Açık Radyo’nun lisansının iptal edilmesine giden süreç Ermeni soykırımının yıldönümü olan 24 Nisan’daki Açık Gazete programıyla başladı.
Yayında 1915’in Ermeni soykırımı olarak lanse etmesi RTÜK’ün, Açık Radyo’ya hem beş kez yayın durdurma hem de 189 bin 282 TL para cezası vermesiyle sonuçlandı. RTÜK, bu ifadeyle kanalın ‘toplumu kin ve düşmanlığa tahrik’ ettiğini savundu.
RTÜK’ün Açık Radyo kararı
Ancak uzmanlara göre ‘Ermeni soykırımı’ söylemi suç olamaz. Söyleme ceza vermek ifade özgürlüğünün ihlali anlamına gelir.
İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD) Başkanı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz’e göre Ermeni soykırımı ifadesi, ne Türkiye medyasında ne de Açık Radyo’da ilk defa kullanılıyor. Ona göre söylemin ne bir soruşturmaya ne de bir cezaya konu olmaması gerekliydi:
Banu Özdemir vakasını hatırlayın. İzmir'de camilerde Çav Bella çalınmasının ardından sosyal medyada paylaşım yaptığı için hakkında dava açılmıştı. İki-iki buçuk sene sonra beraat etti ama sonuçta bir yargılama oldu. Aslına bakarsanız bu paylaşım bir infial yarattı mı? Aslında hayır. Biz bunlara tehlike suçu diyoruz. Ortada herhangi bir tehlike yok.
Evde kahve içip Açık Radyo dinlerken ‘Ermeni soykırımı’ denildiği için sokağa fırlandıysa ve isyan çıktıysa ancak bir cezalandırma söz konusu olabilir.
Tabii Açık Radyo’nun dinleyici kitlesine baktığımız zaman şoke edecek bir ifade bile olmadığını düşünüyorum ben Ermeni soykırımından bahsedilmesinin.
Kitap okurken veya bilgisayara bakarken bir şey duyduğunda kafanı kaldırır, şöyle bir durursun ya insanlar öyle bir tepki bile vermemiştir.
Haliyle RTÜK’ün Ermeni soykırımı söylemine ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik (TCK 216)’ suçlaması yöneltmesine anlam veremiyorum. Tahrikin boyutunun ölçülemeyeceğini aşikar. Dolayısıyla ilk başta verilen ceza, çıkış noktası olarak yanlış ve gereksiz. Hiç verilmemeliydi.
"RTÜK gibi bir yapıya ihtiyaç olmadığını ortada"
Akdeniz, 2000’li yıllarda insanların canlı yayınlarda Ermeni soykırımı tartışabildiğini hatırlattı. Şimdikinden daha farklı ve özgür bir dönem olduğunu söyledi.
Son 20 yılda ve tamamı AKP iktidarı döneminde tüm yasaların tekrardan düzenlendiğini belirten Akdeniz, iktidarın geniş kapsamlı bir kontrol mekanizması oluşturduğundan bahsetti.
Ayrıca, cezayı RTÜK’ün siyasi iktidardan bağımsız olmamasına bağladı. Gerekçesi de dokuz kişilik Üst Kurul’un siyasi otorite ve Meclis tarafından atanması. Eleştirisi de bu nedenle ilk olarak AKP iktidarına ardından da kuruma:
AKP iktidarı ifade özgürlüğünü sürekli daha fazla kısıtlıyor ve yaptırıma maruz bırakıyor. RTÜK de yapısal olarak sistemin, AKP’nin kontrol mekanizmasının önemli bir parçası. Çünkü hâlâ insanlar radyo dinliyor, hâlâ televizyon seyrediyor. Haber ve bilgi akışının kontrol edilmesi için kurulmuş bir düzenden söz ediyoruz.
Bu nedenle Açık Radyo’ya verilen ceza hiç de şaşırtıcı değil. Ancak yaşadığımız çağda, 2024'’ün demokratik toplumunda RTÜK gibi -ki ben bunu bir sansür kurulu olarak değerlendiriyorum- bir yapıya ne kadar ihtiyaç olduğu tartışma konusudur.
Evet, uzun yıllar Avrupa'da benzeri yapılar oldu. Ama bu yapıların ana amacı içerik denetlemeden ziyade frekans denetlemesi içindi. Radyo ve karasal televizyon yayınlarında herkese yetecek kadar frekans olmadığı için bu tür mekanizmalara ister istemez ihtiyaç vardı.
Ama Türkiye’de RTÜK bir yandan hem frekans verme ve frekans düzenini denetleme görevini üstlenirken diğer yandan tamamen siyasi bir yapıya dönüştü. Benim kanaatim böyle bir yapının artık ortadan kaldırılması gerektiği yönünde. Eğer kaldırılmayacaksa da siyasetten arındırılarak yetkilerinin kısıtlanması… Çünkü böyle bir yapıya ihtiyaç olmadığını ortada.
Hatırlayın, Deutsche Welle (DW) Türkçe ve Voice of America (Amerika'nın Sesi/VOA) RTÜK kararlarıyla iki yılı aşkın süredir Türkiye’de erişime engelli.
Bunun hiçbir kabul edilebilir, hukuki, siyasi veya sosyolojik bir nedeni yok. Bu tamamen sansür mekanizması. Bu kadar ağır cezalar içeren bir yasa ve yetki böylesi siyasi kararlar veren bir kurumda olmamalı.
Tamam cezalar olabilir, denetim mekanizmaları işletilebilir ama asla kapatma veya lisans iptali gibi cezalar olmamalı.
(HA)