Uluslararası Savaş Karşıtları (WRI) Konsey Toplantısının sonucunda oluşan 30 Temmuz tarihli çağrı metni, ABD'yi İsrail'i uluslararası hukuktan korumaktan vazgeçmeye, İsrail'i Lübnan'a saldırılarını, Filistin işgalini durdurmaya ve Duvar'ı sökmeye çağırıyor.
Türkçesi, savaskarsitlari.org 'da yayınlanan metnin tamamına yer veriyoruz.
Öğrendiğimize göre İsrail'in Lübnan bombardımanı, tam bir işgale doğru -çoğunluğu Lübnanlı yüzlerce kişinin yaşamı pahasına- şiddetleniyor.
Bizler, her kıtadan ve Ortadoğu'dan 200 aktivisti bir araya getiren, Eringerfeld, Almanya'da gerçekleştirilen "Şiddetsizliğin Küreselleştirilmesi" konferansında toplanan Uluslararası Savaş Karşıtları'nın Uluslar arası Konseyi'yiz. Biz, İsrail'in Lübnan'ı harap etmesinin sonucunun tek bir ülkenin yıkımıyla değil her ikisinin de yıkımıyla sonuçlanacağına inanıyoruz - bu, şiddetin kanununun kaçınılmaz sonucudur. İsrail'in kendi tarihi bir kanıt olarak önümüzde durmaktadır: Elli sekiz yıllık şiddet İsrail'e ne barış ne de güvenlik getirmiştir. Bu son saldırılar sadece bu döngüyü sürdürecektir.
Ne Hizbullah'ın İsrail'deki baskınlarını ne de İsrail'in Lübnan'daki Mazrea - Shiba'daki baskınlarını destekliyoruz. Hizbullah'ın İsrail askerlerini öldürmesi, İsraili'in Lübnan'da yaptığı cephane taliminden bir ay önceydi, üç Lübnanlı çoban öldürüldü.
Hizbullah'ın İsrail askerlerini esir alması İsrail'in, Filistinli kadın ve çocukların ve Lübnanlı tutsakların da yer aldığı 10 bin politik tutsağın hapsedilmesine karşı yapılmıştı. İsrail'in, bu çatışkının başlatıcısı olduğu açıktır. Yine de bizler kesinlikle, Hizbullah'ın bu saldırganlığa misillemesine de karşıyız; biz bütün ölümlere üzülüyoruz. Savaşın mantığını reddediyoruz.
İşgal altında yaşayan bütün insanların bu işgale karşı durma haklarını destekliyoruz. Şiddetsizliğin ilkesi, bütün adaletsizliklere direnmektir. WRI olarak bizler, bölgedeki birçok şiddetsiz grubu biliyoruz ki bu gruplar bölgeye adaletli, barışçıl, şiddetsiz çözümler için bu yolda önderlik edebilirler.
Bir nükleer-silah gücü askeri üstünlüğü Gazze'ye rahat vermemek için kullanılırsa bunun geri dönüşünden, zaten işgal edilmiş Filistin'e gelecek izolasyonlar için duvar inşa edilmesinden, ve şimdi bir komşu ülkenin istila edilmesinden korkuyoruz. İki ülke arasındaki askeri eşitsizlik, çatışkının bir tarafı olan Lübnan'ın istilaya uğradığını varsaymayı imkansız kılmaktadır; bu kesinlikle kendini savunma değildir. Uluslararası toplumun veya kendi başına gelecekleri gösteren sağgörülü bir hesaplamanın dizginlemediği İsrail bütün Lübnan'a saldırmakta, ABD- destekli cephaneyle sivil altyapıyı yıkmakta ve sivilleri öldürmektedir.
Bu saldırıların korkunç büyüklükteki ve etraflı yıkımı bizleri, İsrail'in Lübnan'a saldırmasının çok önceden planlandığına inanmaya götürüyor. Bu soruyu sormanın önemi ayrıca, ABD'nin Irak işgali, Suriye ve İran üzerine yaptığı açıklamalar bağlamında, bu savaşa dahil olmasından elde edeceği kazançtır.
Tarih ne derse desin, şimdi acil ihtiyaç görüşme/müzakere yapmaktır. "Müzakere - savaşta bile - utanılacak bir şey değildir" diyor konferansa katılan Filistinli katılımcı Sheerin al-Araj. "Aslında, müzakereler bitmemiş herhangi bir savaş için tek çıkar yoldur." Çünkü, tekrar, askeri gücün büyük eşitsizliğinden dolayı, İsrail'in bu müzakerelere gereksinmesi için olağandışı bir yaptırım gerekmektedir.
Bu yüzden ABD hükümetini, İsrail'e yaptığı askeri yardımı kesmesini; İsrail'i BM'den ve uluslararası kanunların yaptırımlarından korumasını durdurmaya çağırıyoruz.
İsrail'i, Lübnan'a yaptığı saldırıları acilen durdurmaya ve Duvar'ı sökmeye, Filistin'i işgale son vermeye çağırıyoruz.
Nerede olurlarsa olsunlar, adalet ve barışa destek veren herkesi, Lübnan'daki ve Filistin'deki insanlar için insani yardım sağlamaya çağırıyoruz ve bölgeye barış getirme mücadelesi veren şiddetsiz gruplarla uluslararası dayanışmaya çağırıyoruz.
Sonuç olarak, bütün insanlığı - özellikle ABD halkını- bu savaştan kazanç sağlayacak askeri vurgunculara karşı çıkmaya çağırıyoruz. (TK)