Kobanê Davası kararlarını değerlendiren, Abdullah Gül'ün Başbakanlığındaki ilk AKP hükümetinin Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, devletin sürecin bilgisine tamamen sahip olduğunu ancak "bu işin nerede durması gerektiğini iyi belirlemedi[ğini]" söyledi. Yakış "Sonradan da iş büyüyünce [devlet] bu sefer mani olamadı. Ve şimdi yıllar sonra verilen hükümlerle insanlar gereksiz cezalandırıldı." dedi.
dokuz8haber'den Cesim İlhani'nin sorularını yanıtlayan Yakış, kapsamlı söyleşide "AKP ile MHP’nin arasında perde arkasında derin bir kriz [olduğunu]" ve "eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, şimdiki İçişleri bakanı Ali Yerlikaya’yı etkisizleştirmek ist[ediğini]" de söyledi.
Yakış iç ve uluslararası gündemde yer alan konuları kapsayan söyleşide Erdoğan’ın “Siyasette yumuşama dönemine girdik” mesajını, Kobanê davası sonuçları ışığında değerlendirdi.
"Kürtleri ihmal ederek, görmezlikten
gelerek bir yere varılamaz"
Yaşar Yakış kamuoyunda "Yeni bir süreç başlayacak" beklentisi oluşurken gelen Kobanê Davası sonuçlarını, "Ben Kürtlerle Türklerin ortak bir yerde buluşmaları gerektiği kanaatindeyim." diyerek yanıtladı.
Yakış Kürt sorunu ve çözümüne genel yaklaşımını şöyle dile getirdi: "[...] onlar da bizim vatandaşlarımız, askere gidiyorlar, vergi ödüyorlar. Onlara karşı yapılan şeylerde daha uzlaşmacı yöntemleri geliştirmemiz gerekiyor. 13-14 milyon halktan bahsediyoruz. Bu kadar geniş bir kitleyi ihmal ederek, görmezlikten gelmekle bir yere varılamaz.
"Ayrıca Kürtler de zaman içerisinde bilinçlenmişler, belki en çok politize olmuş kitlelerimizden birisidir. Böyle bir halkı yanlış yönlendirmek suretiyle veya tutulamayacak vakitlerle geçiştirmeyi filan uygun bulmuyorum. Kürtler de dediğim gibi en bilinçlenmiş olan kesim olduğu için siyaseten onlar da ister istemez ya muhalefet partileriyle veya iktidar partisiyle bir pazarlığa giriştiği zaman o kadar deneyimleri var ki, o deneyimlerden sonra halen bazı şeyleri görmezlikten geleceklerini sanmıyorum.
"Dolmabahçe sarayında kurulan masa bütün ayrıntılarıyla belirlenmişti. Kimin nerede oturacağı dahi belli olmuştu. Ondan sonra pat diye masa devrildi. Bu tabii, Kürtler arasında beklentiyi boşa çıkardı. Bundan sonraki müzakerelerde bu deneyimi de kullanacaklardır öyle zannediyorum. Türkiye'de ana muhalefet partisinden sonra en bilinçli ve en güçlü topluluklardan biri Kürtlerdir. Onları ihmal etmekle bir yere varamayacağız."
"Kürtlere haksızlık yapıldı, ortada bırakıldılar"
Yakış Kobanê davasında verilen cezalara ilişkin düşüncesini de şu sözlerle dile getirdi: "Kobanê'de birçok şey devletin bilgisi dahilinde yapıldı. Ondan sonra da şimdi adeta o tarihte yapılan şeyler yanlışmış gibi takdim ediliyor. Çünkü o olay olurken devlet imkânlarını kullanmıştı. Belli bir aşamadan sonra öyle zannediyorum hükümet kanaatini değiştirdi. Yani bakış tarzını değiştirdi. Kürtlere karşı haksızlık yapıldı. Ortada bırakılmış gibi düşünüyorum."
"Demirtaş'ın yaptıkları suç teşkil etmiyor"
Yakış "Siz Kobane olayların mı devletin bilgisi dahilinde olduğunu söylediniz yoksa Kobani'ye yönelik saldırıların mı?" diye tekrarlanan soruya "Devletin Kobani olaylarının yönetiş tarzındaki eksikliği" dile getirdiğini söyleyerek yanıt verdi ve Demirtaş'a verilen 42 yıllık cezanın "yerinde olmadığını" dile getirdi.
Ben Selahattin Demirtaş'ın şu anda yaptıklarından ötürü suç teşkil ettiğini zannetmiyorum. Hele şimdi verilen 42 yıllık cezanın da yerinde olmadığı kanaatindeyim. Ayrıca şunu düşünmek lazım; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden de defalarca dönmüş olan bir davadan bahsediyoruz. Dolayısıyla biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kurallarına uyacağımızı söylemiştik. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararı şimdi o kararı görmelikten geliyoruz. Bu ciddiyetten uzak bir durumdur.
"Devlet işleri doğru dürüst yürütemedi
sorumluluğu Kürtlerin üstüne yükledi"
Yakış, "Kobani olayları devletin bilgisi dahilinde oldu" ifadesini açmasının istenmesi üzerine "Galiba önce devlet bu işin nerede durması gerektiğini iyi belirlemedi. Sonradan da iş büyüyünce bir sefer mani olamadı. Ve şimdi yıllar sonra verilen hükümlerle insanlar gereksiz cezalandırıldı diye düşünüyorum" yanıtını verdi.
Eski dışişleri bakanı kamuoyundaki "fatura Kürt siyasetçilere kesildi" görüşüyle "aynı kanaatte" olduğunu vurguladı. "Yani, devlet bu işi doğru dürüst yürütemedi." dedi. "Ondan sonra şimdi Kürtlerin sırtına yüklendi sorumluluğu."
(AEK)