* Kangal Termik Santrali, Sivas
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nin (SEFiA), “Çelişkiyi Aşmak: Türkiye’nin Yeşil Devrimi ve Yeni Kömür Yatırım Planları” başlıklı raporunu yayımladı.
Rapor, Afyon’un Dinar ilçesinde planlanan kömürlü termik santralin ekonomik fizibilitesini ve kamu bütçesine getireceği yükü ortaya koyuyor.
Rapora göre, Dinar Termik Santrali’nin hayata geçmesi halinde -Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefiyle uyumlu önlemlerin alınmadığı, en düşük maliyetli senaryo altında bile- santral faaliyete başladıktan ancak 18 yıl sonra kâr edebilecek.
- NET SIFIR EMİSYON: İnsan faaliyeti nedeniyle atmosfere salınan karbondioksit, metan, azot gibi gazların miktarının yeryüzü tarafından doğal olarak emilen sera gazı miktarıyla dengelenmesi ve karbon nötr olması anlamına geliyor. Kavram ilk olarak 2015’te imzalanan Paris Anlaşması’nda kullanılırken, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için verilen taahhütler kapsamında net sıfır emisyona ulaşmayı hedefleyen ülke sayısı 100’ü aştı.
Net sıfır senaryosu
Öte yandan, santral Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefini göz önünde bulunduran, yaratacağı emisyonun yüzde 90’ını yakalayarak saklayan bir teknoloji ile inşa edilir ise işletme ömrü sonunda karşılaşacağı zararın bugünkü değeri 230 milyon dolar seviyesinde.
TIKLAYIN - Net sıfır hedefi: Kömür sahaları güneş panelleri ile donatılabilir
Bütün buanaliz sonuçları, Türkiye’de kömürlü termik santrallerin iklim hedefleri ile uyumlu biçimde çalışmasının ekonomik açıdan mümkün olmadığını ortaya koyuyor.
1,4 milyar Euro bütçe yükü
Rapor ayrıca Büyük Menderes nehrinin yukarı havzasında kurulması planlanan santralin neden olacağı kirlilik sonucu ortaya çıkacak sağlık etkileri, tarımsal üretim kayıpları ve karbon maliyetini de göz önüne alıyor.
Bunlara ilave olarak halihazırda termik santrallere sunulan teşvikler (kapasite ödemeleri ve alım garantileri) de hesaba katıldığında Dinar Santrali’nin kamu bütçesi üzerinde yaratacağı yükün yılda 1,4 milyar Euro’yu bulabileceği öngörülüyor.
TIKLAYIN - Türkiye, Avrupa'da kömürü bırakmayan 4 ülkeden birisi
Rapor değerlendirmeleri
WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli
“Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından geçen hafta açıklanan veriler iklim kriziyle mücadelede 1,5 derece hedefini tutturabilmek için enerjide dönüşümü bir an önce hızlandırmamız gerektiğini bize bir kez daha gösterdi. Son bir yıl içerisinde görülen ve özellikle Ukrayna kriziyle çok yüksek seviyelere ulaşan maliyet artışı fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı sonlandırmamız ve yenilenebilir enerjiye dayalı bir enerji sistemi kurmamız gerektiğinin bir diğer somut kanıtı olarak karşımıza çıktı.
“Bu noktada Dinar raporu, yerli de olsa kömürün doğa ve iklim dostu olmadığı gibi ekonomik bir çözüm de olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Türkiye net sıfır hedefine ulaşmak için yeni kömür yatırımlarından vazgeçmeli ve 2030 yılına kadar kömürden çıkışı planlamalıdır.”
SEFiA Direktörü Bengisu Özenç:
“İklim ve sağlık krizlerinin ekonomik krizlerle bir araya geldiği çoklu kriz ortamında Rusya-Ukrayna savaşı bize fosil yakıta bağımlı bir küresel sistemin ne gibi büyük riskler taşıdığını bir kez daha gösterdi. Paris Anlaşmasını onaylamış ve 2053’te net-sıfır olma hedefini açıklamış olan Türkiye’nin, enerji bağımsızlığının bu derece ön plana çıktığı bir dönemde enerji alanındaki yatırım tercihlerini yenilenebilir kaynaklar yönünde kullanması gerekiyor.
