Yeniden Refah Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) nafaka süresinin beş yıl ile sınırlandırılması yönünde teklif sundu.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, milletvekilleri Suat Pamukçu, Doğan Bekin, Ali Yüksel ve Mehmet Aşıla tarafından sunulan yasa teklifinde "nafakanın beş yılla sınırlandırılmasının yanı sıra bu sürenin sonunda nafakanın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından karşılanması" gerektiği belirtildi.
Yeniden Refah Partisi, Türk Medeni Kanunu’nun 175. ve 176. maddelerinde değişikliğe gidilmesini, 176. maddenin sonuna da bir fırka eklenmesini talep etti.
EŞİK: Medeni Yasa’yı savunmaya çağırıyoruz
Yasa teklifine tepki gösteren Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ise Meclis Genel Kurulu’na çağrıda bulundu.
EŞİK'ten yapılan çağrıda, “Milyonlarca kadını ve çocuğu ilgilendiren bu yaşamsal konuda herkesi, kadın ve çocuk haklarını savunan bir duruş sergilemeye, laik hukukun temeli olan Medeni Yasa’yı savunmaya çağırıyoruz” denildi.
Açıklamada nafaka hakkının sınırlandırılmasının şiddetin meşrulaştırılması anlamına geldiği vurgulandı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kadınların nafaka hakkının sınırlandırılması, seçim öncesinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da hedeflerindendi. Gelen tepkiler sonucu taslak geri çekildi ancak Bozdağ tarafından seçim sonrasına ertelendiği belirtilerek erkeklere bir seçim vaadi olarak sunuldu. Seçim döneminde de, AKP ve YRP’nin seçim mutabakat metninde kadınlar aleyhine yer alan maddelerden biriydi. Yani kadınların kazanılmış hakkı olan nafaka, kapalı kapılar ardında, erkeklerin politik pazarlıklarına malzeme haline getirildi.
"6 Ekim 2023’te TBMM Başkanlığı’na sunulan YRP Teklifi, yangından mal kaçırır gibi hemen 10 Ekim’de Adalet Komisyonu, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ve Plan ve Bütçe Komisyonu’na gönderildi. Teklif, Medeni Yasa’nın boşanma halinde bağlanan yoksulluk nafakasını düzenleyen 175 ve 176. maddelerinin değiştirilmesini içeriyor. Teklifte, yoksulluk nafakasının 60 ay (5 yıl) ile sınırlandırılması isteniyor. Ayrıca bu süre sonunda ‘alacaklı tarafın mağduriyetinin devamı halinde, mağduriyet Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca oluşturulacak fondan karşılanır’ ifadesi yer alıyor.
"Teklif’in gerekçesinde Yasa’daki “süresiz” ibaresinin fazlaca mağduriyet yarattığı ortadadır deniyor. Daha önce de sormuş ve derin bir sessizlikle karşılaşmıştık; Kim bu süresiz nafaka mağdurları? Tekrar talep ediyoruz, 'Bir gün evli kalıp haksız yere onlarca yıl nafaka ödeyen kaç erkek olduğuna, söz konusu dosyaların numaralarına, ödedikleri nafaka miktarına, nafakanın kadına mı yoksa çocuğa mı ödendiğine dair acilen kamuoyunu bilgilendirin.'
"Varsa bile birkaç istisnayı geçmeyecek bir iddia nedeniyle, milyonlarca kadın ve çocuğun haklarının gasp edilmesine göz yummayacağız. Nafaka konusunun gerçek mağduru olan kadın ve çocukların unutturulup, kadınlara ve çocuklara yasal hakları olan nafakasını ödemek istemeyen erkeklerin mağdurmuş gibi gösterilmesi operasyonlarına karşı çıkmaya devam edeceğiz.
"Teklif’in gerekçesinde nafakanın kesilmesi şartlarının ispatlanması gerektiği ve bunun neredeyse imkânsız olduğu da belirtilmektedir. Evrensel hukuk ilkelerinden olan “iddia sahibi iddiasını ispatla yükümlüdür” ilkesi, erkeklerin çıkarlarını korumak adına ayaklar altına alınmaktadır.
"Teklif’in gerekçesinde, ülkedeki bu yüksek enflasyon ortamında bile kadınların nafaka artırım davası açmalarından ya da ödenmeyen nafakalar için açılan davalardan şikâyet edilmektedir. Bu Teklif ile adeta ekonomik krizin faturası kadınlara çıkarılmak istenmektedir. Gerekçeye bakılırsa YRP’nin bir sonraki adımı, nafakanın toptan yasaklanması ya da din adına konuşan kimi sözde din alimlerinin yaptığı gibi (İslami iddet müddeti, yani boşanmadan sonra gebelik olup olmadığının anlaşılacağı 3-4 ay dışında) haram ilan edilmesi olabilir.
