Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Borsa İstanbul’un yüzde 10’nun Katar’a satılmasını yargıya taşıdı. HKP Genel Sekter Yardımcısı Avukat Sait Kıran ve Avukat Doğan Erkan Türkiye Varlık Fonu yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
HKP avukatları, Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TVF Yönetim Kurulu Üyeleri; Prof. Dr. Erişah Arıcan, Hüseyin Aydın, Burak Dağlıoğlu, Mustafa Rifat Hisarcıklıoğlu, Fuat Tosyalı, TVF Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Sönmez hakkında, “TCK 305. Madde Temel Milli Yararlar Aleyhine Faaliyet ile TCK 239/3 Ticari Sır Niteliğindeki Bilgi ve Belgelerin Yabancılara Açıklanması” suçu işledikleri gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.
Başsavcılığa verilen dilekçede; TVF’yi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönettiği hatırlatılarak şöyle denildi:
“Yasaya göre, Türkiye Varlık Fonu’nun denetlenmesi bağımsız kuruluşlarca yapılması gerekmektedir. Ancak denetlemesini yapacak kişileri de yine Cumhurbaşkanı atamaktadır. Aynı zamanda Varlık fonu özel kanunlar ile korunmaktadır. Bu fonda hesap sorulamayacak bir mekanizma kurulmuştur. Böylece Sayıştay dâhil olmak üzere hiçbir kurum bu fonu denetleyememektedir. Yine Kamu İhale Yasası ve bu yasanın devleti kamusal olarak koruma mekanizmaları da bu fon kapsamındaki şirketler için uygulanamıyor. Böylece şüpheliler, hiçbir sınır tanımadan diledikleri varlığı diledikleri yerli-yabancı para babasına, diledikleri fiyata satabiliyorlar.”
“Madenlerin yüzde 10’u Katarlılara satıldı”
Dilekçe’nin devamında, “Borsa İstanbul’un esas sözleşmesindeki amaç ve faaliyet konusundaki 3. maddeye bakarsak buradaki düzenlemede ‘sermaye piyasası araçlarının, kambiyo ve kıymetli madenler ve kıymetli taşların alım satım yetkisi ve bunlara ilişkin alım satım emirlerini sonuçlandıracak şekilde bir araya getirmek’ diye geçmektedir. Borsa İstanbul, bunların alım satım işlemlerini de yapabiliyor. Dolayısıyla diyebiliriz ki şu an Türkiye’deki madenlerin yüzde 10’u Katarlılara satılmıştır. Türkiye’nin ekonomisinin ve ticaretinin yüzde 10’u Katarlılara satılmıştır” ifadelerine yer verildi.
“Anayasayı ihlal suçu”
Suç başvurusunda, Borsa İstanbul'un yüzde 10'unun Katarlılara satışı ile ilgili kararın Anayasa'ya aykırı olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Anayasa’nın 5. maddesi ‘Bağımsız ve Milli Ekonomiyi’ öngörmektedir. Anayasa’nın 6. maddesine göre Katarlılara ‘Egemenlik Hakkının Devri’ söz konusudur. Anayasa’nın 47. maddesine göre ise kamu yararının zorunlu gördüğü hallerde devletleştirme yapılacağı öngörülmektedir. Ancak burada devletleştirme değil özelleştirme yapılmıştır. Üstelik de bu özelleştirme, yabancılara satmak suretiyle yapılmıştır. Böylece de kamu yararı ve ulusal değerimiz olan Borsa İstanbul hukuksuz ve egemenlik haklarımızı hiçe sayar şekilde Katarlılara satılarak Temel Milli Yararlar Aleyhine Faaliyet suçu işlenmiş olmaktadır.
“Erdoğan hakkında fezleke düzenlenmeli"
“Belirtmek isteriz ki, bu suç, şüphelilerin anayasal/yasal görev sınırları içinde olmadığından, bilakis anayasal görevin kendisine temelden aykırı olduğundan, şüpheliler hiçbir dokunulmazlık düzenlemesinden yararlanamamalı ve olağan hükümlere göre yargılanmalıdırlar. Savcılık aksi kanaatte ise Recep Tayyip Erdoğan yönünden Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne fezleke düzenleyip göndermeli, diğer şüpheliler bakımından da mevzuat hükümleri uyarınca gerekli adli prosedürleri işletmelidir. Savcılık makamı, Cumhuriyetin Savcılığı olduğunu gözetmelidir.
“Soruşturulmalı ve cezalandırılmalı”
HKP Ankara İl Sekteri Avukat Doğan Erkan, yaptıkları suç duyurusuna ilişkin şunları söyledi:
"İki konuda suç duyurusunda bulunduk. Birincisi; 'temel milli yararlar aleyhine faaliyet' yani böyle bir milli varlığın yabancılara devri tam olarak TCK 305’te düzenlenen suçtur. İkincisi de 'ticari sırların yabancılara açıklanması’dır. Bu iki suçtan dolayı soruşturulma yürütülmesi ve iddianame düzenlenmesini talep ediyoruz. Yeter! Türkiye’nin milli varlıklarının satışına dur demek lazım. Bu bir görev suçu değildir. Görev bunu vermez. Böyle bir görevleri yoktur. Varlık Fonunu satmak gibi bir görevleri yok. Özellikle Milli varlıklarımızı satmak gibi bir görevleri yok. Hiçbir dokunulmazlık zırhı olmamalı. Soruşturulmalı ve cezalandırılmalıdır. Artık yeter diyoruz! Bugünkü savcılıklar bu dosyalar hakkında ne karar verirse versin, bu dosyalar er geç iadei muhakeme olacaktır. Savcılara da Cumhuriyetin Savcısı olduklarını hatırlatıyoruz." (HA)