Yazı ilk olarak Yakın İlişkiler sitesinde, aynı başlıkla, Beyza Nur Karlı imzası ve Dr. Gizem Sürenkök düzenlemesiyle yayınlandı.
Partnerinizle hayata bakış açılarınız genel anlamda birbirini tutuyor olsa da ne yaparsanız yapın tartışmaktan kaçamadığınız konuların ortaya çıkması kaçınılmaz. Tartışma vakti gelip çattığında yapabileceğiniz birkaç şey var: Farklılıklarınızı göz ardı edip konuyu kapayabilirsiniz, partnerinizi olaya sizin bakış açınızdan bakması için ikna edebilirsiniz ya da agresif tarafınızı gösterip partnerinizin pes etmesini sağlayabilirsiniz.
Bu seçeneklerden en yararlı olanı farklılıklarınızın ve birbiriyle örtüşmeyen düşüncelerinizin üstüne gitmek. Böylece bu sorunları her iki tarafın da duygularını ve düşüncelerini ifade edebileceği bir biçimde ortadan kaldırarak bir ortak nokta bulunabiliyor.
Hem kendi istekleriniz yerine gelsin isterken hem partnerinizin memnun kalmasını nasıl sağlayacağınızı bilememek oldukça normal. Ne yazık ki çoğumuz için yapıcı bir şekilde tartışma yeteneği doğal yollarla kazanılan bir beceri değil. Benimsediğimiz ilişkilenme türü, etrafımızda gördüğümüz ilişkilerle şekilleniyor. Büyürken kızgın oldukları zaman birbirleriyle konuşmayı kesen, birbirlerini tehditlerle korkutmaya çalışan ya da her tartışmanın sonunda taraflardan birini “kazanan” ilan eden çiftlere şahitlik etmek tartışmalara bakış açımızı başka bir boyuta çekebiliyor.
Peki ama hem siz hem de partneriniz bir konu hakkında katı düşüncelere sahipse nasıl uzlaşma sağlayabilirsiniz?
- Anda kalın ve odaklanın. Tartışma içinde dikkatinizi dağıtacak şeyleri ortadan kaldırın. Maillerinize bakmayı, mesajlara dönmeyi ya da telefonları cevaplamayı bir süreliğine askıya alın. Yapmanız gereken diğer şeylerin bir süre beklemesi gerekiyor. Dikkatinizi tamamen tartışılan konuya harcamanız daha sağlıklı bir yaklaşım geliştirmenize yardımcı oluyor. Yapmanız gereken tek bir şey var; o da partnerinizi dinlemek ve anlatmak istediği şeyi sadece söylediklerinden değil, yansıttığı duygulardan da yola çıkarak anlamaya çalışmak. Partnerinize içinde bulunduğunuz tartışmayı kendi gözünden anlatması için yeterli zamanı tanımalısınız.
- Nutuk çekmeye çalışmayın. Bu maddenin halihazırda farkında olabilirsiniz ama ilişkide farklılıklarınız üzerinde yapıcı bir şekilde çalışmak tamamen farklı bir deneyim. Tartışmaların farklı bakış açılarını netleştirmeye ve makul bir uzlaşmaya varma amaçlı karşılıklı fikir alışverişinde bulunmaya dayalı bir süreç olması gerek. Sizin inanç ve düşünceleriniz, partnerinizin inanç ve düşüncelerine kıyasla daha çok ya da az geçerli değil. Nutuk çekmeye ya da ahkam kesmeye çalışmayın, mühim olan dengeyi bulmak ve farklılıkları kabullenebilmek.
