Reddimdir
Ebru Topal
Başta bireylerin kişisel hak ve özgürlüğünü yok saymak için; tesis edilen her türlü;
Toplumları; küflenmiş ahlak eteri ile uyutarak ön yargıya sürükleyen ve dolayısı ile cinsiyetleri kategorilendiren, yerküreyi, doğayı, her türlü canlıyı sermaye aygıtı gibi benimseyen;
Eğitim ve öğretim hanesi olarak empoze edilen; bireyi kendi kişisel yetenek ile taleplerine ve değerlerine öksüz bırakan yabancılaştırma kurumlarını;
Devletin otoritesini silahla, kanla ve kitleler halindeki ölümlerle
sağlamlaştıran, bunu kiralık medya ile halka duyurarak meşrulaştıran; her sağlamlaşan otorite ile birlikte yoğunluğu artan yaptırımlara, yaptırımlarla güçlenen kapitalizme ve açlığa;
Çürümüş zihniyetleriyle; silaha ve sonuçlarına karşı çıkıp, ölümü değil, yaşamı destekleyen bireylere katlanılması gerek görülen kötü muameleye, eşcinselleri çürük raporu vasıtası ile dolaylı yoldan toplumsal tasfiyelerinin sıradanlaştırılmasına;
Dair reddimi açıklıyorum.
Total vicdani reddimdir
Ersan Uğur Gör
Dünya üzerindeki canlı ve insan yaşamını tehdit eden silahlanma çılgınlığından nefret ediyorum. Avını bekleyen her mayından, katilliği aşikar her üniformadan, kan döken her mermiden nefret ediyorum. Tüm savaşlar cinayet, tüm devletler katildir.
Ben sınıfsız, sınırsız, savaşsız, sömürüsüz, şiddetsiz, hiyerarşisiz, otoritesiz bir dünya istiyorum. Ben dünyayı istiyorum.
Hiç bir coğrafyanın sınırlarla kaplanmasını, hiç bir devletin varlığını meşru bulmuyorum.
Her ne sebeple olursa olsun birey üzerindeki tahakkümü, herhangi bir devletle işbirliğini, yönetmeyi/yönetilmeyi, emir almayı/emir vermeyi, ölmeyi/öldürmeyi, devletlerin birey üzerindeki her türlü tasarrufunu, askerliği ve tüm alternatiflerini reddediyor; total vicdani reddimi insanlığa duyuruyorum.
Öldürmeyip ölmeyecek, kimsenin askeri olmayacağım.
Reddediyorum
İnci Ağlagül
Her yanım öldürme eğitimi almış insanlarla çevrili, askerliğin ve askeri anlayışın yaşamımın her noktasında herhangi bir yüzünü göstermesine katlanamıyorum ve katlanmak da istemiyorum.
Çünkü ben savaşsız, şiddetsiz, sınırsız, sınıfsız, otoritesiz bir dünyada özgür bir birey olarak yaşamak istiyorum.
Militarizmin ayırımcılığına ve cinsiyetçiliğe karşı bir kadın olarak yani doğuştan elenmiş biri olarak daha fazla susamayacağım için, askere alınma gibi bir derdim olmadığı için, kardeşim, babam, arkadaşım, sevgilim gitmeye zorlandığı için karşı çıkıyorum. Kadınlara yönelik taciz, tecavüz, "namus" cinayetlerini, cinsel kimliğinden ya da yöneliminden dolayı bireyin aşağılanmasını çürük sayılıp ötelenmesini diğer toplumsal nedenleri de yok saymadan var olan militarist anlayışın da bir sonucu olarak görüyorum.
