Avrupa ülkelerinin, karaciğere ve beyne zarar veren, böbreküstü bezlerini olumsuz etkileyen okratoksin içeren ürünleri satın almayacaklarını açıklamasının ardından, Türkiye'deki üzüm üreticileri, okratoksinle savaşmanın yollarını arıyor.
Avrupa Birliği'nin (AB), aldığı yeni bir kararla, üzümde bulunan Okratoksin-A değerini 10 ppb olarak belirlemesi , üzüm ihracatçılarını endişelendirdi.
Alınan kararın Tarım Bakanlığı tarafından onaylanarak "Türk üzümü için uygundur" görüşünün bildirilmesi üreticilerin de tepkisini çekti.
İzmir Ticaret Borsası Meclis Üyesi İlhan Zincircioğlu , bu durumun Türk çiftçisini de ihracatçısını da güç duruma düşürdüğünü belirtti. AB'nin, üzümdeki Okratoksin-A değerini 2003 yılında 5 ppb'ye düşürmeyi hedeflediğini anlatan Zincircioğlu, şöyle konuştu:
"AB'nin böyle bir standart belirlemesinin dolaylı sonuçları olacaktır. Satışa çıkan ürünlerin fiyatları piyasa fiyatlarının üzerinde kalırsa, alıcılar üzümdeki okratoksin-A maddesini bahane ederek ürünlerimizi reddedebilirler. Bu bizim için problem yaratabilir."
Ürünler üreticinin elinde
" Geçen yıldan Tariş'in elinde 70 bin ton, müstahsilde de 8-10 bin ton üzüm kaldı, çok yüksek rakamlarda yeni bir mahsul geliyor. Eğer, okratoksin-A sıkıntısı çıkarsa bu mal gene satılamayacak ve elde kalacak. İç piyasada zaten tüketilen üzüm miktarı yalnızca 20 bin ton. Yapılan tetkikler, kuru ve yağışsız bir sergi dönemi geçirildiği takdirde üzümde okratoksin değerinin 10 ppb'nin altında olabileceğini gösteriyor. Ancak, yağışlı bir sergi döneminden sonra bu rakamın yüksek çıkacağını ve sıkıntılara neden olabileceğini tahmin ediyorum. Dolayısıyla 10 ppb, 1 Ekim'den itibaren Türk üzümünde büyük bir sıkıntı olacak."
Oluşma nedenleri bilinmiyor
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erdinç Kapkaç da, AB'nin kararının Tarım Bakanlığı tarafından onaylanmasını eleştirdi. Kapkaç, Tarım Bakanlığı'nın konuyla ilgili araştırmalarının yetersiz olduğunu savundu:
"Firma olarak yaptığımız analiz ve tetkik sayısı herhalde Tarım Bakanlığı'nın yaptıklarından daha fazladır. Okratoksin-A'nın oluşma nedenleri tam olarak bilinmiyor . Her ne kadar küflerden kaynaklandığı sanılıyorsa da, hangi evrede nasıl bir mekanizma küfü meydana getiriyor, daha bilinmiyor.
"Avrupa Birliği, uygulamaya 1 Temmuz'da başlayacaktı ancak, biz bunu 1 Ekim tarihine kadar erteledik.Böylelikle içinde bulunduğumuz sezonun ürünlerinin bir riskle karşılaşmasını önleyebildik. Ancak Ekim'den itibaren ciddi bir tehlike söz konusu."
Üzüm üreticileri, okratoksin-A maddesinin yeterince tanınmadığını, devletin de bu konudaki çalışmalarının yetersiz olduğunu görünce, akademisyenlerin yardımına başvurdu.
Araştırma sonuçları , okratoksin-A maddesi ile ilgili bir takım ipuçları içeriyor:
Üzümde okratoksin-A'nın oluşumu depolama aşamasında değil, ürünün gelişme döneminde bağlarda meydana geliyor . Hasat dönemindeki ve hasat sonrası dönemdeki ürünlerin okratoksin-A içerikleri birbirine yakın. Ancak, kuru örneklerde daha az okratoksin-A bulunurken, sulama yapılan bağlarda rakamlar yükseliyor.
