WASG yöneticileri Almanya'nın en büyük eyaleti KRW'de de yüzde 5'in üstünde oy alacağını açıklıyorlar. Son kamuoyu yoklamaları ise partinin oy potansiyelinin bunun çok gerisinde olduğunu gösteriyor.
Ancak, barajın altında da olsa, WASG'ye gidecek oyların da zaten zor durumda olan Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) sosyal demokrasinin kalesi olarak bilinen KRW'deki durumunu iyice zora sokabilir.
Bu arada Schröder politikalarına uzun süredir muhalefet eden eski SPD Genel Başkanı Oskar Lafontaine'nin de bu partiyi destekleyeceği söylentileri iyice yaygınlaştı.
Deklare destek henüz yok
Bir dönemler Alman sosyal demokrasisinin tarihi isimlerinden Willy Brandt'ın halefi olarak görülen, ancak ve 1998'de Gerhard Schröder liderliğinde kurulan SPD-Yeşiller hükümetinde Federal Maliye Bakanı olarak görev alan Lafontaine, bir yıl sonra hükümetin seçmene verdiği sözleri tutmadığı, sosyal demokrat ilkelere ihanet edildiği gerekçeleriyle hem parti genel başkanlığından, hem bakanlık ve hem de milletvekilliğinden istifa etmişti.
O günden beri yazdığı kitaplar ve yazılar, çıktığı TV programlarında sürekli Schröder hükümetine ve uygulanan neo-liberal politikalara soldan eleştirilerde bulunan Lafontaine, WASG taraftarlarının beklediği açık desteği henüz vermedi.
Ancak, bu parti yöneticileriyle birlikte toplantılara katılarak, SPD yönetimini bir hayli kızdırıyor ve endişelendiriyor. Bazı SPD yöneticileri Lafontaine'nin partiden atılmasını bile savunmaya başladılar.
Lafontaine'in şartlı üyeliği
Aslında belki de buna gerek kalmayacak. Çünkü Lafontaine, bir süre önce yaptığı bir açıklamada SPD'nin dar gelirlilere ve işsizlere ağır yükler getiren ekonomik reform yasalarının paketinin geri çekilmemesi halinde parti üyeliğinden ayrılacağını duyurmuştu.
Lafontaine'nin soldan eleştirileri, WASG'nin ortaya çıkışı, artan işsizlik ve sosyal devletin sürekli tırpalanmasının neden olduğu huzursuzluğu hisseden SPD yönetimi, tam da KRW seçimleri öncesi yeni bir atılım yaparak, kapitalizmi ve "egoist" işverenleri eleştirmeye başladılar.
İşverenlerin karlarını sürekli artırmalarına rağmen, sürekli emekçi kesimlerden yeni fedakarlıklar beklemelerini, yığınla işçiyi içten çıkarma planlarını yürürlüğe koyduklarından yakınan SPD Genel Başkanı Franz Müntefering'in kapitalizm eleştirileri, bir yandan sosyal demokratların yeniden kökenlerine dönmeye çalıştığı izleniminin doğmasına neden oluyor, ancak diğer yandan siyasal gözlemcilerin büyük kısmı bunun büyük miktarda sanayi işçisinin yaşadığı KRW'deki seçimlere yönelik bir manevra olduğuna işaret ediyorlar.
Kapitalizm eleştirisi yaygınlaşıyor
WASG yöneticileri, Lafontaine, sendikalar ve çeşitli sol örgütler, "Müntefering'in açıklamaları öz itibarıyla doğru, ancak kendisi inandırıcı değil" değerlendirmelerinde birleşiyorlar.
Her ne kadar sol SPD yönetiminin bu son atılımını "sola sinyal verip, sağa dönmek" olarak değerlendirilse de, işveren örgütleri, onlarla dirsek temasındaki Hıristiyan birlik ve liberal partiler giderek yaygınlaşan "kapitalizm eleştirisi" nedeniyle panik içinde.
Peşpeşe açıklamalar yapıp, sosyal demokrat liderleri "sorumsuzluk"la suçluyorlar, "ülke ekonomisi tehlikeye atılıyor" iddialarını her fırsatta dile getiriyorlar.
Seçimlere kadar sürdürüleceği anlaşılan bu tartışmanın WASG'nin SPD aleyhine güçlenmesini ne derece etkileyeceği şimdiden kestirmek mümkün değil.
Ancak, Lafontaine'in bile beklenen adımı atıp, açıkça "WASG'ye oy verin!" çağrısını geciktirmesi ya da bundan vazgeçmiş olması, SPD'nin kapitalizm tartışmasının zamanlamasının ustaca seçildiğini gösteriyor. (GK/BA)