"Türk Ceza Kanunu (TCK) ve İfade Özgürlüğü ile İlgili Yasa ve Uygulamaları" konusunda konuşan iletişim hukukçusu avukat Fikret İlkiz, "Yargı kararlarında ifade özgürlüğü öne çıkarıldığı halde geriye gidiyoruz. Gerçekten ifade özgürlüğünü istiyor muyuz? Buna öncelikle hukukçular yanıt vermeli" dedi.
2001'de başlayan Avrupa Birliği (AB) reform sürecinde yapılan yasal düzenlemeleri özetleyen İlkiz, geriye gidişe örnek olarak 2004'ten bu yana Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Selahattin Aydar, Mehmet Şevket Eygi ve Hrant Dink ile ilgili aldığı üç kararda ifade özgürlüğüne vurgu yaptığı halde aleyhte karar verilmesini gösterdi.
Tarhanlı: ifade özgürlüğü sınırlarını tartışmak önem kazandı
Geçtiğimiz Cuma günü düzenlenen ve Prof. Dr. Uğur Alacakaptan'ın rahatsızlığı nedeniyle katılamadığı konferansın açış konuşmasını yapan üniversitenin Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki mahkumiyetlerinin güncel bir tartışma olduğunu ancak Avrupa'da da "Hz. Muhammet karikatürleri" ve "Ermeni Soykırım iddiasının inkarını suç sayan yasa" nedeniyle konunun gündeme geldiğini ifade etti.
Dünyada 11 Eylül saldırılarıyla birlikte ifade özgürlüğünün bir başka etki altına girdiğini açıklayan Tarhanlı, buna ilişkin sınırlamaların tartışılmasının da önem kazandığını belirtti; Türkiye'deki faaliyetlerinde 20. yıldönümünü kutlayan FES Vakfı'na da konferans dolayısıyla teşekkür etti.
Schmidt: Demokrasi ancak tartışmayla gelişir
FES Genel Sekreteri Dr. Roland Schmidt de, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin Almanya'dan da eski bir üyesi olduğunu belirterek, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni tanıdığını söyledi.
Schmidt, demokrasinin ancak tartışma kültürünün gelişmesiyle can bulabileceğini açıkladı.
İlkiz: Otoriter değil insancıl hukuk gerekli
Türkiye'nin 1995-2003 Haziran döneminde AİHM'de 308 kez mahkum olduğunu, 132 davanın dostane çözümle sonuçlandığını kaydeden Fikret İlkiz, 2004'te kabul edilen Basın Kanunu'nun en önemli iki özelliğinin basın özgürlüğünü çağdaş şekilde tanımlaması ve haber kaynağının güvence altına alması olduğunu söyledi.
TCK Tasarısı'nın toplumda tartışılmadan yürürlüğe konulduğunu açıklayan İlkiz, 6 Ekim 2004 tarihli AB İlerleme Raporu'nda TCK Tasarısı'nın yürürlüğe girmesi gerektiğini belirttiği halde tasarıyı inceleyen Avrupa Konseyi'ne bağlı bir hukukçunun "Cezalandırma sistemi terk edilmeli, düşünce suçlarına cezalar aşırı" raporu verdiğini anımsattı.(EÖ/EÜ)