Bir kadın olarak ancak yaşını almış bir anne olduğum zaman o da toprak-vatan ikilisinin karşılığında (doğurgan-kutsal) sayılıp değerli olacağımı bildiğim ve bundan nefret ettiğim için ayrıca dünyadaki bir çok sorunu; açlığı, kuraklığı, Irak'a yapılan saldırı, işkence ve tecavüzleri, Afganistan'a atılan bombaları, Yahudilere yönelik soykırımı, Filistin'de çocukların oyun yerine silahla oynamasını, ırkçılığı, doğal hayatın yokedilmesini dert edip kendi sorunum saydığım gibi askerliği de kendi sorunum olarak görüp karşı çıkıyorum, çünkü aslında zaten bütün bunların sorunmuş gibi görünmemesi bile her birimizin sorunu.
Sustuğum sürece kendimi suç ortağı olarak göreceğim. Fakat ben hiçbir biçimde savaşın ve militarizmin suç ortağı olmak, yaşamlarımızın, akıllarımızın, düşlerimizin tutsak edilmesine seyirci kalmak istemiyorum.
Canlı hayatı hiçe sayan hiç bir mekanizmanın içinde yer almayacağım.
Bu düşüncelerimden dolayı askerliği, militarizmi ve bunun bizlere birer yaşam biçimi olarak dayatılmasını reddediyorum.
Ret deklarasyonum
Nazan Askeran
Gezegenimiz üzerinde süregelen, cinsiyet ayrımına dayalı, heteroseksist, hiyerarşik, mülkiyetçi, militarist sömürü sistemi tarafından ne kendimin, ne bir başka bireyin, canlı cansız herhangi bir varlığın sömürülmesini, ezilip yok edilmesini istemiyorum.
Tüm ekosistemi tehdit eden bu kanlı sistem tarafından çıkarılan savaşların ne öznesi ne de nesnesi olmak istemiyorum.
Her gün yüzlercesini, binlercesini ürettikleri türlü çeşitli imha silahlarıyla akıtılan kanların, yok edilen yaşamların faillerinden biri olmak istemiyorum.
Sistemin robotlaştırıp, emir-komuta zincirine tabi kılıp, posası kalana kadar kullandığı ve sonra kaldırıp attığı zavallılardan biri olmak istemiyorum.
Bir kadın olduğum için birilerinin mülkiyetinde olmayı, birilerinin namusu olduğum gibi çarpık bir düşünceyle kapatılmayı, dayak yemeyi, öldürülmeyi istemiyorum.
Sırf kadın olduğum için boynuma takılan "anne", "karı", "evlat" etiketleriyle beni mülkiyetleri altına aldıklarını varsayan birtakım erkekler ve toplum tarafından yönetilip yönlendirilmeyi, güdülmeyi, yaşamımın, kimliğimin, bedenimin üzerinde hiçbir hak ve söz sahibi olamamayı istemiyorum.
Sırf KADIN olduğum için gece sokaklarda yürümemin, yüzümdeki gülümsemenin taciz ve tecavüzle "ödüllendirilmesini" (!) ve bu nedenle cinayete kurban gitmeyi istemiyorum. Ayni şekilde bir eşcinselin, bir transvestitin ve diğer tüm insanların sırf cinsel kimlikleri nedeniyle ezilmesini, sömürülmesini, dayak yiyip öldürülmesini istemiyorum.
Örgütlü/örgütsüz her çeşit şiddeti reddediyorum.
Savaşlarda ölmek, öldürülmek istemiyorum.
Bizden sonra da bu gezegen üzerinde var olacak canlı/cansız yaşamı için bir tehdit unsuru, bir terminatör olmayı reddediyorum.
Ezmeyi, ezilmeyi;
Emir vermeyi, emir almayı;
Öldürmeyi, öldürülmeyi;
Savaşı, askerliği, şiddeti yaşamımızın her alanına nakşeden, meşru kılan militarist anlayışı;
Reddediyorum.
******
Cemal Karakuş
Şiddeti reddediyorum, öldürülen her çocukta, şiddete maruz kalan her
kadında, insanı insan tarafından öldürme sanatını reddediyorum.
