Hazine Bileşik Faiz Oranları
2004 | 2005 | 2006 | |
Ocak | 25,5 | 19,4 | 14,0 |
Şubat | 24,0 | 17,6 | 14,0 |
Mart | 24,4 | 17,0 | 13,9 |
Nisan | 23,1 | 17,2 | 13,9 |
Mayıs | 28,8 | 17,3 | 15,0 |
Haziran | 27,5 | 15,6 | 18,1 |
Temmuz | 26,3 | 16,0 | 21,5 |
Ağustos | 24,8 | 16,1 | 20,5 |
Eylül | 25,4 | 14,8 | |
Ekim | 22,8 | 14,6 | |
Kasım | 22,9 | 14,1 | |
Aralık | 23,1 | 14,2 | |
Yıl Ortalaması | 24,7 | 16,3 |
Mayıs-haziran dalgalanmasının ardından iç borçlanmada faizlerin hemen tırmandığını gördük. 2005 Kasım'ından beri yüzde 14'te seyreden Hazine bileşik faizlerinin, dalgalanmanın yaşandığı mayısta yüzde 15'e çıktıktan sonra, haziranda yüzde 18'i, temmuzda yüzde 21.5'u, ağustosta da yüzde 20.5'u gördüğüne tanık oluyoruz.
Bunlar tabii ki nominal ,yani enflasyondan arındırılmamış faizler. Hazine, bunları bir de enflasyondan arındırarak reel faizlerin seyrini bize veriyor. O tabloda ne görülüyor ? Oradan da reel faizin Haziran ayında yüzde 13'ü bulduğunu görüyoruz. 2003 yılında yüzde 12 iken 2004 sonunda yüzde 9.4'e, 2005 sonunda yüzde 8'e kadar düşen reel faizin , bu yılın mayıs sarsıntısından önce yüzde 7.5'a gerilediğini ve mayıs, haziran aylarında yapılan faiz artışları ile yüzde 13'e kadar çıktığını görüyoruz.
Dönem | Reel faiz,% |
2003 | |
Aralık | 11,91 |
2004 | |
Aralık | 9,49 |
2005 | |
Aralık | 7,96 |
2006 | |
Ocak | 8,01 |
Şubat | 7,95 |
Mart | 8,10 |
Nisan | 7,57 |
Mayıs | 8,21 |
Haziran | 12,87 |
Böylece, bir gösterge niteliğindeki iç borçlanma faizinin iki ayda 5 puan artırılmasıyla TL'den dövize kaçışın önünün alındığını ve yeniden sıcak para girişini çekici kılacak iklimin yaratıldığını görüyoruz.
Sıcak para, bu yüksek faizlerle geri dönmesine döndü gibi ama bu arada hem bütçenin faiz giderleri hem de özel sektörün dış borçlanma yükü kabardıkça kabardı. Önce, bütçedeki yükü alalım.
Bütçe harcamalarına baktığımızda , dalgalanma öncesi 15 milyar YTL ile harcamalarda yüzde 28 payı olan faizin, Mayıs ayında 20 milyar YTL ye çıktığını ve payını 1 puan artırdığını, Ağustos'a gelindiğinde ise ilk 8 ayın faiz faturasının 34 milyar YTL'yi geçtiğini ve bütçedeki payının da yüzde 30'lara dayandığını görüyoruz.
Konsolide Bütçe Harcamaları ve Faiz
(Birikimli, MilyonYTL)
2006 | |||||
4.ay | 5 | 6 | 7 | 8 | |
Harcamalar | 54.517 | 68.533 | 81.599 | 98.495 | 115.048 |
Faiz Hariç Harcamalar | 39.124 | 48.470 | 58.723 | 69.858 | 80.913 |
Faiz Harcamaları | 15.393 | 20.063 | 22.876 | 28.638 | 34.136 |
Faiz Harcamaları % | 28.2 | 29.2 | 28.1 | 29.0 | 29.6 |
Bu, sıcak paraya dayalı büyüme filmi kopmasın diye yükseltilen faizin bütçeye getirdiği yük. Bunun yıl sonuna kadar ağırlığı ve sızısı daha da büyüyecek, bu biline..
Bas vergiyi
İşte tam burada, açılmak istenen yeni vergi paketinin gerekçesi de ortaya çıkıyor. Yüksek faiz afyonunun bedeli nereden ödenecek? Birincisi sosyal kamu harcamaları kısılarak , ikincisi topluma yeni vergiler salınarak. Devletin üstünden sosyal kabuğunu daha fazla sıyıran AKP iktidarı, eğitimde sınıfları en az 50'şer kişi yaparak, sağlıkta sefilleri oynatarak, adalette kaliteyi iyice yerlerde sürüyerek zaten yapacağını yapıyor. Bu hizmetlerde kalitesizlik iyice arşa çıkacak, bu bir. Yükselen faiz faturasının bedeli ise olmayacak kalemlerde ve en adaletsiz vergi olan yeni dolaylı vergilerle topluma ödettirilecek.
Halen yürürlükte olan yasadaki 6 vergi ve 12 harç, tasarıda 8 farklı vergi ve 8 harç olarak düzenleniyor.
Özel İdareler ve Belediye Gelirleri Kanunu Tasarı Taslağı'nda yer alan düzenlemeler şöyle:
* Orduevleri, askeri gazinolar ve okul eğlencelerinden de vergi alınacak.
* ( Bilet, jeton veya manyetik kartla girilen hipodrom, araba yarışı, sinema, lunapark, sirk, spor yarışmaları ve benzeri eğlencelerden yüzde 10 eğlence vergisi alınacak.
