Fotoğraf: TASS.
Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) Avusturya'nın başkenti Viyana'da sekizinci hafta süren müzakerelerde dün akşam İran'ın atom programının gizli bir değerlendirmesini yayınladılar.
Bloomberg kaynaklarının ulaştığı 13 sayfalık IAEA raporuna göre, İran sabotajcıların ülkenin Natanz'daki birincil zenginleştirme tesisini vurmasından bu yana geçen altı hafta içinde 2,4 kilogram (5,3 pound) zenginleştirilmiş uranyum üretmeyi başardı.
11 Nisan saldırısının ardından, İran normalde bombalarda kullanılan eşiğin hemen altında, %60 saflık seviyelerine kadar uranyumu zenginleştirmeye başladı. İran sabotajdan İsrail'i sorumlu tutarken, İsrail sorumluluğu ne teyit etti ne de yalanladı.
TIKLAYIN - İran nükleer tesisine saldırı: İsrail iddiaları
Müfettişlere kısıtlama getirildi
UAEK'nın raporuna göre İran farklı zenginleştirme derecelerinde toplamda yaklaşık 3 bin 200 gram uranyuma sahip.
Yani, 2015'te imzalanan nükleer anlaşmada izin verilen miktarın yaklaşık 16 katı.
Raporda ayrıca UAEK müfettişlerine bir dizi kısıtlama getirildiği belirtildi. Müfettişlerin önemli nükleer tesislere günlük ziyaret yapamadığı, zenginleştirme sentrifüjlerini ve uranyumun zenginleştirme sürecini izleyemedikleri kaydedildi.
Trump sonrası neler oldu?
2015 yılında İran ile Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin'in yanı sıra Almanya ve AB tarafından imzalanan nükleer anlaşma, İran'a yönelik yaptırımların durdurulması karşılığında Tahran'ın da nükleer programını sınırlandırmasını öngörüyordu.
ABD, 2018 yılında dönemin Başkanı Donald Trump'ın kararıyla tek taraflı olarak çekilerek Tahran'a yönelik yeni yaptırımları yürürlüğe sokmuştu.
Ancak anlaşmaya taraf olan İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve Almanya; ABD'nin bu adımını eleştirerek mutabakata bağlılıklarının sürdüğünü bildirmişti.
İran ise Trump yönetiminin tavrına tepki olarak anlaşmadan doğan yükümlülüklerini aşamalı olarak terk etme politikası izlemişti.
Trump'ın halefi ABD Başkanı Joe Biden ise anlaşmayı yeniden hayata geçirmek istemesine rağmen, Washington ve Tahran arasında ilk adımı kimin atacağına dair tereddüt yaşanıyor.
Uranyum oranı neyi değiştirir?
Sadece çok özel bir uranyum izotopu - uranyum 235 - nükleer enerji veya silahlar için kullanılabilir.
Nükleer reaktörler genellikle % 3-5 arası saflık seviyesine sahip zenginleştirilmiş uranyum kullanır.
Silah sınıfı olarak kabul edilen bir seviyeye ulaşmak için, saflık seviyesinin% 80-90 civarında olması gerekir.
Bundan daha düşük konsantrasyona sahip bir nükleer silah oluşturmak hala mümkün, ancak bu durumda silah çok daha büyük, daha ağır ve hareket ettirilmesi zor olur.
Bununla beraber zenginleştirmenin en zahmetli kısmı% 0-20 arasında - bu seviyeye ulaşıldığında zenginleştirme oldukça hızlı bir şekilde% 90'a çıkabilir.
Associated Press'e göre, yeni çıkarılmış bir üründe her 140 uranyum 238 atomu için bir uranyum 235 atomu var.
İran'ın% 3,67'lik sınırına ulaşmak için, istenmeyen uranyum 238 izotoplarından 114'ünün çıkarılması gerekiyor.
Ancak% 20 saflık seviyesine ulaştıktan sonra, her bir uranyum 235'e yalnızca dört uranyum 238 atomu vardır.
Bu, kalan dört istenmeyen maddenin% 90 konsantrasyona ulaşmak için ekstrakte edilmesi gerektiği anlamına gelir.
Nükleer bilimcinin öldürülmesi
Yasanın zamanlaması, İran'ın başlıca nükleer bilimcilerinden Muhzin Fakrizade'nin öldürülmesinin arkasından gerçekleşti.
Nükleer programın barışçıl olduğunu savunan bilim insanı geçen Cuma günü Tahran yakınlarında aracına düzenlenen suikastte hayatını kaybetmişti.
İsrail ne cevap verdi?
İran'ın olayla ilgili suçladığı İsrail'in Başbakanı Binyamin Netanyahu, olayla ilgili yaptığı ilk açıklamada, "Size Orta Doğu'da bir hareketlenme olduğunu söylemek istiyorum. Gergin günler bizi bekliyor" açıklaması yapmıştı.
Biden'ın kilit önemi
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, 2018'in Mayıs ayında İran'la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmişti. Hemen akabinde sıkı ekonomik ambargolar uygulamaya başlandı.
Yeni seçilen ve 20 Ocak'ta göreve başlayan ABD Başkanı Joe Biden ise, anlaşmaya geri dönmeyi hedeflediği "Tahran'ın anlaşmaya sıkı bir şekilde uyması halinde" ambargoları kaldıracağını söylemişti.
Biden, henüz koltuğa oturmadan New York Times'a verdiği röportajda "Bu zor olacak ama dünyanın o kısmında son ihtiyacımız olan şey nükleer kapasiteye sahip olması" dedi.
(PT)