Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) üniversite harçlarına yapmayı planladığı yüzde 8 ile 12 arasındaki zam konusunda görüşlerini aldığımız üniversite öğrencileri, üniversiteyi kazanmanın zorluğu nedeniyle öğrenci ve velilerinin çoğunun, yüksek harçlara tepki göstermediğini söylüyor.
"Harçların oranlarından çok temel insan hakkı ve kamu hizmeti olan eğitimin neden parasız verilmediği tartışılmalıdır" diyen öğrenci Anıl Ar ise, üniversite yönetimi ve devletçe bastırılan öğrenci muhalefetinin eşit, parasız ve bilimsel eğitim taleplerini yineleyeceğini söylüyor.
26 Temmuz Pazartesi günü toplanacak YÖK Genel Kurulunda konuşulacak harçlara zam oranları, Bakanlar Kurulu kararıyla kesinleşecek. Harçlara yüzde 8 artış yapılırsa öğrenciler, 194 ila 400 milyon arasında; yüzde 12'lik bir artışta ise 201 milyonla 420 milyon arasında harç ödeyecek.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 1. sınıf öğrencisi Raziye Irmak, 280 milyonluk yıllık harcının 200 milyonunu harç kredisiyle ödediğini söylüyor.
"Mezun olduktan sonra iş bulamazsam krediyi nasıl geri ödeyeceğimi bilmiyorum. Kredi almayan arkadaşlarım yarı zamanlı çalışmak zorunda kalıyor. Bu da derslerini etkiliyor. Kimse harç vermeyi istemez ama, üniversiteyi kazandığımız için elimiz mahkum, veriyoruz" diyor.
İkinci öğretimler harçlara "katlanmak zorunda"
Lisan, ön lisans ve yüksek lisans eğitimlerinde eşdeğer programlarda, ders saatleri dışında (çoğunlukla öğleden sonra) yapılan öğretimi tanımlayan ikinci öğretim öğrencilerinin, normal programdan daha fazla olarak ödedikleri harç miktarları ise 7-8 kat fazlalaştırılacak.
Buna göre ikinci öğretim harçları 600 milyondan 4 milyarı geçen rakamlara varabilecek.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde ikinci öğretim öğrencisi olan Ruken Cenan, iki puan farkla birinci öğretim yerine ikinci öğretime kayıt yaptırdığını, üniversiteyi kazanmanın zorluğu nedeniyle 600 milyonu geçen harcını zorlansa bile vermek zorunda olduğunu söylüyor.
* Üniversitelerin elektrik ve su faturaları gibi temel harcamaları için bütçemizi zorlamayan bir katkı payı verebiliriz, şu an verdiğim harç ailemle aramda sorun yaratıyor.
* Ailem sinemaya gitmek için para istediğim zaman, 'Zten 600 milyon harç veriyoruz. Okul için olmayan özel harcamalar yapıyorsun" diyor. Devlet üniversitesinde okumama karşın, paralı okulda okuyormuşum gibi çok yüksek harç veriyorum.
* Devlet, üniversitelere yeterli kaynak ayırmadığı için gazetecilik öğrenimi görmeme karşın bilgisayar kullanmadan mezun olacağım. Üniversite okumak bir ayrıcalık olarak görüldüğü için bu duruma katlanmak zorunda kalıyoruz.
"Harçların fazlalığı değil, parasız eğitimi gündeme getirelim"
Yıldız Teknik Üniversitesi 3. sınıf öğrencisi Anıl Ar, "Üniversite öğrencilerinin herkes için eşit, bilimsel ve parasız eğitim talepleri hala sürüyor. Ancak bunu yalnızca harçların miktarına bağlı bir talep olarak dile getirmeyi doğru bulmuyorum. Kamuya ait tüm hizmetlerin de parasız olması gerektiğini savunuyorum" diyor.
* 1995'te üniversitelerde daha iyi eğitim alma taleplerini dile getirmek için bir araya gelen Öğrenci Koordinasyonu ile büyüyen öğrenci muhalefeti, soruşturmalar ve cezalarla bastırıldı. Devlet harç oranlarını öğrencilerin kitlesel tepkisine neden olmayacak şekilde ayarlıyor.
* Geçmişte harç ödememek için devlete ve üniversite yönetimlerine açılan bireysel davalar olmuştu. Bugün benzer bir eylemi tekrarlarsınız, büyük ihtimalle ceza ve soruşturmayla karşılaşacaksınız.
* Parasız eğitim talebinde bulunanlara da baskı uygulanmaya devam ediliyor. Geniş bir öğrenci kesiminin üniversiteler konusunda görüşlerini dile getirdiği bir ortamda, harçlar da ayrı bir talep olarak öne çıkarılabilir.
* Harçlardaki artışın fazla olup olmadığı tartışması yerine öğrenciler, parasız ve bilimsel eğitim, demokratik üniversite konusunda seslerini yükseltmeliler.
"Harçlar eğitimin kalitesine yansımıyor"
İstanbul Üniversitesi Antropoloji bölümü 1. sınıfta okuyan Ayşe Güngör, verdiği harcın miktarından çok, okulda aldığı eğitimin öğrencilerin araştırma yapmasına olanak tanımamasını eleştiriyor.
Tıp ve mühendislik gibi bölümlerin harçlarını kendi harcının 10 katına varmasını, öğrenciler arasında eşitsizlik olarak niteliyor, verilen harçların öğrencilere kaliteli eğitim olanakları olarak geri dönmediğini belirtiyor.
Güngör, harçların kendi bölümündeki öğrencilerin alan çalışması yapmasına olanak tanımadığını da söylüyor ve ekliyor "İyi bir eğitim almanın yanı sıra tabii ki harç vermemek de isterdim." (ÖG)