Son olaylar bir kez daha gösterdi. Örgütlenmiş silahlı güçlerin ne Cenevre Sözleşmesi'ni ne de insan haklarını taktığı var. İnsan olma hakkımı kullanıyorum, hiçbir gücün bana insan öldürme eğitimi veremeyeceğini deklare ediyorum.
******
Mahmut Elkuş
Muzaffer militarist güçler yüzyıllardır sadece kendi egemenlikleri ve çıkarları uğruna dünyanın bölgelerinde uyguladığı zulmü ve vahşeti bugün Ortadoğu'da daha da yok edici ordu ve araçlarla uygulamaya devam ediyor. Ben her türlü şiddeti, katliamları, işkenceyi, zorbalığı, yaşam ihlallerini ve gerekçelerini lanetliyorum. İnsanları bu vahim gidişata göz yummamaya çağırıyorum.
Hayatımı şiddetten ve yaşamın her alanına bulaşmış tahakküm ilişkilerinden uzak durarak ve karşı çıkarak sürdürmeye kararlıyım. Otoritenin ve itaatin varolduğu hiçbir devlet, ordu, ideoloji, toplumsal ve ticari ilişkinin içinde yer almayacağım.
Sonuç olarak; yazılı yasalar, sözlü kuralsılar ne derse desin, kaçak olarak yaşamayı ve askere gitmeyi reddediyorum.
******
Savaş Karşıtları'nın www.savaskarsitlari.org sitesine değişik ülkelerden yazan vicdani retçiler ise şöyle:
Savaş Görgün
Asker olmayı, silah kullanmayı, emir alıp vermeyi yaşantımın hiç bir anına sokmayacağıma, vicdani değerlerimle bağdaşmayan ve zorla dayatılan askerlik görevini yapmayacağımı bir kez daha ilan ediyorum.
Silah kullanmanın ve savaş sanatının öğretildiği hiç bir kurumun, oluşumun dolaylı ve dolaysız parçası olmayacağımı vicdanımın olanca sesiyle RED EDİYORUM.
* (Bu mektup, Kanada'dan www.savaskarsitlari.org'a gönderilmiştir.)
******
Mustafa Nur Sezer
En geniş anlamıyla, asker olmayacağımı ilan ediyorum. Silah kullanmayacağım, emir almayacak ve emir vermeyeceğim, üniforma giymeyeceğim, insan hayatını, temel hak ve özgürlükleri hiçe sayan hiçbir mekanizmanın dolaylı ya da dolaysız parçası olmayacağım.
(Bu mektup Almanya'dan www.savaskarsitlari.org'a gönderilmiştir.)
******
Sevgili Vicdani Redçi arkadaşlar,
Bizler Kürt-Türk Savaş Karşıtları İnisiyatifi olarak Almanya'nın Münster kentinde Uluslararası Vicdani Redçiler Günü dolayısıyla 14-15 Mayıs tarihlerinde çok sayıda değişik Alman kurumları ile birlikte etkinlikler düzenleyeceğiz. Yüzlerce gösterici, bir insan hakkı olan Vicdani Red hakkının, Alman Devletinden bir iltica hakkı olarak kabul edilmesini talep edeceklerdir. Bizler,sizlerin de 15 Mayıs'ta İstanbul'da bir takım etkinliklerde bulunmanıza çok sevindik. Sizlere başarılar diliyor ve dayanışma selamlarımızı gönderiyoruz. Hep birlikte genç insanların Vicdani Red hakkını kullanmalarını teşvik edip, cesaretlendirelim. Herkese "Askerliği reddetme ve Vicdani Red" hakkını destekleme çağrısında bulunuyoruz.
Antimilitarist Selamlarımızla,
Zeynettin Er
Kürt-Türk Savaş Karşıtları İnisiyatifi
* (Bu mektup, Almanya'dan www.savaskarsitlari.org'a gönderilmiştir.)