- Kendinizi vererek dinleyin. Birini gerçekten dinlemek oldukça zor. Bazen konuşmanın gidişatını tahmin ederek karşı tarafı yönlendirme eğilimimiz olabiliyor. Söylemeyi planladığınız şeyi aklınızın bir köşesinde bekletip partnerinizin lafı biter bitmez ortaya atmayın. Bu, partnerinizin anlattıklarının içeriğini tamamen kaçırmanızla sonuçlanabilir. Onun bakış açısına karşı çıkmak için en iyi cevapları geliştirmeye çalışmak tartışma için oldukça zararlı olabilir. Amacınız kazanmak değil, her iki bakış açısını da anlamaya çalışmak olmalı.
- Partnerinizin duygularını göz ardı etmeyin. Bazen sadece haklı olduğumuzu kanıtlamak için tartışırız ve sonunda yine bildiğimizi okuruz. Tartışmalar genelde güç çatışmalarından doğar. Tartışmalarımızı entelektüel bir seviyede tutmaya çalışırken verdiğimiz kararların ardındaki duyguları gözden kaçırabiliriz. Kızgınlığın hararetiyle konudan dışarı kayıp nasıl hissettiğimize odaklanmak yerine sadece öfke ve kin gibi duyguları ifade ettiğimiz olabiliyor. Partnerinizden duygularını ifade etmesini ve açıklamasını isteyin. Aynı durumlar farklı insanlara farklı deneyimler yaşatabilir. Başkalarının ne düşündüğü, nasıl davrandığı ve nasıl hissettiği konusunda onlar bize bir açıklama yapmadan tahminde bulunmamız işe yaramayabilir. Kendi deneyimlerimizi herkesin deneyimlerine genelleyemeyiz. Birinin bizi sevmesi olayları bizimle aynı şekilde deneyimlediği anlamına gelmiyor.
- Kızgınlığınızı hiddetli bir şekilde göstermeyin. Bazı insanlar herhangi bir anlaşmazlık sonucu doğrudan sinirlenebiliyorlar. Bazılarıysa gerçekten nasıl hissettiklerini ifade etmek için uzun süre bekliyor ve duyguları dayanılmaz bir hal alana kadar kendi kendilerini yemeye devam ediyorlar. Kızgınlığın ifade edilmesi için bağırmak, küfretmek, sinirli bir tavır takınmak, tartışmanın ortasında çekip gitmek gibi eylemlerle ortaya konulması gerektiği düşünülebiliyor. Tabii ki de doğru değil. İnsanlar sinirliyken sakin kalıp duygularının sebeplerini sakince ortaya koyabilirler.
- Tehdit etmeyin. İnsanlar tartışırken seslerini yükseltmenin kendilerine bir üstünlük sağladığını düşünebilirler. Karşıdaki kişiyi sözcüklerle boğmak iyi bir yöntem gibi görünse de aslında zorbalık uygulamaktan başka bir şey değil. Göz korkutma, sözlü taciz, ilgi ve desteği kesmeye ve hatta terk etmeye dair tehditler, sevgi ve şefkat içeren ilişkilerde kendine yer bulamıyor.
- Tartışmaya ara verin. Eğer kendinizi duygusal ve fiziksel olarak bunalmış ya da yıpranmış hissederseniz kendinizi ve düşüncelerinizi toplayıp sakinleşmeniz ve istemeyeceğiniz şeyleri söyleyecek bir noktaya gelmemeniz için tartışmaya kısa, mesela yarım saatlik, bir ara verin. Tartışmaya ara vermek partnerlerin şimdiye kadar konuşulan şeyleri sindirmesi ve devam etmeden önce tartışmayı değerlendirmesi için iyi bir yöntem.
Farklılıklarınızı medeni ve saygılı bir şekilde nasıl yöneteceğinizi öğrenmek üstünde çalışarak sonradan kazanabileceğiniz, değerli bir yetenek. Bu yeteneği geliştirmek sadece partnerinizle olan ilişkiniz içinde değil, başka insanlarla iletişim kurmanız gereken tüm anlarda işinize yarayacak.
Kaynak: Brenner, A. (2022, January 16). 7 ways couples can argue more constructively. Psychology Today.
(BNK/AS)