“Böylelikle, hem orta-uzun dönemde kendisini fosil yakıt bağımlı bir altyapıya mahkum etmeyerek iklim hedefleri ile uyum içerisinde bir tercih yapmış olacak, hem de raporda da bahsedildiği gibi fosil yakıtların doğrudan ve dolaylı maliyetlerinden kaçınabilecektir.”
Türkiye’de termik santral
Termik santrallar fosil yakıt kullanarak elektrik üreten santrallerdir. Türkiye’de kullanılan fosil yakıtlar çeşitli kalitede kömür, petrol türevleri ve yenilenebilir kaynak olarak tarif edilmiş olan biokütle yakıtlar yani kent çöpleri, orman ve endüstriyel artıklar, hurda lastikler gibi birçok başlıkta sıralanıyor. Bunun yanında başta doğalgaz olmak üzere ithal kömür ve diğer petrol türevlerini yakıt olarak kullanan ithal yakıtlı termik santraller var.
2021 sonu itibariyle elektrik üretim kurulu gücü 99.820 MW olan Türkiye’de bu gücün elektrik kurulu gücün 48,043 MW büyüklüğündeki yüzde 49’luk bölümünü doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtlı santraller oluşturuyor ve bu fosil yakıtlı santralların 34,977 MW’lık bölümünün yani yüzde 72,8 sinin yakıtı ithal.
Türkiye’de halihazırda faaliyette bulunan 55 adet termik santral var. Bunlara ek olarak 19 adet termik santral planı var. 500 MW kurulu güçte olması öngörülen ve yerli kömürle çalışması planlanan Dinar Santrali de bunlardan biri.
Öte yandan, hava kirliliğinin sağlık etkisi hakkında araştırmalar yapan Temiz Hava Hakkı Platformu, özel sektöre devredilen Türkiye’nin en eski ve en kirli termik santrallerinin 2019’dan bu yana geçici faaliyet belgesi (GFB) ile çevre mevzuatı yükümlülüklerinden sürekli muaf tutulduğunu söylüyor. Yani kurulu termik santrallerden bir kısmı denetimsiz çalışıyor. Bu santraller şöyle:
- Afşin Elbistan A Termik Santrali (Çelikler Holding, Kahramanmaraş): 1984 yılında işletmeye alınan Afşin A termik santralinin, 1984’ten bugüne sadece hava kirletici emisyonlarından kaynaklı yarattığı sağlık sorunlarının maliyeti 380 milyar TL. Santralin 16 binden fazla erken ölüme, yaklaşık 35 milyon günün hasta geçirilmesine neden olduğu tahmin ediliyor.
- Tunçbilek Termik Santrali (Çelikler Holding, Kütahya): Türkiye’de şu anda hala işletilen en eski kömürlü termik santral olan Tunçbilek santrali, geçtiğimiz 55 yılda 500 milyar TL’den fazla sağlık yükü oluşturdu. 20 bin erken ölüme ve 44 milyondan fazla hasta geçirilen güne neden olduğu tahmin edilen santralin hala çevre izni bulunmuyor.
- Seyitömer Termik Santrali (Çelikler Holding, Kütahya): 1973 yılında açılan santral, işletmeye girdiği yıldan bugüne yaklaşık 490 milyar TL sağlık maliyeti oluştururken, yaklaşık 20 bin erken ölüme ve 43 milyondan fazla günün hasta geçirilmesine neden oldu.
- Soma Termik Santrali (Konya Şeker A.Ş., Manisa): 1984 yılında açılan santralin toplam sağlık maliyeti 800 milyar TL.
- Çatalağzı Termik Santrali (Bereket Holding, Zonguldak): Santralin 1989’dan beri işletmede olan ÇATES-B ünitesinin 1110 erken ölüme, 2,6 milyon hasta geçirilen güne ve 34 milyar TL sağlık maliyetine neden olduğu tahmin ediliyor.
- Kangal Termik Santrali (Konya Şeker A.Ş., Sivas): 1986’da açılan Kangal Termik Santralinin işletmeye alındığı günden beri topluma yüklediği toplam sağlık maliyeti 446 milyar TL.
(TP)