İyi kurutmak gerekli
İTB Yönetim Kurulu Üyesi Tayfur Gürcan , akademisyenlerin verdikleri bilgilerin kendilerini aydınlattığını ancak, bu seneki ürünler için geç kalındığını vurguladı. Gürcan, "Gelecek sezonda önerilen önlemleri alacağız. Üreticinin bu sene için yapabileceği tek şey, sergi aşamasındaki ürünleri çok iyi kurutması. Devletten herhangi bir yardım göremediğimiz için, el ilanları ve broşürlerle üreticileri aydınlatmaya çalışıyoruz" dedi.
Tariş Ar-Ge Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Meltem Çakır , son yıllarda ülkeden ihraç edilen çekirdeksiz kuru üzümlerde okratoksin-A oranının yükseldiğini belirtti. Çakır, Ege İhracatçılar Birliği'ne başta İngiltere olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinden baskı geldiğini anlattı.
Ege İhracatçılar Birliği'nin Tariş, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ile Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nün ortak çalışma grubu oluşturduğunu ifade eden Çakır, Ege Bölgesi'ndeki 62 bağda inceleme yapıldığını açıkladı.
Okratoksin-A nedir?
Okratoksin-A, toprak patojeni olan küf mantarlarından aspergillus ve penicillium türlerinin ürünler üzerinde gelişmeleri ve çoğalmaları sırasında oluşturdukları kimyasal maddedir.
Okratoksin-A; buğday, mısır, arpa, çavdar gibi tahıllarda , pamuk tohumu, baklagiller (fasulye, bezelye, soya fasulyesi) kakao tanesi, kahve tanesi, kuru incir, fındık, soğan, şeftali, biber ve yüzeyi zedelenmiş elmalarda bulunabiliyor.
Okratoksin-A'nın ayrıca domuzlar, kümes hayvanları ve balıklar gibi kontamine yemle beslenen hayvanlarda belirlendiği de yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmış.
Okratoksin-A oranı nasıl azalır?
* Sulamanın asgari düzeyde tutulması,
* Sergi anında çürük ve bozuk tanelerin ayıklanması,
* Üzümün mutlaka iyi kurumuş olarak kalkması,
* Üzümün toprak sergilere serilmemesi,
* Hasata yakın dönemde toprak işleminin yapılmaması.
Akademisyenler ne diyor?
Prof. Dr. Nafiz Delen :
"Okratoksin, insan sağlığı açısından çok zararlı. Karaciğer ve beyine zararları var. Onun için üzüm alıcısı ülkeler başta İngiltere olmak üzere aldıkları kuru üzümlerde okratoksin kalıntısını kesinlikle istemiyorlar. Kendi ülkelerinde analizler yapıyorlar. Böyle tehlikeli bir ürünü de kesinlikle almıyorlar. Önlenebilmesi için çok iyi programlarla kimyasal savaşım yapılması lazım. Çok erken dönemde ilk bağlar uyandığı dönemde okratoksin üreten organizmalar, çok erken dönemde, bağlar ilk uyandığı dönemde salkımlarda bulunabiliyor. Yavaş yavaş ürüyor , nemli koşulları sevdikleri için, bu tür ortamlarda toksin salgılıyorlar. Öncelikle, okratoksin oluşumunun engellenmesi gerekir."
Prof. Dr. Ahmet Altındişli :
"Okratoksin oluşumu, hasat, kurutma ve depolama sürecindeki ortamla ve rutubetle ilgili. Genellikle küfler asidik ortamı tercih ederler. Depolarda, özellikle havalandırma işlemi çok iyi yapılmalıdır. Aksi halde sıcak hava ürün üzerinde yoğunlaşarak ürünü ıslatır. Bu da küf gelişimi için ideal bir ortamdır."
(BB/NU)