* ( Bar, pavyon, gazino, gece kulübü, taverna, diskotek kabare, dansing gibi yerlerde günlük 80 YTL üzerinden vergi alınacak.
* ( İnternet kafeler 5, kahvehaneler 4 YTL günlük eğlence vergisi ödeyecek.
* Kaynak Suları ve İşlenmiş Su Vergisi: Suyun işlendikten sonra özel işaretli kaplara doldurularak satışa sunulması vergiye tabi olacak. Vergi matrahı bir litreye kadar olan sularda 1 Ykr olacak.
* Geçici Kullanım Harcı: Taşıtların geçici olarak sokağa ya da caddeye park edilmesi halinde her taşıt için saatlik 2 YTL, günlük 7 YTL harç ödenecek.
* Taksi duraklarındaki taksiciler de, taksi başına yılda bir kez 30 YTL harç ödeyecek.
* Elektrik ve Gaz Tüketim Vergisi: Doğalgaz ve likit petrol gaz tüketimi de vergi kapsamına alınacak ve tüketiminden yüzde 1-5 vergi alınacak.
* Hayvan Kesimi Muayene ve Denetleme Harcı: Daha önce harca tabi olmayan tavuk, horoz ve hindi kesimi için 1 YTL'lik harç ödenecek.
Özel sektörün riski
Kamu borç stokunun üstüne binen yüksek faiz yükü, bu vergilerle telafi edilmeye çalışılırken özel sektörün borcunun yükü ne olacak ? Unutmayalım ki, sıcak para tiryakiliğinden en fazla özel firmalar(bankalar ve şirketler) küplerini doldurma telaşında. Döviz kurunun düşük seyrini fırsat bilen ve bu düzenin sürmesi için koyu bir lobi faaliyeti gösteren iri kıyım özel sektör kuruluşları, dış borç stokunda yüzde 55'e yakın paya sahipler. Hazine, henüz 2006'nın ikinci çeyrek dış borç stoku verilerini yayınlamadı, ama ilk çeyrek verileri bile, özel sektörün ağır bir dış borç yükü, dolayısıyla kur riski ve bunları çevirmek için ağırlaşan bir faiz yükü altında olduğunu gösteriyor.
Dış Borç Stokunda Özel Sektör
| 2001 | 2002 | 2003 | 2004 | 2005 | 2006 Ç1 |
Dış Borç, Milyar $ | 113,6 | 130,2 | 145,0 | 162,3 | 170,6 | 185,0 |
Kısa Vadeli.% | 14,4 | 12,6 | 15,9 | 20,1 | 22,4 | 22,3 |
Genel Yönetim | 0,0 | 0,0 | 0,0 | 0,0 | 0,0 | 0,0 |
TCMB | 0,7 | 1,3 | 2,0 | 2,0 | 1,6 | 1,5 |
Bankalar | 7,0 | 4,9 | 6,7 | 9,0 | 10,4 | 11,0 |
Diğer Sektörler | 6,7 | 6,5 | 7,2 | 9,1 | 10,4 | 9,8 |
Orta-Uzun V.% | 85,6 | 87,4 | 84,1 | 79,9 | 77,6 | 77,7 |
Kamu | 40,6 | 48,9 | 47,9 | 45,5 | 39,9 | 37,3 |
TCMB | 20,8 | 15,6 | 14,8 | 11,2 | 7,4 | 6,9 |
Özel | 24,2 | 22,9 | 21,4 | 23,3 | 30,2 | 33,6 |
Yıl ortası itibariyle 200 milyar doları aştığı tahmin edilen dış borçların yüzde 54-55'inin özel sektör kuruluşlarına ait olduğu görülüyor. Özel sektörün dış borç yükünün, 110 milyar doları aştığı söylenebilir. Bunların 40 milyar dolar kadarı kısa vadeli, kalanı d a orta ve uzun vadeli krediler. Sıcak paranın TL'den dövize kaçışı ile hareketlenen kur, özel sektörde önemli bir kur farkı yükü yaratıyor. Bunun, bu dönemin en önemli kırılganlığı olduğu çok açık.
İkinci dalga
Gelelim, cuma günü kafasını uzatan ikinci dalganın yaratması muhtemel etkilere. AKP yönetiminin , sıcak parayla büyüme teslimiyeti, buz üstünde yürümeye benziyor. AKP, içinden dualar ederek ama geri dönmeyi bilemediği için de vazgeçmeyerek toplumu buz üstünde yürütüyor. Buzun incelip kırılacağını aklından bile geçirmek istemiyor. Ama, gölün her yerinin kalın buzlarla kaplı olmadığı, her an bir yerlerde buzun inceleceği ve suyun dibini bulmanın hiç de ihtimal dışı olmadığı ortada.
İşte çok geçmeden mayıstaki ince buz tabakasını, ağır faizlerle geçiştirdikten sonar ikinci bir ince tabakaya gelindi. Dışarıdaki Macaristan, Polonya çalkantıları, Ekvador'un borç baş kaldırısı, petrol gelirleri düşen Brezilya ve Rusya'nın iç çalkantısı ve daha birçok nedenle , Türkiye'deki sıcak paranın-belki spekülatörlerin de dalaveresiyle- TL'den dövize döndüğünü ve doların yeniden 1.50 YTL bandının üstünde dans etmeye başladığını gördük. Bunun biraz sürmesi, hemen sıcak para lobisinin "yeniden yüksek faiz!!" çığlıklarına ve MB'yi yeni bir faiz afyonlamasına mecbur tutacak gibi...
Bu ise yeni bir "ye dalgayı, bas vergiyi" basiretsizliğini topluma dayatmak demek.