"Tekrar hatırlatalım ki, nafaka ev işinden eğitime, istihdamdan çocuk bakımına hayatın her alanına yayılan ve yüzyıllardır süren kadın-erkek eşitsizliğinin bir sonucudur. Tüm bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için hiçbir şey yapmayanlar, kadınların evlilik sonrası hayatta kalmalarına ve çocukların eğitimlerine devam etmelerine ve geçimlerine destek olan nafakaya göz dikmektedir.
"Kadınlara karşı ayrımcılık ve şiddete karşı olan, bunlarla mücadele eden herkes nafaka hakkının kısıtlanmasının yaratacağı sonuçların farkındadır. Kadınlar aleyhine iş yaşamında cinsiyet ayrımcılığının hüküm sürdüğü, evdeki çocukların ve yaşlıların bakımı dahil tüm ev işlerin kadınların üzerine yıkıldığı, kreş vb. kadın istihdamı destekleyecek hiçbir önlemin alınmadığı bir sistemde nafaka hakkına sınırlama getirmek cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirecektir. Nafaka hakkını sınırlandırmak kadınlara karşı ekonomik şiddet olmasının yanında, kadınları ve dolayısıyla çocuklarını şiddet olan evliliklere mahkûm ederek her türlü şiddetin meşrulaştırılması anlamına gelmektedir.
"Teklifte yer alan Bakanlık bünyesinde yeni bir fon kurulması konusu da, daha önce EŞİK olarak defalarca söylediğimiz gibi, yeni ve ciddi toplumsal sorunlar doğuracaktır. Aile içi bir yükümlülüğün Türkiye koşullarında kamunun üzerine alınması; fon gibi, iktidarların keyfine kalmış formüller üretilmesi; gene kadınlar aleyhine olacaktır. Bürokrasi ile uğraşmak yine kadınlara kalacaktır.
"YRP bu Teklif ile, kadınlara karşı ayrımcılık ve şiddeti görmezden geldiğini hatta artmasında sakınca bulmadığını, eşitlik gibi bir derdi olmadığını, cinsiyetçi aile modelini sürdürmek istediğini, kadınların ve çocukların şiddet içeren evliliklere mecbur bırakılmasında veya beş parasız sokağa atılmasında bir beis görmediğini bir kez daha cümle aleme ilan etmiştir. Şimdi önemli olan kimin, kimlerin bu çizgide duracağı ve YRP ile bir arada hareket edeceğidir."
"İçlerinde açıkça Medeni Yasa’nın lağvedilmesini, dini hukukun uygulanmasını, çok hukukluluğu, erkeğin reis olduğu cinsiyetçi aile modelini, erkek çokeşliliğini savunanların da olduğu; kadınları ve çocukları yoksulluğa ve şiddete mahkûm etmekte beis görmeyen marjinal bir erkek grubu tarafından üretilen ve desteklenen bu propaganda tuzaklarına düşmeyin.
"Teklif’in gönderildiği Meclis Komisyonları (Adalet Komisyonu, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu) TBMM İç Tüzüğü’nün 38. maddesi gereği, Teklif’i Anayasa’nın metnine ve ruhuna aykırı olduğu için müzakere etmeksizin reddetmelidir. Teklif, toplumda ve ailede eşitlik sağlanması sürecini baltalayacağı gibi, kadınlar aleyhine net bir dolaylı ayrımcılık uygulaması olacaktır.
"Bu yönüyle, Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler’in kadınlara karşı ayrımcılığa dair sözleşmesi olan CEDAW’ın ihlal edilmesinin önünü açacağından, Anayasa’nın 90. maddesine aykırıdır. Ayrıca, Anayasa’nın kadın erkek eşitliğini güvence altına alan 10. maddesine ve ailede eşitliği düzenleyen 41. maddesine de açıkça aykırıdır. Komisyonlar bu görevlerini yerine getirmezlerse Meclis Genel Kurulu sahte mağduriyetlere dayanan ve asıl mağduru milyonlarca kadın ve çocuk olacak bu Teklif’i reddetmelidir.
"Milyonlarca kadını ve çocuğu ilgilendiren bu yaşamsal konuda herkesi, kadın ve çocuk haklarını savunan bir duruş sergilemeye, laik hukukun temeli olan Medeni Yasa’yı savunmaya çağırıyoruz.”
(RT)