Fotoğraf: İHD Urfa
Urfa, Hilvan’daki Arabuk Mahallesi’nde bulunan kemikler ile ilgili 1993-1994 yıllarında yakınlarını kaybeden aileler, Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı’na DNA incelemesi ve faillerin cezalandırılması talebi ile başvuruda bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği Urfa şubeleri, soruşturmanın takipçisi olacaklarını açıkladı: “Zorla kaybedilenlerin hesabını sormaktan asla vazgeçmeyeceğimizin sözünü yineliyor ve kemiklerin bulunduğu bölge ve çevresinde zorla kaybedilenlerin yakınlarını kurumlarımız ile birlikte hukuk mücadelesi vermeye davet ediyoruz.”
Ölüm nedeni ve zamanına inceleme talebi
Şefik Geçgel, Hüseyin Taşkaya, Ahmet Kalpar, Faik Kevci ve Nazım Babaoğlu’ndan, 1993-1994 yıllarında Bucak aşiretine mensup korucularca alıkonulduktan sonra bir daha haber alınamamıştı.
Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre, Arabuk (Tutumlu) Mahallesi’nde Temmuz ayı ortasında jandarmanın yaptığı kazıda, naylon torbaya sarılı bulunan ve üç erkeğe ait olduğu tahmin edilen cesetler bulununca kayıpların aileleri, İHD ve ÖHD’ye başvurdu.
İHD ve ÖHD Şube Eşbaşkanları, yöneticiler ve yakınlarını kaybeden aileler Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığı’na “DNA incelemesi sonucuna göre cenazelerin teslimi talebi” ile başvuruda bulundu.
Başvuru dilekçesinde şu talep yer aldı: “Bulunan kemik örneklerinin öncelikle antropometrik ölçümle ile kimlik tespiti yapılmasına ve yapılacak travma analizi sonucunda ölüm nedenlerinin ve ölüm zamanlarının incelenmesine, müvekkiller ve yakınlarından alınacak kan örnekleri üzerinden DNA incelmesi yaptırılmasını, çıkacak sonuca göre cenazenin müvekkillere teslimine karar verilmesini talep etmekteyiz. Yine yukarıda belirtmiş olduğumuz hususlar çerçevesinde kemik örneklerinin müvekkilin kardeşine ait olması durumda soruşturma işlemlerinin başlatılarak belirtilen iddialar konusunda gerekli soruşturma işlemlerinin yürütülmesini talep etmekteyiz.”
“Daha fazla sorarsanız sizi de kaybederiz”
Zorla kaybedilenlerden Hüseyin Taşkaya’nın kardeşi Faik Taşkaya, MA’dan Emrullah Acar’a yaptığı açıklamada, evli 4 çocuk babası inşaat işçisi ağabeyinin Siverek merkezde bulunan evlerinde 7 Aralık 1993 tarihinde asker ve korucular tarafından gözaltına alındığını belirtti.
O tarihten sonra bir daha ağabeyinden haber alamadıklarını söyleyen Taşkaya, Siverek ve Urfa’da Emniyet Müdürlüğüne birçok başvuru yaptıklarını, ancak bir cevap alamadıklarını söyledi.
Taşkaya, 1994 tarihinde tehdit edildikleri için İstanbul’a göç etmek zorunda kaldıklarını da ekleyerek, yaşadıklarını şu şekilde anlattı:
“Biz kardeşimi Siverek ve Urfa’da bulunan emniyet ve hukuk mercilerine sorduğumuzda bizi tehdit ettiler. Siverek İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde bize ‘Siz daha fazla sorarsanız sizi de kaybederiz’ dediler. Bunun üzerine zorunlu göç ettik. 1995 tarihinde annem Fatime Taşkaya İstanbul’a Cumartesi Annelerine katılarak arayışını sürdürdü. 2016 yılında 75 yaşındayken yaşamını yitirdi.
“Bizim aile gibi binlerce aile var. Birçok zaman savcılıklara başvuru yaptık, ancak bize olumlu ya da olumsuz bir cevap vermediler. Dönemin alay komutanı Ahmet Şentürk hakkında 1995 yılında yaptığımız suç duyurusu takipsizlik ile sonuçlandı.”
“Biz aldık, devlet görevlilerine teslim ettik”
Ağabeyinin kaybedilmesiyle ilgili Bucak aşiretinin lideri olan dönemin DYP Urfa milletvekili Sedat Bucak ile 1993 yılında görüştüklerini belirten Taşkaya “Sedat Bucak bize ‘evet biz gözaltına aldık, çalıştığımız devlet görevlilerine teslim ettik’ dedi. Onların çalıştığı devlet güçleri asker, jandarmaydı” dedi.
“Haberlerde 3 cenaze bulunduğu söylenildiğinde umutlandım. Cenazelerin bulunduğu köy korucu ve JİTEM’in karargahıydı. Bu haberi aldıktan sonra İHD ve ÖHD’ye hukuksal destek için başvuruda bulunduk. Biz sağ ya da ölü ağabeyimi bulmak istiyoruz. Çocukları var, biz de mezarı başında dua etmek istiyoruz. Kaygılarımız var, kemikler kaybedilmesin.”
“Sorumluların yargılanmasını istiyoruz”
Kaybedilen Şefik Geçgel’in oğlu Mehmet Karakaya “Üstü kapatılmasın, kemikler yakınlarımıza aitse ortaya çıkarılsın” dedi. Babası gözaltına alındığı zaman 6 yaşında olduğunu ve o günü hatırladığını belirten Karakaya, “Sabah saatlerinde eve geldiler. Jandarma ve korucular vardı, aldılar götürdüler. O günden sonra bir daha görmedik. Urfa Valiliği, ilçe ve il emniyete başvurduk ama bir muhatap bulamadık” dedi.
Ahmet Kalpar’ın ağabeyi Mustafa Kalpar da kardeşinin korucular tarafından Siverek'te bulunan işyerinde alıkonulduktan sonra haber alamadıklarını söyledi.
Kalpar da diğer aileler gibi alıkonmadan sonra başvurdukları yetkili mercilerde bir cevap alamadıklarını belirterek şunları söyledi: “Ölü ya da diri kardeşimi bulmak istiyoruz. Teselli bulacağımız bir mezar ve sorumluların yargılanmasını istiyoruz. Yakınları kaybedilen herkes başvuru yapsın, peşini bırakmasın.”
Ölüye Saygı ve Adalet Panelleri’nden
TIKLAYIN - 30 yıldır kemiklerimizi bir mezara koyamadık
TIKLAYIN - Kürt direnişinin ve hafızasının mekânı olarak mezarlıklar
TIKLAYIN - İnsan hakları ölülerin haklarını da kapsamalı
TIKLAYIN - Yas, hafıza ve politika
(AS)