Durdurulan otobüsün şoförüne ne için geldiği sorulup "malum" yanıt alındıktan sonra polisler ehliyet ve ruhsatlara el koyuyor. Sonraki aşama ise otobüslerin "bağlandığını" söylenen şoförlere araçlarını ilgili otoparka park etmelerini istemek oluyor.
Pazar sabahı İstanbul'un 10'dan fazla noktasında onlarca otobüs bağlandı. Nedeni ise trafik polislerinin yanıtını aradığı "malum" sorunun Gemlik olması. Ne var bunda şimdi demeyin. Gemlik, İmralı Adası'na yakın ve orada Abdullah Öcalan var. Uzun açılımı Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu olan TUHAD-FED tarafından yapılmak istenen "Barış Yürüyüşü" ya da mitingi de Gemlik'te olacaktı işte. Haliyle Gemlik, birileri için yasak bölge oluverdi dün.
Tüm otobüsler gözaltında
Dolapdere'de buluşma gerçekleşmeyince bir diğer buluşma noktası olan Bağcılar'a yöneliyoruz. Bir mahalle arasındaki buluşma noktasında kadınlı erkekli birkaç yolcu beklemekte. Çoğu yaşını başını almış teyzeler amcalar. Vakit geçtikçe gençler de yavaş yavaş geliyor. Otobüsler gelmeyince birkaç telefon konuşmasının ardından kaçınılmaz son öğreniliyor. Polis İstanbul'dan hareket edecek tüm Gemlik otobüslerini bağlamış.
"Biliyorduk ama denemek istedik"
"Zaten biliyorduk ama deneyelim istedik" diyor gruptan birisi. Onca yasa değişikliğine karşın düşüncelerini değiştirmeyen devletin ne menem bir şey olduğunu herkese göstermek istediklerini belirtip ekliyor; "Bunda medya da suçlu. Hiç doğruyu yazmıyor. Devlet ne derse onu yapıyor. Barışa değil savaşa hizmet ediyor. Bizi görmezden geliyor" diyor bana bakarak. Muhatabının ben olmadığımın bilincinde ama öfkesi daha baskın geliyor.
"Herkes zarar görecek"
Karşısında bir "medyacı" bulmuşken birbirinden bağımsız görmediği medya ve devlete verip veriştiriyor. Konuşmalarının içinde en can alıcı olanı en sona söylüyor: "Bir Kürt sorunu var. Savaş yeniden başladı ve bu süreç herkese zarar verecek. Herkes bundan zarar göreceğini anlayacak."
"Türkiye Filistinleşiyor"
Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt geçtiğimiz günlerde, "Ülkemiz Filistinleştirilmek isteniyor" demişti. Pazar günü ise Filistin olmaya öykünenler, ülkenin tamamında olmasa da intifada benzeri görüntüleri sahneledi. Gemlik'e gidemeyen Kürtler İstanbul sokaklarında gösteriler yaptı. Çatışmalar çıktı. Taşlar, molotof kokteylleri, göz yaşartıcı gaz bombaları atıldı. Belediye otobüsü ve banka şubeleri tahrip edildi. Kendilerine "milliyetçi" yaftası takan Türkler ise Bozüyük ve İznik sokaklarını linç meydanlarına çevirdi.
El birliğiyle çözümsüzlük
Yapılamayan mitinge gitmek isteyenlerin, başbakanın da adını koyduğu "Kürt Sorunu"yla ilgili demokratik ve barışçıl çözümünün sağlanması, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve operasyonların durdurulmasına yönelik bir takım talepleri olacaktı. "İstenildiği" gibi dile getirilemedi.
Ya da gerçekten birilerinin istediği gibi dile getirilerek çözümsüzlüğün tek çözüm olduğunda birleşildi. Hem de Kürtler ve Türklerin el birliğiyle.(AŞ/KÖ)