Türk sinemasının iki yönetmeni, Atıf Yılmaz ile Ertem Göreç'in, dün 85. yaşını dolduran, sinemacı, yazar ve aydın Vedat Türkali'ye ilişkin ortak görüşü böyle.
Meslektaşları, dostları ve sevenlerinin katılımıyla Beyoğlu Melek Sineması'nda düzenlenen 85. yaş günü, Akın Birdal'ın girişimiyle hayata geçirilen "1 Mayıs 2004 - 1 Mayıs 2005 Vedat Türkali Yılı"nın ilk etkinliğiydi.
Bilinç dünyasını geliştiren insan
Sinema Platformu, PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası, Varlık Dergisi, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği ( TMMOB), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Karikatürcüler Derneği'nin de aralarında olduğu 40'dan fazla kurum ve kuruluşun desteklediği "Vedat Türkali Yılı" düzenleme komitesinde üyesi, SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, geceden izlenimlerini şöyle aktardı:
"Gecede, Vedat Türkali'nin gerek sinemacı ve yazar olarak, gerekse politik kişiliğinin önemi vurgulandı. Gecenin açılışını Vedat Türkali'nin torunu yaptı. Elinde kırmızı bir karanfil ile sahneye gelen Ceren 'bu solcuların sembolüymüş; bunun için buraya gelen ve gelmeyen solcular adına bu çiçeği Vedat Türkali'ye vereceğim' dedi.
Yönetmen Atıf Yılmaz ve Ertem Göreç, Vedat Türkali'nin senarist ve sinemacı olarak Türk sinemasına yepyeni bir soluk getirdiğini ve gerçekçilik ile Türk sinemasını tanıştırdığını anlattılar. Komik anılar da aktarıldı.
Atıf Yılmaz, kızı Deniz'le evlendikten sonra Türkali'nin kendisine iyi davranmaya başladığını, bunun nedenini sorduğunda 'Sen benim deli kızımı aldın, çile çekiyorsun onun için sana iyi davranıyorum' dediğini anlattı.
Hem Atıf Yılmaz hem Ertem Göreç, Vedat Türkali'nin çok iyi bir senarist ve sinemacı olması yanında insan ilişkilerinde karşısındakine birşeyler öğreten özelliği üzerinde durdular. Atıf Yılmaz 'Benim bilinç dünyamı geliştiren insandır' dedi.
Yine Türkan Şoray da, 'Vedat Türkali'nin benim dünyamda çok önemli yeri olmuştur. Onun verdiği kitaplar ve bana anlattıklarıyla çok genç yaşta hayata başka açılardan bakmaya başladım. Çok eleştirel bir insandı ve hata yapmamak için epey uğraştım' dedi.
Gecede tiyatro sanatçısı Bozkurt Güvenç, Vedat Türkali'nin şiirlerini okudu. Edebiyatçı Demirtaş Ceyhun, '50 küsur yaşında roman yazmaya başladı ama çok başarılı oldu ve ben ondan çok şey öğrendim' dedi.
Herkesin Kadir Ağabeyi/Vedat Ağabeyi
Gazeteci Celal Başlangıç, Türkali'nin siyasi kimliğine değindi. TKP'den başlayan, 18 yaşında bir lise öğrencisiyken TKP'yi arayışı, daha sonra 7 yıl cezaevinde kalışı, 83 yaşında Demokratik Halk Partisi'nin (DEHAP) mitingine giderken ne kadar heyecanlı olduğunu, Aydınlar Dilekçesi'nde yargılanması, siyasi yaşamındaki dik ve onurlu duruşunu vurguladı.
Akın Birdal, 'Biz kendimizi çıkışsız hissettiğimizde ilk başvurduğumuz insan Vedat Türkali'ydi' dedi.Tabii ki, Vedat Türkali de sahneye çıktı ve çok alkışlandı.
Vedat Türkali lisedeyken tanıştığı eşi Merih Pirhasan'ın, yaşamı boyunca kendisine destek olduğunu, hapisteyken bankada çalışıp kendisine ve çocuklara baktığını, hayatta istemediği işlerde çalışmama lüksünü de kendisine eşinin sağladığını söyledi ve 'Bütün yılları Merih Pirhasan yılı ilan ediyorum' dedi."
Filiz Koçali, sinemacı dostlarının Kadir ağabeyi, diğer dostlarının Vedat ağabeyi olan Vedat Türkali'nin konuşmasında özetle geçmişi şöyle değerlendirdiğini aktardı:
"Ben tevazu göstermeyeceğim, iyi bir sinemacıyım, iyi bir filmciyim, ama bunun arkasında politik kimliğim var. Politik açıdan sorumlu bir yurttaş olarak davrandım ve TKP'li oldum. İnsanlar zamanla TKP'nin Türkiye'ye faydasını anlayacak. Orası her gencin gitmek istediği adresti, ben de Nazım'ın yolundan gitmeye çalıştım." (YS/BB)