Sağlık çalışanlarının 24 Aralık'ta "insanca ücret, iş güvencesi ve sağlık hakkı" için gerçekleştirdiği "beyaz eylem"e katıldıkları ve eylemi destekledikleri için, toplam 255 yıl hapis istemiyle yargılanan 85 kişi salona sığamadığından, dava ertelendi.
Uluslar arası destek
Dört aydan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu üyeleri ile 11 sendika, meslek ve sivil toplum örgütünün temsilcileri, duruşma öncesinde adliye önünde bir araya geldi.
Yargılanan sağlıkçıları desteklemek üzere, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyeleri, Kocaeli, İzmir ve Ankara Tabip Odaları'nın yöneticileri ile Bulgaristan, İspanya ve Litvanya'dan sendikaların temsilcileri de Adliye'ye geldi.
"Sağlık hakkı yargılanamaz"
Duruşma öncesinde İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Gencay Gürsoy ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul birer basın açıklaması yaptı.
"Sağlık hakkı yargılanamaz" diyen Gürsoy ve Tombul, ortada bir suç varsa, bunun ancak sağlıkla ilgili düzenlemeleri gerçekleştiren bakanlığa ait olabileceğini söylediler.
"Bu dava, sağlık hakkının geliştirilmesi için çaba sarf eden tüm yurttaşların davasıdır. Sağlık hizmetinin olmazsa olmazı olan ekip hizmeti anlayışının gereğini yerine getiren tüm sağlık çalışanlarının davasıdır. İyi hekimlik değerleri ışığında mesleklerinin gereğini yapan tüm hekimlerin davasıdır" diyen Gürsoy ve Tombul, açıklamalarında şu ifadelere yer verdiler:
* Taleplerimizin ve beklentilerimizin gerçekleştirilebilmesi mümkündür. Sağlık çalışanları ve yurttaşlar da bu nedenle taleplerimizi benimsediler, sahiplendiler.
* Sağlık Bakanlığı, bu nedenle, bu umudu etkisizleştirme çabası içinde. Hakkımızda dava açılmasına neden olan, Sağlık Bakanı imzalı ihbar yazısı, Türkiye'deki 70 milyonun çoğunluğunun yargılanmasını talep ediyor.
* Hükümet, Kamu Yönetimi Temel Kanunu ile tüm sağlık çalışanlarının iş güvencesini ellerinden alıp sağlık kurumlarını birer ticari işletmeye dönüştürme telaşında; eşit ücretsiz sağlık hizmeti ve iş güvenceli bir çalışma ortamı talep eden sağlık çalışanlarının bu taleplerini hedef alıyor.
* Bu dava, hükümetin, tüm önerilerimize karşın sağlık ortamını daha da kötüleştirecek politikalarında ısrarcı olacağını da gösteriyor.
* Kamu vicdanında esas yargılanması gerekenler, Türkiye'deki sağlık sistemini ve bizlerin çalışma ortamlarını tahrip edenlerdir. İstanbul Davası süreci, bizlerin değil, bu politikaları uygulayanların kamuoyu vicdanında yargılanmasına aracı olacaktır.
İstanbul'un en büyük duruşma salonuna sığamadılar
Basın açıklamasının ardından, duruşma saat 10.15'te başladı. Mahkeme başkanının gerçekleştirdiği yoklamanın ardından, sanık avukatları mahkeme heyetine sundukları ortak dilekçe ile davanın daha büyük bir duruşma salonunda görülmesini istediler.
Cumhuriyet Savcısının da uygun görmesiyle mahkeme heyeti, başka bir kurumdan salon temini içini Adalet Bakanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi. Dava, ertelendi.
Adana ve Antalya'da destek eylemleri
Adana Tabip Odası'na üye 50 doktor, İstanbul'da, "Ücretimiz, iş güvencemiz ve sağlık hakkı için göreve" eylemine katıldıkları gerekçesiyle, 85 sivil toplum kuruluşunun temsilcisinin yargılanmasını protesto etmek amacıyla "toplu nöbet" eylemi gerçekleştirdi.
Antalya Tabip Odası üyesi doktorlar da, Antalya Devlet Hastanesi önünde toplanarak haklarında dava açılan sivil toplum örgütü temsilcisi 85 kişiye destek vermek amacıyla basın açıklaması yaptı. (BB/EÜ)