Hükümetin acil eylem planındaki YÖK'ü değiştirme önerilerini bianet için değerlendiren Azrak, "Üniversitelerle ilgili yapılacaklar tam olarak açıklanmadı, ancak YÖK'ü savunmak ya da değiştirmek şeklinde bir tartışma yapmak yerine, özerk ve demokratik üniversite taleplerimizi hükümete kabul ettirmeliyiz" görüşünü savundu.
"Üniversitede disiplin terörü var"
Prof. Azrak, üyesi olduğu Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nin üniversitelerin demokratik ve özerk olabilmesi için, seçimle oluşturulan kurullarca yönetilmesini savunduğunu belirtti.
* YÖK başkanı ve rektörler üniversite üyeleri ve memurları hakkındaki disiplin yönetmeliği sayesinde kendi düzenlerine, düşüncelerine uymayanlara "disiplin terörü" uyguluyor. Başta İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, üniversite üzerindeki bu terör havasını estiriyor.
* Prof. Dr. Bülent Tanör, kürsüsünde yapılan uygulamalara karşı çıktı diye bütün çalışmaları ve yaşamı araştırılarak, sözüm ona zayıf bir noktası bulunarak üniversiteden uzaklaştırılmaya çalışıldı. YÖK, tepkiler büyüdüğü için soruşturmayı zaman aşımına uğrattı. Ne yazık ki Tanör, hakkındaki iddialar havada kalarak hayata veda etti.
* YÖK, üniversitelerde artan bilim hırsızlığının takipçisi olacak yerde bunu gizlemeye çalışıyor. Prof. Alemdaroğlu'nun, hakkındaki intihal iddialarına karşı etik kurula sevk edilmeden rektör seçilmesi doğru değildi.
* 1980'den sonraki üniversite politikası sonucu öğretim üyeleri kendi çıkarlarını yürütmek için birçok şeye razı olan "konformist" insanlar oldu. Bir yönetim hukukçusu olarak baktığımda bu, demokratik işleyişteki kurulların yerine tek kişinin yönetimindeki üniversitede, geniş yetkilerle donatılan, direnenlere disiplin cezası uygulayan sistemin sonucudur.
"AKP'ye karşı YÖK'ü savunmak gerçekçi değil"
Azrak, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) acil eylem planındaki, "8 yıllık eğitimde değişiklik yapılması, imam hatiplerin eski itibarına kavuşturulması için üniversitelerin bütün fakültelerine girebilmesi" gibi tasarıların kabul edilmez olduğunu belirtti:
* Acil eylem planındaki değişiklikler şu an özerk ve demokratik üniversiteye ulaşmak için elverişli bir plan sunmuyor, yapılacak değişikliklere göre konuşmalıyız. Hükümet, eskiden beri YÖK'e karşı doğan tepkiden yararlanmaya çalışıyor.
* Bizim yapacağımız, hükümetin YÖK'ü değiştirmekte kararlı olduğu süreçte, gerçek demokratikleştirme planımızı hakim kılmaya çalışmaktır. AKP'nin planına karşı olup YÖK'e dokunmayın demek gerçekçi değildir.
* Hükümetin YÖK'ün özerk ve demokratik olması açıklamalarını nasıl uygulayacağına bağlı olarak yapılması gereken; öğrenciler, kamuoyu ve velilere de karşı YÖK'ü savunmak değil, YÖK'ü tartışmak ve daha kabul edilemez değişikler olacaksa karşı çıkmaktır.
* Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu başörtüsü konusunda karar vermişken, AKP üniversitede bu konuda bir değişiklik yapamaz. Disiplin affı sağlamak, üniversiteye başörtüsüyle girileceği anlamına gelmiyor.
YÖK kalkamaz ama üniversite değişebilir
Prof. Azrak YÖK'ün Aysel Çelikel gibi hukukçu üyeleriyle kurulda alınan kararlardaki yanlışlıkları düzeltmeye çalışıyoruz. Ancak birkaç muhalif üyenin görüşü yeterli olmuyor" dedi:
* YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu'na bağlı olmadığı bir ortamda, Dicle Üniversitesi'ne Cumhurbaşkanı'nın önerdiği rektör atandığı için, bu üniversiteye kadro vermeyebiliyor.
* Dekanları neden YÖK'ün atadığını anlamak mümkün değil. Rektör kendine yakın adayları dekan öneriyor. Üniversitenin tüm birimlerinde aynı görüş hakim kılınıyor.
* İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde dekan olduğum dönemde rektörle çatışmalarımdan dolayı fakültenin olanakları kısıtlandı. Üç bölüm kapatıldı. Üniversiteden kendi isteğimle ayrılmama neden olan bu durumu Prof. Alemdaroğlu "emekli olduğum" şeklinde açıklıyor.
* Rektörler aynı siyasi iktidardakiler gibi ikinci dönem seçilebilmek için kadrolaşıyorlar, kendilerine yakın araştırma görevlileri ve öğretim üyelerini atama önerisiyle kendi düşüncelerine kabul ettiriyorlar.
* Öğretim Üyeleri Derneği olarak, demokratik ve özgür bir üniversitenin kişi yönetimine değil üniversitenin seçtiği kurulların yönetimine dayandığını söylüyoruz. YÖK, Anayasada yer alması nedeniyle yakın zamanda kaldırılamayacağı yalnızca ihtiyaçların karşılanması için prensip kararları alan bir kurul olabilir.
* YÖK, öğretim üyelerinin bilimsel çalışmalarına destek veriyor, kısıtlama yapmıyor, ancak bir önceki hükümetin üniversiteler için araştırma fonlarını kesmesi kaynak sorunu yarattı.
* Üniversitelere mali kaynak yaratılması için daha yüksek harç ödeyebilecek öğrenciler sayesinde, ödeyemeyecek olanlara burs ve kredi imkanı sağlanması sosyal bir projedir. Ancak harçların çok yüksek tutulmaması gerekir. Öğrencilere kredi verilirken, disiplin cezaları bahane edilmemeli, yaptırım uygulanmamalıdır. Türkiye'de bugüne kadar parasız eğitim yapılamadığı için, bu tasarı harçların çok yüksek olmaması koşuluşla kabul edilebilir. (BB)