindeki en önemli ilk değişiklik 27 Ekim 1995 tarihinde 4126 sayılı yasayla yapılmıştı. Hapis cezalarının paraya çevrilmesine olanak sağlayan bu değişiklikten sonraki ikinci değişiklik uyum yasaları ile geldi. 6 Şubat 2002 tarihinde 4744 sayılı Yasa ile para cezaları oranları değiştirildi. Her iki değişiklik maddenin asıl içeriğini değiştirmemiştir.
Bu maddeye göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak amacıyla yazılı ve sözlü propaganda ile toplantı, gösteri ve yürüyüş yapanlar hakkında fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmedikçe bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bir milyar liradan üç milyar liraya kadar ağır para cezası hükmolunur. Bu suçun terör yöntemlerine başvurmaya özendirecek şekilde işlenmesi halinde verilecek ceza üçte bir oranında arttırılır; mükerreren işlenmesi halinde ise, verilecek hapis cezaları paraya çevrilemez. Asıl ceza budur.
Maddenin ikinci fıkrasında ise süreli (mevkute) yayın yoluyla işlenmesi halinde mevkutenin bir önceki ay ortalama satış bedelinin dörtte üçü kadar ağır para cezası verilecek ancak bu ceza da üç milyar liradan az olmayacaktır. Bu mevkutelerin sorumlu müdürlerine ise sahiplerine verilecek para cezasının yarısı uygulanacak ve altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilebilecektir.
Eğer propaganda suçu süreli olmayan basılı eser ve sair kitle iletişim araçları ile işlenirse sorumluları ve ayrıca kitle iletişim araçları sahipleri hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis ve bir milyar liradan üç milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.
Ayrıca mahkeme, ilgili radyo ve televizyon kuruluşunun bir günden yedi güne kadar yayından men'ine karar verecektir. Ceza da üçte birden yarıya kadar artırılır.
Eğer Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilmeyerek yasalaşmış olsaydı, TMKnun 8. maddesi yürürlükten kaldırılınca bu suçlardan dolayı haklarında kamu davası açılmamış tutuklu sanıklar Cumhuriyet savcılıklarınca, haklarında kamu davası açılmış tutuklu sanıklar ilgili mahkemelerce serbest bırakılacaklardı...
Devam eden davalarda veya bu suçtan mahkum olup infazları sürenler hakkında ise maddenin yürürlükten kalkması karşısında, lehe uygulama yapılarak karar verilmesi öngörülmüştü. Ancak şimdi Sayın Cumhurbaşkanının geri çevirmesi nedeniyle Terörle Mücadele Yasanının 8. maddesinin kaldırılıp kaldırılmayacağı ve gerekçelerinin tartışılıp tartışılmayacağını Mecliste yasanın yeniden görüşülmesi sırasında izleyeceğiz... (Fİ/NM)