Büyüme ve ihracat artışı ile enflasyon ve faizlerdeki düşüş olumlu, ancak faiz yükü, borç stoku, dış ticaret ve cari açıktaki artış olumsuz diyen Bayramoğlu, iş çevrelerinin en önemli sorunu borçların çevrilebilirliği olarak nitelendirdi.
Bayramoğlu, 2003deki büyüme maalesef borçların gölgesinde kaldı. Her ne kadar Hazine eskisine nispetle piyasalardan daha kolay, daha ucuz ve uzun vadede borçlanıyor ve borç stokunun döviz ve faiz riskine karşı direnci artıyor olsa da, borç stokunun mevcut yapısı hala ciddi bir problem olarak önümüzde duruyor dedi.
Bu durumun 2005ten itibaren bir krize yol açmaması için bugünden gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Bayramoğlu, borç idaresinde ve borçların yeniden yapılandırılmasında daha kararlı adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Yatırımlarda bölge farkı gözetilmemeli
2004de büyümenin inşaat ve tarım başta olmak üzere tüm sektörlere yansıması ve Anadolunun tüm illerine yaygınlaşması gerektiğini belirten Bayramoğlu, bölge farkı gözetmeksizin yeni yatırımlara ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Bayramoğlu, "Faizin bütçe içindeki yüzde 43'lük payını azaltarak yatırımları canlandırabileceğimiz gibi adalete, eğitime ve sağlığa daha fazla pay ayırabiliriz. Hükümetin hedefi, 2010a kadar yüzde 7'lik büyüme artışını kalıcı kılmak olmalıdır. Bunun tek reçetesi yatırımları canlandırmak, iç borç faiz yüküne neşter vurmak, ithalat artışını kontrol edip dış açıkları dengeleyecek politikalar izlemektir dedi.
MÜSİADın 2004 öngörüleri
Bayramoğlu, şunları söyledi:
* Hükümet, normalden üç ay sonra, IMF baskısıyla hazırlanmış bir bütçeyi, vergi barışı, ÖTV gibi vergi imkanlarını artırarak genişletebildi; faiz ve döviz kurlarındaki düşüşün sağlandığı bir ortamda faiz harcamalarını dizginleyebildi.
* Özellikle Irak krizinin sağladığı uluslar arası konjonktürü de kullanarak kopardığı tavizleri, düşük geçim düzeyindeki insanlara transfer edebildi.
* Personel harcamaları, sosyal transferler ve yatırımların enflasyon+büyüme kadar artacağı projesi, kamuoyuna yönelik bir mesajdır.
* 2002de toplam kamu borcunun milli hasılaya oranı yüzde 89 iken, bu oran 2003 sonu itibariyle yüzde 80in altına düşmüş olacak. Bu müspet bir gelişmedir.
* Hazine, dövizin gerilediği bu yılı iyi değerlendirdi ve kamu borcunun kur riskini azaltmayı başarabildi. Bu çerçevede, kamu borucunun faiz dalgalanmaları karşısındaki riski de büyük ölçüde hafifletildi.
* Piyasalarda düşen faizlere rağmen kredi hacmi çok hızlı artmıyor ve TL sıkışıklığı devam ediyor. Bu da, içeride sıkı para politikalarının izlendiğini gösteriyor. Kamunun bütçe ve borç performansı mali disiplinde de bir gevşemenin henüz başlamadığına işaret ediyor.
* Ancak şu da bir gerçek ki, büyüme ve canlanma henüz hala belli sektörlere ve şehirlerle sınırlı kalmış durumda. Canlanmanın tüm kesimlere yayılması beklendiğinden daha fazla zaman alacak gibi.
2004 büyüme tahmini, yüzde 5
* Bundan sonra hem iç, hem de dış piyasalardaki cari ve gelecekte beklenen talebe cevap verebilmek için üreticilerin istihdam ve kapasite arttırmaları gerekecektir.
* Bu değişimin hızlı olmayacağı anlaşılmıştır. Zira düşen reel ücretler ve alım gücü zafiyeti, 2004'ü de 2003'e benzetecek gibi gözüküyor. Yerel seçimlerin bir miktar bir ivme getirmesi beklenirse de, bunun tahminlerden düşük olarak çıkması reel piyasalarda bir geri çekilme havası oluşturabilir. 2004 büyüme tahmini: Yüzde 5'tir.
* Enflasyon ve büyüme tahminleri baz alındığında bu rakamlar hayli dengeli bir dağılım içinde bütçenin GSMH içindeki payını biraz azaltan bir beklentiyi ifade ediyor.
* Bütçe içinde faiz harcamalarının toplam harcamalar içindeki payının azalacağı varsayılmış. Oysa, bu yıl nasıl artan bütçe harcamalarına rağmen borçlanma açısından oldukça "kolay" bir yıl olduysa, gelecek yıl da bu anlamda hayli "zor" olabilir.
* Bütçenin gelirler kanadı, giderlere nispetle çok daha dengeli ve gerçekçi bir yapıya sahip. Geçen sene vergi barışından elde edilen katkıya rağmen ulaşılmakta zorlanacağı anlaşılan 2003 hedefine nispetle öngörülen yüzde 14'lük artış, enflasyon beklentisinin üzerinde olmasına rağmen büyüme rakamı ile birlikte düşünüldüğünde abartılı olmadığı tahmin edilebilir. (BB)