İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, İstanbul Şubesi, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Tarih Vakfı, ayrı açıklamalarla mahkemenin kararını kınadı.
Alataş: Rüzgar eken fırtına biçer
İHD Genel Başkanı Avukat Yusuf Alataş, yazılı açıklamasında, "Bu durum, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler sorununun yalnızca bir hükümet sorunu olmadığını bir kez daha ortaya koydu" dedi.
"Demokrasi ve özgürlükler sorunu, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla ve diğer kurumları ile komple bir devlet sorunudur. Bu yüzden, sorun ne yalnızca TBMM'nin çıkardığı yasalarla, ne yalnızca hükümetin yürütme olarak karar ve uygulamaları ile ve ne de yalnızca yargı kararları ile çözülememektedir."
Alataş, "Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve azınlık hakları konularında 1999 yılından bu yana sürdürülen iyileştirme çabaları da devlet kurumları tarafından içselleştirilmemiş, sadece varılmak istenen bir siyasi hedefin zoraki araçları olarak görülmüştür" dedi ve mahkemenin kararının "hiç şaşırtıcı olmadığını" vurguladı.
"Bu durumu en iyi açıklayan söz 'Rüzgar eken, fırtına biçer' atasözüdür. Dışarıya insan hakları ve özgürlük mesajları verirken; içeride bunların kısıtlanmasına yönelik karar ve uygulamaları görmezlikten gelip, önemli ölçüde de onaylarsanız, gelip geleceğiniz nokta budur. Eğer 2 ay önce Adalet Bakanınız TBMM kürsüsünden, konferansı düzenlemek isteyen üniversite ve akademisyenleri 'ülkeyi arkadan vurmak' la suçluyor, 'yetkimi devretmeseydim dava açtırırdım' diyorsa, 2 ay sonra bir idare mahkemesinin verdiği yasak kararına şaşırmamanız gerekir."
Alataş, Başbakan'ın ve başbakan yardımcısı düzeyinde gösterilen tepkilerinse umut verici olduğunu ifade etti ve en büyük görevin hükümete düştüğünü söyledi.
"Hükümet, yargının bu son kararındaki kendi sorumluluğunu da görmeli ve kesin, açık, kararlı bir siyasi irade göstermelidir. Arkasına halkın ve sivil toplum örgütlerinin desteğini alıp, kararlı bir şekilde hiçbir konuda ayrım yapmaksızın çağdaş bir demokrasinin ve insan haklarının gereklerini yaşama geçirmesi gerekir."
İHD İstanbul: Militarizmin yargı üzerindeki egemenliği ispatlandı
İHD İstanbul şubesi de, kararın, "Türkiye'de militarist yapı tarafından belirlenen 'kırmızı çizgiler' konusunda, ifade özgürlüğünün olmadığını" gösterdiğini açıkladı.
Yerleşik sistemin demokratik bir tartışma ortamını, Türkiye'nin tarihi ile yüzleşmesini istemediğini söyleyen şube, kararın, "militarizmin yargı üzerindeki egemenliğini bir kez daha ispatladığını" dile getirdi.
DİSK: Yasaları değiştirmek yetmiyor
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de, yazılı açıklamasında, önce konferansın mahkemenin müdahale alanı içinde olmadığını, dolayısıyla kararın hem hukuka hem de bilimsel özerkliğe aykırı olduğunu vurguladı.
Çelebi, "Mahkeme kararı, sadece yasaları değiştirmenin özgürlükler alanını genişletmediğini, yasama, yürütme ve idarenin bu çıkarılan yasalara, yapılan değişikliklere uyumunun, uygulamanın önemini bir kere daha ortaya koymaktadır" dedi.
Tarih Vakfı: Ayrımcılığa meşruiyet kazandırmaya çalışan tarihi unutmuyoruz
Tarih Vakfı da, yazılı açıklamasında, "Yargı kararlarının her zaman hak ve hukuka uygun olmadığını bilen bir toplumuz" dedi.
"Daha birkaç on yıl önce bir yüksek mahkemenin bu ülke yurttaşlarından bir bölümünü 'yabancı' ilan ettiği, ayrımcılığa meşruiyet kazandırmaya çalıştığı bir tarihten geldiğimizi unutmuyoruz" diyen Vakıf, konferansın neden önemli olduğunu şöyle açıkladı:
"Aslında, bu konferans etrafında,
* Türkiye'yi tabuların mı, yoksa demokratik kuralların mı yöneteceği,
* Türkiye'de "üniversite" denmeye gerçekten değer kurumların yaşayıp yaşamayacağı,
* Tarihe barış ve karşılıklı anlayış için mi, yoksa dışlayıcılık ve düşmanlık için mi bakacağımız,
* Bu ülkede kendine güvenli ve binyılların getirdiği ortak yaşama kültürüne sahip çıkan bir kimlik kavrayışının mı, yoksa etnik ve dinsel merkezli ağır bir baskı sisteminin mi geçerli olduğu tartışılmaktadır." (TK)