Green'e göre, bu koşul, sanıkları, karşı karşıya olduğu "düşman savaşçıları" iddiasını çürütmeye yarayacak adil fırsatlardan yoksun bırakıyor.
Bir başka nokta da, tutuklulara karşı kullanılan ifadeler. Green, kararında, bu ifadelerin bazılarının fiziksel ya da psikolojik kötü muamele sonucunda elde edilmiş olabileceğini, dolayısıyla yasal bir mahkemede geçersiz olacağını yazıyor.
Karara göre, "kişisel temsilciler" - mahkeme tarafından belirlenen avukat olmayan kişiler - de anayasal koşulları sağlamıyor.
Herkes "düşman savaşçısı" olabilir
Yargıcın en önemli kararlarından biri de, bazıları Cenevre Anlaşması'na göre "savaş esiri" sayılabilecek olan tutuklulara karşı kullanılan "düşman savaşçısı" tanımını ya fazla muğlak ya da fazla geniş bulması.
Görüşmeler sırasında hükümet avukatlarından birine "İsviçre'deki yaşlı bir hanımcağız Afganistan'daki çocuklara yardım ettiğini düşünerek bir bağış çeki yazsa, ama bu çek aslında El Kaide'ye yardım olarak gitse, bu kadının 'düşman savaşçısı' olduğuna mı hükmedilir" diye sorduğunda, avukatın yanıtı "evet" oldu.
Tutukluların, hükümetin 'düşman savaşçılarını' terörle savaş bitene kadar alıkoyabileceğini belirttiği de düşünüldüğünde, temel anayasal haklardan tam olarak yararlandırılması gerektiğini belirten Green, karar metnine şunları yazdı:
"Bu ülke elbette kendini beklenmedik, büyük tehlikelere karşı korumak için önlem almalıdır; ancak bu zorunluluk bu ülke halkının 200 yıldan fazladır uğruna savaşıp öldüğü en temel hakları hiçe saymamalıdır ."
İki hafta önce, Başkan Bush'un atadığı yargıç Richard Leon, yedi tutuklu tarafından açılan bir davayı, ABD dışında ele geçirilen ve tutuklanan yabancı uyrukluların anayasal haklarının olamayacağı gerekçesiyle reddetmişti. Yargıç Leon, tutukluların koşullarına mahkemelerin değil, ABD Kongresi'nin karar vermesi gerektiğini söylemişti. (TK/YS)