Garip olan şu ki, daha 2006 senesinin geçtiğinin bile farkında değilim.
Evet belki "2007, ah 2007" deyip duruyorum ama bu değil benim asıl sorunum. Hayatım su gibi akıp gidiyor ve ben yaşamı 13, 60 ya da 100 yıl olarak düşünmüyorum. Yaşamı bir bütün gibi düşünüyorum. 2007 benim için sadece bir sayıdan ibaret kısacası.
Bu sayı ne benim hayatımı bölüyor ne de onu oluşturuyor. Fakat kesin olan bir şey var ki o da 2007 sayısı bana iyi yönde yardım ediyor. Neden mi? Size benim açımdan bunun açıklamasını yapayım:
Bir yılın bitmesi ve bir diğerinin başlaması bence her şeyi sıfırlamak gibi bir durum. İnsanlar yaşamlarını değiştirmese de bir şeyleri yeniden ama daha doğru yapmak için kendilerine belirli, kesin bir zaman aralığı arıyorlar. İşte yeni yılımız burada sahneye çıkıyor.
İnsanlar yeni bir yılın başlamasını taze, güzel, iyi bir olay gibi görüp "Evet neden bu günden itibaren bir şeyleri değiştirmeyeyim?" diye soruyorlar kendilerine.
Evet neden olmasın? İşte yeni bir başlangıçla insanlar kendileri ve çevreleri için aldıkları kararları uygulamaya başlamak için bir nokta belirlemiş oluyorlar.
Sizce bu yeni bir hayat anlamına gelir mi? Bence ayır. Bence hayır çünkü kararlar yine aynı hayatta, aynı ve devam eden zamanın içinde alınıyor ve çoğu zaman da uygulanıyorlar. Sizce de insanların en azından kendi düşünce dünyaları içinde bir şeyleri değiştirebileceklerinin farkına varmaları iyi bir gelişme değil mi?
Değiştirdiğiniz şey hayatınız değil en fazla hayat felsefeniz olabilir. Düşüncelerinizde başka bir evren kurmak size somut bir şey kazandırmaz ama bu harekete geçmenin ilk adımıdır.
İşte yeni yılı bu yüzden seviyorum. Çünkü umut vericidir, bir an için olsa bile! (RÖ/EÜ)
* Ronya Özçelik 14 yaşında ve halen Avusturya Lisesi öğrencisi.