TÜRÇEP hükümetin gerçek amacının, çevreyi korumak değil birtakım çöp teknolojilerin, kirli yatırımların önünü açmak çabası olduğunu söyleyerek yeni Çevre Yasası'nın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini talep ediyor.
"Çevre yasası değil, çevreyi yok etme yasası"
Demirkan, "CHP'yle daha önce de görüşmüştük. TÜRÇEP temsilcilerince bugün yapılan Ankara ziyaretinde CHP'nin hazırlıklarını tamamlayıp, yasanın başvuru metnini bitirdiğini öğrendik" dedi.
TÜRÇEP, Resmi Gazete'de 26 Nisan 2006 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 5491 Sayılı "Çevre Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" un on bir yıldır varolan ve kamuoyunca bilinen tasarının büyük ölçüde değiştirilmesiyle, "yönetime katılım ve şeffaflık ilkesi" yok sayılarak, "Tuzla'da yaşanan zehirli atık gömme skandalının kamuoyunda tartışıldığı bir sırada ve adeta bütün bu olumsuzluklara çare olacakmış gibi çıkartıldığı" görüşünde.
"Ancak yasa son dakikada yapılan değişikliklerle, eklenen 'ek ve geçici maddelerle' ne yazık ki bir çevre koruma yasasından çok çevreyi yok etme yasası niteliğinde çıktı."
TÜRÇEP'in yasanın iptaline dair sunduğu savlar şöyle:
* Yasanın 3. Maddesinin "j" bendinde getirilen; "Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve çevre sorunlarının çözümüne yönelik gerekli teknik, idarî, malî ve hukukî düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır. 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Kanunu kapsamındaki konular Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından yürütülür." Deniliyor. Bu örnekte de görüleceği gibi hükümetin gerçek amacının, çevreyi korumak değil bir takım çöp teknolojilerin, kirli yatırımların önünü açmak çabası olduğu açık.
* Geçici Madde 3/1: "Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği hükümlerine tâbi olduğu halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerden, halihazırda yer seçimi uygun olanlar, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, ilgili yönetmelikler çerçevesinde gerekli yükümlülüklerini yerine getirdiklerini gösterir çevresel durum değerlendirme raporunu hazırlayarak Bakanlığa sunar. İlgili yönetmeliklerde belirlenen şartları sağlayanlar başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde karara bağlanır." Hükmünü getirmiştir. Bu düzenleme ile yasaya ve ÇED Yönetmeliği'ne aykırı faaliyetlere bir tür af getirilmektedir. Evvelce yönetmelikle getirilen ÇED muafiyeti bu defa yasaya konuldu. Böylece ÇED sistemi bir kez daha ihlal edildi ve ÇED Olumlu belgesini alan diğer tesislerle eşit olmayan bir durum yaratıldı.Sadece bu düzenleme ile bile Anayasanın 56. ve 10.maddelerine aykırı olan bu maddenin iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi önüne getirilmesinde kamu yararı var.
* Çevre suç ve cezalarını düzenleyen 26.9.2004 kabul tarihli 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 1.4.2005 günü yürürlüğe girmiştir. Ancak, yasada son dakikada AKP milletvekillerinin önerisi ile kasten ve taksirle çevreyi kirletme suçunu işleyenler hakkındaki 181/1 ve 182/1 maddelerin uygulanması iki yıl süreyle (12.10.2006'ya kadar) ertelenmişti. Bu ertelemenin bitimine yaklaşık 6 ay kala bu defa Çevre Kanununa getirilen Geçici Madde 2 ve 4 ile verilen sürelerle 12.10.2006 günü başlaması gereken çevre suç ve cezaları uygulaması yeniden erteleniyor. (EZÖ/TK)