Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinden Felsefe ve Psikoloji bölümleri öğrencileri, operasyona maruz kalan ve halen gözaltında bulunan öğrencilere destek açıklaması yaptı.
Açıklamalarda ifade özgürlüğü vurgusu yapan öğrenciler, “Üniversiteler fikir sistemlerini tartışmak, düşünce ve bilgi üretimi yaratmak için var olan kurumlar, ifade özgürlüğünün savunulduğu özerk alanlar olmalıdır” dedi.
TIKLAYIN - Erdoğan’ın Açıklaması Sonrası Boğaziçi Yurtlarına Baskın
Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde iktidarın Afrin politikalarını eleştiren bir grup öğrencinin gözaltına alınmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “O komünist, o vatan haini, terörist gençler… O terörist gençlerle ilgili her türlü çalışmayı yapıyoruz. Bu gençlere üniversitede okuma hakkı vermeyeceğiz” açıklamasını yaptı. Bu açıklamanın ardından ikinci operasyon yapıldı, öğrenciler halen gözaltında.
Felsefe öğrencileri: Arkadaşlarımız sistematik olarak hedef gösteriliyor
Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden öğrencilerin açıklaması şöyle:
“Perşembe günü başlatılan cadı avı ve sürdürülen korku ortamı, arkadaşlarımızın ve ailelerinin evlerine baskınlar, takip ederek kampüs önünden gözaltına almalar, kampüs içerisinde polislerin adeta ayan beyan dolaşması şeklinde devam ediyor. 22 Mart’tan bu yana toplam 21 kişi gözaltına alındı, 11 arkadaşımız hala ifadeleri alınmadan gözaltında tutuluyor.
“Gözaltı süreleri uzatıldı. Bu, arkadaşlarımızın bu muğlak süre zarfında ifadeleri dahi alınmadan özgürlükleriyle birlikte eğitim haklarından da mahrum bırakılacakları anlamına geliyor.
“Arkadaşlarımız ne ile suçlandıklarını henüz bilmeden ‘terörist’ ilan edildi, itibarsızlaştırmaya çalışıldı ve sistematik olarak hedef gösteriliyor. Rasyonellikten uzak bu süreçte masumiyet karinesi ilkesi göz ardı edildi.
“Üniversiteler fikir sistemlerini tartışmak, düşünce ve bilgi üretimi yaratmak için var olan kurumlar, ifade özgürlüğünün savunulduğu özerk alanlar olmalı. Üniversite öğrencileri özgür ve özerk bir alanda üreten, sorgulayan ve tartışan bireylerdir. Bu bilgi üretiminin bekası için özgür düşünce alanının korunması elzemdir.
“Sivil polislerin derse, kütüphaneye girdiği; korku ve baskı yaratmak adına her yolu kullandığı, jurnalciliğin teşvik edildiği hiçbir yerde düşünce ve ifade özgür değildir. İktidarın dış politikalarını eleştirmek, hakim ideolojiden farklı bir fikre sahip olmak ‘terör propagandası yapmak’ değildir. Kamuoyuna çağrımız, bu haksızlıklara karşı susmamak, bu baskıya birlikte direnmektir.”
Psikoloji öğrencileri: Eğitim hakkı gasp edilmemeli, polis çekilmeli
“Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümünden kimi öğrenciler” imzalı açıklama da özetle şöyle:
“Nazi döneminde yaşananlar, Dr. Stanley Milgram’ı harekete geçirmiş ve ‘Nasıl oldu da onca insan körüne itaat etti?’ sorusunu sordurmuştu. Bu sorudan hareketle çalışmalarına başlayan Dr. Milgram, birçok kişinin bildiği ünlü Milgram Deneyi’ni gerçekleştirdi ve ‘İnsan eğer vicdanı güçlü değilse, otorite karşısında zayıf, vahşi bir canlıdır’ sonucuna ulaşmıştı. Milgram’a göre ‘Bizler, ipleri toplum tarafından yönetilen birer kukla olabiliriz. Ama en azından, çevresini algılayabilen, irdeleyebilen kuklalarız. Özgürleşmemizin ilk adımı da bu farkındalık olacaktır.’ Bu farkındalığın başlayacağı ve gelişeceği yer, üniversitedir.
“Erich Fromm’un ‘sadistçe egemenlik kurma özlemleri, mazoşist eğilimler, zayıfa egemen olmak yerine güçlüye boyun eğen kitleler yaratma arzusu’ olarak nitelediği otorite, bilimsel özgürlüğü ellerimizden alamayacak, üniversiteleri birer tabelaya dönüştüremeyecektir.
“Bilimsel düşünceyi ortadan kaldırmaya yönelen tüm hamlelerden vazgeçilmelidir. Kampüslerimizden polisler çekilmeli, üniversiteler özgür düşüncenin yuvası haline gelmelidir. Eğitim hakkı gasp edilmemeli, haktan mahrum bırakma tehditleri bir an önce son bulmalıdır.”
Ne olmuştu? |
19 Mart Pazartesi, Boğaziçi Üniversitesi İslam Araştırmaları Kulübü'nden (BİSAK) öğrenciler Afrin’de 46 askerin hayatını kaybetmesinin ardından Kuzey Kampüs’te masa açarak lokum dağıtmasını savaş karşıtı öğrenciler “İşgalin katliamın lokumu olmaz” yazan pankart açarak protesto etti. İki grup arasında tartışma çıktı, lokum standına saldırıldığı öne sürüldü. 20 Mart'ta AKP Gençlik Kolları, polis kontrolünde yürüyüş gerçekleştirerek lokum standına yapılan saldırıyı protesto etti, yapılan açıklamada savaş karşıtı öğrenciler hakkında “terörist” ifadesi kullanıldı. 22 Mart Perşembe savaş karşıtı beş öğrenci sabah erken saatlerde, ev ve yurtlara yapılan polis baskını ile gözaltına alındı. Gözaltılara karşı öğrenciler tarafından sosyal medyada aynı gün yayınlanan açıklamada Kuzey Piramidinde buluşma çağrısı yapıldı. Buluşmanın gerçekleştirileceği saatin öncesinde Terörle Mücadele Polisi (TEM) okula girerek öğrencilerden yedi kişiyi yerde sürükleyerek gözaltına aldı. Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek gözaltına alınan öğrenciler 22 Mart günü akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Ancak ev ve yurt baskınıyla gözaltına alınanlar halen Emniyet Müdürlüğünde tutuluyor. TIKLAYIN - Boğaziçi Kampüsünde Gözaltına Alınan 13 Öğrenciden 7'si Serbest 24 Mart Cumartesi Erdoğan Samsun’da “O komünist, o vatan haini, terörist gençler onların masalarını dağıtıyor. O terörist gençlerle ilgili her türlü çalışmayı yapıyoruz. Bu gençlere üniversitede okuma hakkı vermeyeceğiz” dedi. TIKLAYIN - Erdoğan: Öğrencileri Kamera Kayıtlarından Bulacağız 25 Mart'ta da Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin kaldığı yurt ve evlere baskın düzenlendi. Marksist Fikir Topluluğu üyesi üç öğrenci gözaltına alındı. |
(AS)