Demokratik anayasa talebiyle bir araya gelen 86 sivil toplum örgütünün kurduğu Denge ve Denetleme Ağı, bugünkü basın açıklamasıyla yeni anayasa yapım sürecinin önemine dikkat çekti.
Meclis’te gazetecilere yapılan ''Sivil Toplumdan Anayasa İçin Uyarı'' başlıklı açıklamayı, Sivil Toplumu Geliştirme Merkezi temsilcisi Özge Konuralp okudu.
Siyasi kaygılarla yeni anayasa fırsatının kaçırılmaması gerektiği belirtilen metinde, şu görüşlere yer verildi:
“Hak ve özgürlüklerin anayasalarda güvence altına alınmasının bilinen en etkin yolu, güçlü bir denge ve denetleme sisteminin kurulmasıdır. Yasama, yürütme ve yargı organları arasında güçler ayrılığının sağlanması, erklerin birbiri üzerinde baskı oluşturmaması ve her erkin toplumsal özgürlüler lehine, hepimiz için eşit işlev üstlenmesi gerekir.”
“Ayrıca sivil toplumun her bir organ üzerinde izleme ve denetleme görevinin yapabilmesi son derece belirleyici öneme sahiptir.”
“Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun, yeni anayasada işleyen bir güçler ayrılığının sağlanması ile denge ve denetleme mekanizmasının oluşturulmasına dair beklenen mesafeyi alamamış olması, siyasi partilere olan güveni zedelemektedir.''
Siyasi partilerin 2011 seçim beyannamelerinde yeni anayasa yapımına ilişkin verdikleri taahhütleri unutmayarak, herhangi bir siyasi partiye yandaş veya karşı olmaksızın farklı alan ve konularda gönüllü çalışan sivil toplum örgütleri olarak yeni anayasa sürecinde yakalanan fırsatın partilerin siyasi kaygılarla boşa çıkarılmaması gerektiği ifade edildi.
Yeni anayasa ile ilgili beklentilerini ve uyarılarını iletmek üzere 12 Mart'ta Meclis’teki siyasi parti gruplarına gidecek olan Denge ve Denetleme Ağı, ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerini de ziyaret etmeyi planlıyor.
“Hiçbir kesim dışlanmamalı”
Bugünkü toplantıda söz alan bazı sivil toplum örgütü temsilcileri, yeni anayasa yapım sürecinin şeffaf işlemediğini belirterek, sivil toplumun katılımının sağlanamadığını ifade etti.
Türkiye'nin; bugüne kadar halkın yaptığı bir anayasaya sahip olmadığına işaret eden temsilciler, sivil toplumun katılımının sağlanmadığı, onların beklenti ve önerilerini dikkate almayan bir metnin, eleştirilen 1982 Anayasası'ndan farkı olmayacağını dile getirdi.
Yeni anayasa yapımı için siyasi partilerin ''B Planı'' olmaması gerektiğini savunan temsilciler, hiçbir görüş ve kesimin dışlanmadığı bir anayasa yapılması ve sürecin aceleye getirilmemesi gerektiğini kaydetti.
Yeni anayasa yapım fırsatının kaçırılmamasını isteyen temsilciler, hiçbir partinin ''masadan ilk kalkan olmama'' tavrıyla konuya yaklaşmaması gerektiğini ifade etti.
''Partilerin kırmızı çizgilerinde ısrar etmesi halinde toplumun beklentisi olan özgürlükçü ve demokratik anayasa yapılamayacağını'' söyleyen temsilciler, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun şeffaf çalışmasını ve üzerinde mutabakata verilen metnin kamuoyuyla paylaşılmasını istedi. (AS)