Mersin'de askerlik "görevi"ni yapan Mehmet Bal, "vicdani ret" hakkını kullanacağını bu sözlerle açıkladı ve dün (Perşembe) birliğine son kez teslim olup askeri kimliğini bıraktı.
"Militarizm, özü itibariyle yok etmeyi bir sorun çözme yöntemi olarak kabul eder. Kendisini haklı çıkarabileceği çeşitli nedenleri öne sürerek, sonuçlarından da kendini kurtarmak için çeşitli yasalar ile yaptığını/yapacağını meşrulaştırmaya çalışır" diyen Bal, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Afganistan ve Irak'a yönelik müdahalelerinin gerçek nedeninin güvenlik olmadığını vurguladı.
Bal, 9,5 aydır sürdürdüğü askerlik görevini bitirip, "vicdani reddi"ni açıklamaya kadar geçen süreci şöyle anlattı:
Savaş istiyorum ya da istemiyorum sorun bu...
* Bizzat 9,5 ay gibi bir süre içinde bulunduğum askerliğe, 18 Ekim 2002 tarihi itibariyle devam etmemeye ve vicdani reddimi açıklamaya karar vermiş bulunuyorum.
* Militarizm, özü itibariyle yok etmeyi bir sorun çözme yöntemi olarak kabul eder. Kendisini haklı çıkarabileceği çeşitli nedenleri öne sürerek, sonuçlarından da kendini kurtarmak için çeşitli yasalar ile yaptığını/yapacağını meşrulaştırmaya çalışır.
* Bu aşamaları gerçekleştirirken elbette egemen kesimlerle de tam bir uyum içinde çalışarak, hem onların isteklerini gerçekleştirmeye yardımcı olur, hem de kendisi için kaynak yaratır.
* Bu döngü ve uyum sürekli devam eder. Bu uyumu bozmaya çalışan veya karşı gelen ise bir şekilde susturulur, cezalandırılır, hatta yok edilir.
* Yaratılan bu durumlar o kadar açık ve nettir ki, bunu görmemek için kişi ne kadar çabalarsa çabalasın, vicdan her defasında kendini ortaya koyarak gerçeklerin inkar edilemeyeceğini belirtir.
* İnsanları en çok ikna eden sağduyu dediğimiz o duygu ise her defasında çeşitli gerekçelere yaslanarak, yaratılan bu durumların görmezlikten gelinmesini ister, hatta bu oyunda gönüllü yer almanın daha doğru olacağını öne sürer.
" Militarizm itaat ister"
* Militarizmin özünü teşkil eden bir diğer unsur ise kayıtsız şartsız itaattir. İnsanı kayıtsız şartsız itaate götüren yollar da özenle ve itina ile hazırlanmıştır.
* En başından itibaren içine doğulan coğrafyanın ve toplumun güvenliğini sağlama iddiası ile, kişiye sırası gelince bu yolda katılımı dayatılır. Kişiye hiç bir biçimde fikri veya ne düşündüğü sorulmaz.
Gerekçeler hazırdır. İnsanların çizilen bu yolda gösterdikleri davranışlar adeta kutsallaştırılarak sunulur. İçine doğduğun toplum hatta anne ve baba bile bunların doğruluğundan ve kutsallığından hiç şüphe etmemektedir.
* Militarizmin ve yandaşlarının ortaya koyduğu/koyacağı savaşlar sadece insana zarar vermekle kalmamaktadır. Orduların elinde bulunan gerek nükleer gerekse biyolojik silahların doğaya verdiği/vereceği tahribatı ve yıkımı hangi gerekçe haklı çıkarabilir ki?
* Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve yandaşlarının 11 Eylül`ü ve başka bir takım bahaneleri öne sürerek önce Afganistan'ı yerle bir etmesi, şimdi de Irak'a saldırmak için hazırlanmasının altında yatan gerçek nedenlerin güvenlik vs. olmadığını herkes biliyor. Fakat sağduyunun güvenli kolları herkesi sarmış durumda.
"İradem dışındaki dayatmaları yerine getirmeyeceğim"
* Hiç kimse bir başkasından belli davranışlarda bulunmasını bekleyemez, beklememelidir. Bu tamamen insanların iç muhasebeleri sonucu verecekleri bir karar olmalı. Nasıl ki "Büyük ağabey "ortaya çıkıp, ya bizdensin ya da karşı taraftansın diyorsa, insanların da aynı netlikle "savaşı istiyor muyum, istemiyor muyum" diye net bir karar vermeleri gerekmektedir.
* Gerek kendi yaşamımda bizzat yaşayarak edindiğim acı deneyimler, gerekse 9,5 ay doğrudan içinde bulunarak edindiğim izlenimler doğrultusunda vicdanımın sesini daha fazla inkar edemeyeceğimi anladım. Bundan sonrası için gerekçesi ne olursa olsun vicdanım ve iradem dışında bana askeri veya sivil, yerel veya evrensel, hiçbir kişi, kurum veya yapının dayatacağı hiçbir edimi yerine getirmeyeceğimi belirterek vicdani reddimi kamuoyuna deklare ediyorum.
* Kısaca bugüne geliş sürecini de belirtmek istiyorum. Ben 1995 Mayıs'ında 1975-2 tertip olarak askere gittim. 9 Eylül 1995'te adli bir olay nedeniyle tutuklandım. 7 yıllık bir cezaevi süreci sonunda 23 Mayıs 2002'de tahliye oldum ve doğrudan askere gittim. 18 Ekim'e kadar da askerliğe devam ettim.
* Ayrıca kaçmak gibi bir düşüncemin de olmadığını belirtmek isterim. Son bir defa birliğe giderek askeri kimliği ve eşyaları teslim edeceğim. (NK/BB)