Töre/Namus Araştırma Komisyonu'nun medya yöneticileriyle yaptığı toplantı sonrası basının sorularını yanıtlayan Erbatur "TV dizilerinin kadınların toplumsal konumu üzerindeki olumsuz etkilerine karşı RTÜK'ten ve medyadan destek istediklerini" açıklamıştı.
GSÜ İletişim Fakültesi öğretim üyesi Hülya Uğur Tanrıöver ise Erbatur'un saptamasına katılmakla birlikte, "sansürün çözüm olmadığı" düşüncesinde.
"Kadın yalnız dizilerde değil televizyon haberlerinde ve basının her türünde mağdur ediliyor. Özel mesaj üretmiyor. Genel olarak ürettikleri rol modelleri yanlış ama yasaklamak gerekmez. Bunların içsel mekanizmalarla halledileceğini düşünüyorum" diyor Tanrıöver
Boralıoğlu: Televizyona iş yapanlar sorumluluk taşımalı
"Eylül Fırtınası" sinema filmi, "Üzgünüm Leyla" ve "Bir İstanbul Masalı" dizilerinin senaryo yazarı Gaye Boralıoğlu ise, senaristlerin mesaj verme kaygı ve sorumluluğu olmadığını söylerken, televizyona iş yapanların sorumluluk taşıması gerektiğini ekliyor.
Boralıoğlu, senaryo grubunda yer aldığı dizilerdeki kadın karakterlerin eleştiri almadığını söylüyor: "Biz, cinsellik ve şiddet konusunda, insanları ve çocukları rahatsız etmeyecek görüntülerin olmamasına özen gösterdik."
Giritlioğlu ise, Erbatur'un eleştirilerini "töreleri yok sayamayız" diyerek karşılıyor: "Benim danışmanlığımı yaptığım bir tek 'Aşka Sürgün'de bu kavramlar işleniyor. Hala töre/namus cinayetleri haberlerini okuyoruz. Töreler insan hayatını alabora ediyor."
Giritlioğlu: TRT disiplini zaten sorumluluk getiriyor
TRT'de uzun süre yönetmen olarak görev yapan ve ilgi gören yapımlarda çalışan "Aşka Sürgün"ün danışmanı Giritlioğlu, TRT'de sorumlu bir yayıncılık çizgisinin egemen olduğu kanısında.
"Ne öğrendimse TRT'de öğrendim diyen" Giritlioğlu TRT'de edindiği disiplinin zaten bir sorumluluk getirdiği kanısında. Ayrıca kadın olmasının da karakterlerin seçiminde etkin olduğunu söylüyor ve iki karakterinin altını çiziyor:
" Serap Aksoy' un oynadığı Ahuzar karakterinde doğulu bir kadının İstanbul'a ayak uydururken kadın kimliğini ileri taşımasını işlemeye çalıştık. Bilgisayar kursuna gitti, şirketin yönetim kuruluna girdi. Yakında şirketi ele geçirecek çok doğru kararlar verecek.
" Beren Saat' in oynadığı Zilan karakteri bir töre/berdel kurbanıydı. Zilan, şimdi yoksul çocuklar için çalışacak. İlerleyen bölümlerde kız çocuklarını okutulmasının başına geçecek. "
Her hikaye birilerinin bakış açısından anlatılır.
Giritlioğlu, "ATV'nin kadın ağırlık bir seyircisi vardır. Dizi tercihlerimde sömürüye gitmemeye çabalıyorum. Sonuçta yaptığımız ticari bir iş ama, televizyonculuk sorumluluk ister. Bir gecede çok geniş bir seyirciye ulaşıyorsunuz" diyor.
Boralıoğlu ise dizilerdeki kadın rollerine "mesleki etik" açısından bakıyor:
"Sanatçılar yazarlar politikacı değildir. Kişisel, meslek ahlakı düzenine geçtiğimizde bana soracak olursanız, toplumda varolan bir takım problemlere parmak basmak ; kadınların ve mağdur durumda olan insanların yanında olup, onların sorunlarını yerine getirmeye çalışmak yararlı olacaktır."
Boralıoğlu, mesaj kaygısıyla ilgili olarak da, "Kurtlar Vadisi"ne eleştiri getiriyor:"Yasa dışı bir şekilde silahlanmış güya vatanı uğruna başkalarını öldüren insanların yanından konuşuyor.
"Bunu doğru bulmuyorum. 'Biz hikaye anlatıyoruz' diyebilirler. Her tür hikaye anlatılabilir. Sansürden yana değilim ama, mesleki ahlak çerçevesinden, şu gerçektir ki, her hikayeyi birilerinin açısından anlatırsınız. Kimin açısından anlattığınız, duruşunuzla ilgilidir ve o nedenle 'Kurtlar Vadisi'ni eleştiriyorum."(AD/EK)